Her an kapımın çalınıp yavrumun ölüm haberinin gelmesini bekliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم متى سيأتي أحدهم يطرق بابي حاملاً خبر موتك |
Başka bir erkeği görmeye giderken kapımın önünde neden hava attın? | Open Subtitles | لمَ استعرضتي جسدك من أمام بابي في طريقك لرؤية رجل آخر؟ |
kapımın önünde yürüyen insanlara katlanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمّل الناس الذين يسيرون أمام بابي. |
Gördüğün bu fotoğraf, dün sabah siz gittikten sonra kapımın önüne bırakıldı. | Open Subtitles | ترينَ هذه الصورة ؟ هذه الصورة وجدتها على عتبة بابى صباح أمس بعد أن غادرتى مباشرةً |
Dün gece kapımın önünde Noel şarkıları söyleyen çocuklar vardı. | Open Subtitles | كان هناك بعض الأطفال في الليلة الفائتة ينشدون الترانيم خارج بابي. |
Ama bir Leydi'nin ya da Lord'un edasıyla , Tünedi kapımın üstüne Oda kapımın üstünde Bir Pallas büstüne kondu. | Open Subtitles | بهيئة سيد أو سيدة ينتصب فوق بابي واقفاً كالتمثال فوق بابي |
Geçen gece kapımın altından bu notu sen attın. | Open Subtitles | وضعت هذه الملاحظة تحت بابي الليلة قبل الماضية |
kapımın eşiğinde beliren adam Sarı Sayfalarda bulunan bir tip değildi. | Open Subtitles | إن الرجل الذي آتى الى عتبة بابي لم أجد إعلانهُ في الصفحات الصفراء |
Geç saate kadar çalışıyordum, saat 11'de çıktım ve bu kapımın altındaydı. | Open Subtitles | كل ما لدي أنني كنت أعمل حتى وقت متأخر و رحلت في الحادية عشرة و النصف و كان موجوداً تحت عتبة بابي |
Ve polisi aradın. O kan emicilerin arazime doluşmalarına ve sanki beni tanıyorlarmış gibi gelip kapımın zilini çalmalarına neden oldun. | Open Subtitles | أنتِ سبب وجود أولئك الأوغاد في فنائي ويدقون بابي وكأنهم يعرفوني |
Ve polisi aradın. O kan emicilerin arazime doluşmalarına ve sanki beni tanıyorlarmış gibi gelip kapımın zilini çalmalarına neden oldun. | Open Subtitles | أنتِ سبب وجود أولئك الأوغاد في فنائي ويدقون بابي وكأنهم يعرفوني |
Tüm ay boyunca beni görmezlikten geliyor... sonra da ansızın ortaya çıkıp kapımın önünde beliriyorsun. | Open Subtitles | لقد ظهرتي على عتبة بابي فجأة بعد ان تجاهلتني الشهر الفائت |
Dün gece, temizlenip parlatılması için ayakkabımı bir poşetin içinde kapımın önüne bırakmıştım ama hâlâ geri getirilmedi. | Open Subtitles | لقد تركت زوجا من الأحذية في كيسة عند بابي البارحة لكي تنظف وتلمع لكنهم لم يعيدوها إلي |
Bu yüzden birisi kapımın zilini çalıp kaçıyor. | Open Subtitles | هذا السبب أن أحدهم ظل يرن على جرس بابي و يلوذ بالفرار |
Bu ön kapımın anahtarı, ama kilitleri az önce değiştirdim, bu nedenle açmayacak. | Open Subtitles | لدي هنا مفتاح يعود الى بابي الرئيسي لكن لقد قمت بتغيير أقفالي كي لا يتمكن أحد من فتحها |
Sonra kapımın önündeydim, tıpkı bir rüya gibi. Bir orada bir burada | Open Subtitles | ثم كنت أمام عتبة بابي تماماً كالحلم، في الخارج ثم هنا |
Fransciscan deyişi, St. Brendan'daki kapımın üzerinde duruyor. | Open Subtitles | شعار الفرنسيسكان فوق بابي في لبريندان سانت. |
Geçen gece, biri kapımın eşiğine bir paket bırakmış. | Open Subtitles | لقد ترك أحدهم عبوه أمام بابى ليلة أمس |
Hemen gelmelisiniz. kapımın hemen dışında bir psikopat var! | Open Subtitles | يجب أن تأتوا على الفور، هناك مختل عقليـًا خارج باب منزلي |
Söylemeye çalıştığım şey, yapabileceğim bir şey olursa kapımın her zaman açık olduğu. | Open Subtitles | أردتك فقط أن تعرفي... إن كنت تريدين أي خدمة فبابي مفتوح لكِ |
İyi misin sen? Evet. Hala kapımın önünde keltoş dövüyorum. | Open Subtitles | أجل، لا زلتُ أحك رأسي الصلعاء أمام عتبة باب بيتي. |
- Nereden geldi? - kapımın önüne konmuştu. Not yoktu. | Open Subtitles | ــ من أينَ أتى لكِ ــ أمام باب شقتى, بدون ورقة |
kapımın üzerinde yanıp sönen kırmızı bir ışık var. | Open Subtitles | هنالك شيئاً يميضُ باللون الأحمر فوق باب غرفتي. |
Ama bir gün, Sean kapımın önünde beliriverdi. | Open Subtitles | لكنيومَواحد، شون ظَهرَ في بابِي. يا. |
Bir hafta önce bu paket kapımın önüne bırakıldı. İçinde bu kartpostallar vardı. | Open Subtitles | قبيل أسبوع هذه الرزمة تُـركت على عتبة منزلي هذه البطاقات البريديّة كانت بالداخل |
Bu şekerlemeleri kapımın eşiğine bırakan küçük peri sen misin? | Open Subtitles | هل أنت ذلك الجني الصغير الذي ترك هذه الحلوى عند عتبتي ؟ |