"kapımın" - Traduction Turc en Arabe

• بابي
• بابى
• باب منزلي
• فبابي
• باب بيتي
• باب شقتى
• باب غرفتي
• بابِي
• عتبة منزلي
• عتبتي

Her an kapımın çalınıp yavrumun ölüm haberinin gelmesini bekliyorum.
لا أعلم متى سيأتي أحدهم يطرق بابي حاملاً خبر موتك

Başka bir erkeği görmeye giderken kapımın önünde neden hava attın?
لمَ استعرضتي جسدك من أمام بابي في طريقك لرؤية رجل آخر؟

kapımın önünde yürüyen insanlara katlanamıyorum.
لا يمكنني تحمّل الناس الذين يسيرون أمام بابي.

Gördüğün bu fotoğraf, dün sabah siz gittikten sonra kapımın önüne bırakıldı.
ترينَ هذه الصورة ؟ هذه الصورة وجدتها على عتبة بابى صباح أمس بعد أن غادرتى مباشرةً

Dün gece kapımın önünde Noel şarkıları söyleyen çocuklar vardı.
كان هناك بعض الأطفال في الليلة الفائتة ينشدون الترانيم خارج بابي.

Ama bir Leydi'nin ya da Lord'un edasıyla , Tünedi kapımın üstüne Oda kapımın üstünde Bir Pallas büstüne kondu.
بهيئة سيد أو سيدة ينتصب فوق بابي واقفاً كالتمثال فوق بابي

Geçen gece kapımın altından bu notu sen attın.
وضعت هذه الملاحظة تحت بابي الليلة قبل الماضية

kapımın eşiğinde beliren adam Sarı Sayfalarda bulunan bir tip değildi.
إن الرجل الذي آتى الى عتبة بابي لم أجد إعلانهُ في الصفحات الصفراء

Geç saate kadar çalışıyordum, saat 11'de çıktım ve bu kapımın altındaydı.
كل ما لدي أنني كنت أعمل حتى وقت متأخر و رحلت في الحادية عشرة و النصف و كان موجوداً تحت عتبة بابي

Ve polisi aradın. O kan emicilerin arazime doluşmalarına ve sanki beni tanıyorlarmış gibi gelip kapımın zilini çalmalarına neden oldun.
أنتِ سبب وجود أولئك الأوغاد في فنائي ويدقون بابي وكأنهم يعرفوني

Tüm ay boyunca beni görmezlikten geliyor... sonra da ansızın ortaya çıkıp kapımın önünde beliriyorsun.
لقد ظهرتي على عتبة بابي فجأة بعد ان تجاهلتني الشهر الفائت

Dün gece, temizlenip parlatılması için ayakkabımı bir poşetin içinde kapımın önüne bırakmıştım ama hâlâ geri getirilmedi.
لقد تركت زوجا من الأحذية في كيسة عند بابي البارحة لكي تنظف وتلمع لكنهم لم يعيدوها إلي

Bu yüzden birisi kapımın zilini çalıp kaçıyor.
هذا السبب أن أحدهم ظل يرن على جرس بابي و يلوذ بالفرار

Bu ön kapımın anahtarı, ama kilitleri az önce değiştirdim, bu nedenle açmayacak.
لدي هنا مفتاح يعود الى بابي الرئيسي لكن لقد قمت بتغيير أقفالي كي لا يتمكن أحد من فتحها

Sonra kapımın önündeydim, tıpkı bir rüya gibi. Bir orada bir burada
ثم كنت أمام عتبة بابي تماماً كالحلم، في الخارج ثم هنا

Fransciscan deyişi, St. Brendan'daki kapımın üzerinde duruyor.
شعار الفرنسيسكان فوق بابي في لبريندان سانت.

Geçen gece, biri kapımın eşiğine bir paket bırakmış.
لقد ترك أحدهم عبوه أمام بابى ليلة أمس

Hemen gelmelisiniz. kapımın hemen dışında bir psikopat var!
يجب أن تأتوا على الفور، هناك مختل عقليـًا خارج باب منزلي

Söylemeye çalıştığım şey, yapabileceğim bir şey olursa kapımın her zaman açık olduğu.
أردتك فقط أن تعرفي... إن كنت تريدين أي خدمة فبابي مفتوح لكِ

İyi misin sen? Evet. Hala kapımın önünde keltoş dövüyorum.
أجل، لا زلتُ أحك رأسي الصلعاء أمام عتبة باب بيتي.

- Nereden geldi? - kapımın önüne konmuştu. Not yoktu.
ــ من أينَ أتى لكِ ــ أمام باب شقتى, بدون ورقة

kapımın üzerinde yanıp sönen kırmızı bir ışık var.
هنالك شيئاً يميضُ باللون الأحمر فوق باب غرفتي.

Ama bir gün, Sean kapımın önünde beliriverdi.
لكنيومَواحد، شون ظَهرَ في بابِي. يا.

Bir hafta önce bu paket kapımın önüne bırakıldı. İçinde bu kartpostallar vardı.
قبيل أسبوع هذه الرزمة تُـركت على عتبة منزلي هذه البطاقات البريديّة كانت بالداخل

Bu şekerlemeleri kapımın eşiğine bırakan küçük peri sen misin?
هل أنت ذلك الجني الصغير الذي ترك هذه الحلوى عند عتبتي ؟