Temelde yasamayı denetleyen onlar, aslında kanunları onlar kontrol ediyor. | Open Subtitles | هم يسيطرون على المشرعين وبذلك ، فانهم يسيطرون على القانون |
Bize, göçmen olduğumuz için baskı yapmak istiyorsanız, kanunları biliyoruz. | Open Subtitles | سيدي, إذا كنت تحاول إبتزازنا كوننا مهاجرين, نحن نعرف القانون |
Sence bu kasaba halkının kanunları kendi ellerine almalarını destekler miydiler? | Open Subtitles | هل تعتقد أنهم كانو يدعموا سكان هذه البلده ينفذون القانون بأيديهم؟ |
kanunları biz yaparız. Parayı biz basarız. Süper-askerleri biz yetiştiririz. | Open Subtitles | نحن نضع القوانين ونحن نطبع النقود ونحن نصنع الجنود الخارقين |
Eyalet kanunları altında, sizi, Lee Ray Oliver... enjeksiyonla idam etmek için görevlendirildim. | Open Subtitles | بموجب قانون الولايات المتحدة فقد تقرر حقن المدعو لي راي أوليفار بعقار قاتل |
Ama Roma kanunları onun Katolik idealleri için öldürüldüğünü kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لكن القانون الروماني لن يقبل لقد قُتل من أجل الأفكار الكاثوليكية |
Bu bilgiyi yaymak için kanunları mı çiğnemem gerekiyor yani? | Open Subtitles | عليّ إذاً أن أخالف القانون حتى تخرج هذه المعلومات للعلن |
Onlara verdiğin bilgiler gizlidir. Onları elde etmek için kanunları çiğnedin. | Open Subtitles | المعلومات التي ستعطيها إياهم سرية للغاية، أنت تخالف القانون للحصول عليها |
Adam her ne yaptıysa yapsın kanunları çiğnemek buna değmez. | Open Subtitles | حسنٌ، اختراق القانون لايستحق ذلك مهما فعل هذا الشخص .. |
Vahşi, şeytani cinayet şüphesi ile derebeylik kanunları çerçevesinde gözaltına alındılar. | Open Subtitles | سيتم وضعهم بالحبس تحت عهة القانون. بعد الشك بقيامهم بجريمةٍ وحشية. |
Nasıl? Yerel topluluklarla, onların tarım ve ekonomisine yatırımla, daha dikkatli bir şekilde gözlemleyerek, kanunları daha da sıkı bir şekilde uygulayarak. | TED | كيف؟ بتدخل السكان المحليين، باستثمارهم في فلاحتهم واقتصادهم، بمراقبة أكثر حذرًا، وبتنفيذ القانون بأكثر صرامة. |
Ancak, birlikte çalışarak kanunları ihlal etmeyi seçersek de savunmasız oluruz. | TED | ولكننا أيضا معرضون للخطر إذا اخترنا خرق القانون من خلال العمل معا. |
Sonunda bir fiziksel şiddet uygulamadan gitti. Ama kanunları çiğnediğimiz bilgisi onun bizi korkutmasına yetti. | TED | في النهاية غادر دون وقوع أي عنف جسدي، لكن معرفته أننا نخرق القانون خولته أن يهددنا. |
Özellikle korumacılık, kıskançlık veya Avrupa pazarını fetheden Amerikan firmalarını arkadan vurmak için kanunları kullanmakla suçlandın. | TED | تم إتهامكم، بالحمائية و الحقد أو باستعمال القانون لمهاجمة الشركات الأمريكية التي غزت الأسواق الأوروبية |
Kanunlar kusursuz değil çünkü kanunları yapan insanlar da kusursuz değil. | Open Subtitles | القوانين ليست مثالية لأن البشر ، الذين أنشأوا القوانين ليسوا بمثاليين |
Kanunlar kusursuz değil çünkü kanunları yapan insanlar da kusursuz değil. | Open Subtitles | القوانين ليست مثالية لأن البشر ، الذين أنشأوا القوانين ليسوا بمثاليين |
Kendi postunu kurtarmak için barışın ardına gizleyip kanunları nasıl yazdığını anlıyormusun? | Open Subtitles | كيف كتبت القوانين كي ترسخ السلام في سبيل ان تضمن اختبائك ؟ |
Belediyeye girmenin bir yolunu bul. Yolumuza çıkan tüm kanunları temizle. | Open Subtitles | ابحث عن طريقة للوصول لدار البلدية، لتزيح أي قانون سيعيق طريقنا. |
Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
Karşınızda da kanunları bilen biri var. Hem de yakından. | Open Subtitles | وأنتم تتعاملون هنا مع شخص على علم بالقانون بشكل كبير |
Dünya petrol ve maden... ...şirketlerinin üçte ikisi şu anda... ...şeffaflık kanunları kapsamındadır. | TED | ثلثي القيمة للنفط وشركات التعدين في العالم أصبحت مشمولة بقوانين الشفافية. |
Kaçak birini saklamanın kanunları çiğnemek anlamına geldiğini söylememe gerek olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنني لا أحتاج أن أخبركِ بأن إيواء هارب تجاوزاً للقانون |
Şerif buraya gelir. kanunları çiğnediğimizi söylerler. | Open Subtitles | إذا جاء المأمور هنا سيقول بأننا انتهكنا قوانينهم |
Fizik kanunları tarafından yürütülür ama kesin olarak öngörmek imkansızdır. | Open Subtitles | نحن نخضع للقوانين الفيزيائية ولكن التنبؤ الكامل بها يبقى مستحيل |
Uluslararası bankacılık kanunları gereği hesap sahibini bulmamızın imkanı yok. | Open Subtitles | ونظراً لقوانين المصرفة الدولية لا مجال لتحديد من يملك الحساب |
Doğa kanunları. Eğer daima büyük mucizeler yaratsaydı kimsenin inanca ihtiyacı kalmazdı. | Open Subtitles | بقانون الطبيعة إن ظل يظهر للناس المعجزات طوال الوقت |
Kaza yapmadım. kanunları çiğnemedim. | Open Subtitles | لم أرتكب اي حادث ولم اكسر القوانيين |
kanunları suçlama. Bunu politika ve protokollere yüklemek istemezsin. | Open Subtitles | لا تلومي القواعد لا تعلقي الأمر بالقوانين و السياسات |
kanunları uygulamak önemlidir ve bunlar, ahlak çerçevesi dışına çıkmadan yapılmalıdır | Open Subtitles | والآهم يكون عن الإجراءات التصحيحية في تنفيذ سلطة الحكم الصحيح المؤكد |