Çoklu evrenin çoğunda hiçbir şey yoktur ve biz fizik kanunlarının bir şeylerin olmasına izin verdiği birkaç yerden birinde yaşıyoruz. | TED | في غالب الكون المتعدد لا يوجد شئ، ونحن نعيش في واحد من الأماكن القليلة حيث تسمح قوانين الفيزياء بوجود شئ ما. |
Ulusumuzun kanunlarının geçerliği tekrar onayladı ve adalet yerini buldu. | Open Subtitles | لقد تأكدت اليوم أن قوانين كوريا الجنوبية وعدالتها مازالتا قائمتين |
Fizik kanunlarının farklı olduğu, çoklu evrenin farklı parçaları olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | بأن قوانين الفيزياء مختلفة في الأجزاء المختلفة من هذا الكون المتعدد |
Dolayısıyla fizik kanunlarının bu münferit sayıyı, yani 93 milyon mili açıklamasını ummak, bayağı yanlış bir yaklaşım. | TED | لذلك مع الامل بان قوانين الفيزياء سوف تشرح رقم معين ، 93 مليون ميل حسناً فإن هذا ببساطة توجه خاطئ |
- Wesen kanunlarının yaptırımcıları. | Open Subtitles | -إنهم يطبِّقون قانون الـ"فيسن ". |
Gazeteciler, sokakta toplanıp "kalkan" kanunlarının iyileştirilmesi için gösteri yapıyorlar. | TED | ويتظاهر الصحفيون في الشارع لتحسين قوانين الحماية. |
Hareketin ebedi ve ezeli kusursuz kanunlarının sırlarının sahibi olan Tanrı. | Open Subtitles | الذي كانت خفاياه قوانين الحركة الخالدة و الكاملة. |
İnsanlar, fiziğin ve bilimin kanunlarının değişmez olduğuna alışmışlardı. | Open Subtitles | وكان الناس معتادون على تماثل قوانين الفيزياء والعلم. |
Aşkın kanunlarının hüküm sürdüğü kalbim yönetiyor beni. | Open Subtitles | أنا محكوم من خلال قلبي الذي يطيع قوانين الحب |
Tanrı'nın kanunlarıyla beyaz adamın kanunlarının ortak bir noktası var mı anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | في محاولة لمعرفة ما اذا كانت قوانين الله وقوانين الرجل الأبيض لديها أي شيء مُشترك |
Cadı olmamız doğa kanunlarının üstünde olduğumuz anlamına gelmez. | Open Subtitles | فطبيعتنا كساحرات لا تعني بأننا فوق قوانين الطبيعة |
Belki de bunu size söylememem lazım ama evlilik kanunlarının daha gevşek olduğu bir eyalet var. | Open Subtitles | ربّما لا ينبغي أن أخبركما بهذا، لكن ثمة ولاية قوانين الزواج بها أخف |
Orman kanunlarının işlediği yerde bir kişi nasıl iş yapar? | Open Subtitles | كيف يمكن لاحد ان يقوم بالعمل في ظل قوانين الغابه ؟ |
Fizik kanunlarının sağlamasını yapan ciddi bir testi kim durdurmak ister ki? | Open Subtitles | لكن هذا إختبار حرج لإثبات قوانين الفيزياء من يريد توقّفه؟ |
Karalama kanunlarının insanların hayatından daha önemli olduğunu söylemek istiyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً، أنتِ تقولين أساساً أن قوانين الإستخفاف أكثر أهمية من حياة الناس |
Doğa kanunlarının bir ürünü ve Büyük Patlama'dan arta kalan ham maddeler. | Open Subtitles | نتاج قوانين الطبيعة والمواد الخام . التى خلّفها الانفجار العظيم |
Ama bu arayış doğanın temel kanunlarının ortaya çıkmasını sağladı. | Open Subtitles | لكن البحث قادنا للكشف عن قوانين الطبيعة الأساسية |
Bu husus , çekim kanunlarının iç dinamiklerinde ve bugüne kadar anladığımız biçimiyle mekân-zamanda mümkün. | Open Subtitles | فهو أمر متوافق مع قوانين الجاذبية و المكان و الزمان التي فهمناها حتى الآن |
Uydular arasındaki farklılaşma bilimin tahmin edilebilir kanunlarının ilginç bir bileşimidir. | Open Subtitles | تنوّع الأقمار هو مزيج شيّق بين قوانين الطبيعة المتوقَعة |
Bütün fizik ve doğa kanunlarının kendisi tarafından tasarlandığı bir evren. | Open Subtitles | عالم به قوانين الفيزياء والطبيعة مصممة و متحكم بها منه |
- Wesen kanunlarının yaptırımcıları. | Open Subtitles | -إنهم يطبِّقون قانون الـ"فيسن ". |