Ya da onu soğuk kanlılıkla öldürmek için mi görüşme ayarladın demeliyim. | Open Subtitles | أو هل يجدر بي أن أقـول أنك رتبت لقتلـه بدم بـارد ؟ |
- Şimdi, Komser, Gerçekten Beth'in soğuk kanlılıkla kardeşini öldürüldüne inasıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقد حقاَ أنها قتلت أخيها بدم بارد أليس كذلك ؟ |
Evet ama o adamları soğuk kanlılıkla öldürmedim. | Open Subtitles | نعم ولكني لم أقتل هؤلاؤ الاشخاص بدم بارد |
Bu sabah frittata da istemiyordum. Şimdi bana bir daha yiyemeyeceğimi söylersen, seni soğuk kanlılıkla öldürürüm, tetikçi usulü. | Open Subtitles | صباح اليوم لم أكن أريد الفيرتاتا، و إذا قلتَ أنّي لا أستطيع تناولها مجدّداً، قد أقتلك بدمٍ بارد. |
Baş subayım ve ben yiyecek ve su arıyorduk, onlar ise nöbetteki adamlarımın üstesinden gelip onları soğuk kanlılıkla öldürmüşler. | Open Subtitles | عندما كانوا أكثر قوه من الرجل الذى يراقبهم قتلوه بدماء بارده |
Müvekkilin, soğuk kanlılıkla önemli birini öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف موكلك أنه قتل بدم بارد أحد الشخصيات البارزة في المجتمع |
Bir ajanımın bir şüpheliyi soğuk kanlılıkla öldürdüğünü veya başkasının uyuşturucu sorunu olduğunu ve benim rapor etmediğimi. | Open Subtitles | ؟ ان احد عملائي قد يكون قتل مشتبه به بدم بارد او ان احدهم لديه مشكلة مخدرات جدية لم ابلغ عنها |
Ben varlıklı bir adam, ama kabul edelim soğuk kanlılıkla birini öldürüp bundan kazanç elde edemezsiniz. | Open Subtitles | ،أنا رجل ثري لكن لنواجه الأمر لاينبغي القيام بقتل أحد بدم بارد وإستغلال ذلك |
Eve girip soğuk kanlılıkla onu öldürdü. | Open Subtitles | مداخلة له الى داخل المنزل وقتلوه بدم بارد. |
Son üç polis şefi, soğuk kanlılıkla öldürüldüğünde tek koşulları atan bir kalp oluyor. | Open Subtitles | حينما قتل ثلاثة من رؤساء أقسامكم بدم بارد كان الشرط الوحيد لتولي المهمة هو النبض |
Dikkatimi çekti de annem, Kont Dooku tarafından soğuk kanlılıkla öldürülmüştü. | Open Subtitles | نما الى علمي ان امي قد قتلت عن طريق الكونت دوكو بدم بارد |
Baban dediğin gibi biriydiyse sence oğlunun birini soğuk kanlılıkla öldürdüğünü görse ne hissederdi? | Open Subtitles | ولكن ان كان والدك الرجل الذي صورته فكيف تظن انه سيشعر برؤيته ابنه يقتل احدهم بدم بارد؟ |
Julian bir polis memurunu soğuk kanlılıkla vurdu. Bir binayı havaya uçurmayı denedi! | Open Subtitles | جوليان أطلق النار على ظابط شرطة بدم بارد |
Bir insanı soğuk kanlılıkla öldürmenin senin içinde olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الصعب أن تكون لدبك الجرأة لقتل إنسان بدم بارد |
Sen bunları yaparken, insanları soğuk kanlılıkla öldürmeye başaladığında bunu kanıtlamış olmadın mı? | Open Subtitles | لقد بدأت في قتل هؤلاء بدم بارد حتى أخيراً يعترف بك |
Basın sekreterimin sokak oratasında soğuk kanlılıkla öldürüldüğü günün ertesine silah lobisine muamele çekmemi mi bekliyorsunuz? | Open Subtitles | تريدون أن أتملق لوبي السلاح اليوم التالي بعد أن قتل مسلح سكرتيري الاعلامي وسط الشارع بدم بارد |
Ama bu gece soğuk kanlılıkla onu öldürürseniz... işte o zaman ondan daha iyi biri olmazsınız. | Open Subtitles | لكن إنْ قتلتموها الليلة بدم بارد فلن تكونوا بأفضل منها |
Ya da 200 tane hastayı soğuk kanlılıkla öldürdüğü gibi mi? | Open Subtitles | أو المئتا مريض في المستشفى الذين قتلهم بدم بارد؟ |
Kocası gözlerinin önünde soğuk kanlılıkla öldürüldü ve sense hapse girmek üzereydin. | Open Subtitles | زوجها كان مقتولاً بدمٍ باردٍ ، أمام وجهها وأنتِ كنتِ علي وشك الذهاب للسجن من أجل هذه الجريمة |
Beni soğuk kanlılıkla vuracaksan sanırım karşılığında ne alacağını bilmeye hakkım var kardeşim. | Open Subtitles | إن كنتَ ستطلق النار عليّ بدمٍ باردٍ يا أخي... أعتقد أنّه يحقّ لي أن أعرفَ علامَ ستحصل في المقابل |
Haklısın, Jake soğuk kanlılıkla öldürüldü. | Open Subtitles | كنت ِ على حق ، جاك قُتل بدماء ٍ باردة |
Soğuk kanlılıkla kocanı vurdun. | Open Subtitles | أطلقتِ النار على زوجكِ بدمّ بارد |