"karıştırdı" - Traduction Turc en Arabe

    • عبث
        
    • خلط
        
    • مشوش
        
    • أخطأ
        
    • إختلط
        
    • بمزج
        
    • مزجت
        
    • حيرة
        
    • محتارة
        
    • مشوشاً
        
    • سيأتى إليك
        
    Tam buraya gelmeden önce birisi kafamı gerçekten karıştırdı da. Open Subtitles أحدهم عبث برأسي بالضبط قبل مجيئي
    Kendini suçlama. Framework herkesin kafasını karıştırdı. Open Subtitles لا تلوم نفسك،الإطار عبث برؤوس الجميع
    Sanırım beni başka biriyle karıştırdı. Open Subtitles لكني أظن أنه خلط بيني وبين شخص آخر
    Tabii ki hayır. "Eşit" kelimesini kullanman kafamı karıştırdı yalnızca. Open Subtitles بالطبع لا، انا فقط ذهني مشوش لأنكي استخدمتي كلمة متعادلين
    Bulduğumuz ilk organik maddeleri amonyak kristalleriyle karıştırdı. Open Subtitles لقد أخطأ في التعرف على المواد العضوية التي وجدنها كبلورات الأمونيا.
    Tabii ki hatırlamıyorum. Beni birisiyle karıştırdı. Open Subtitles بالطبع لا لقد إختلط عليها الأمر بشخص أخر.
    Bir aptal gibi işleri karıştırdı ve her şeyi berbat etti. Open Subtitles {\pos(192,220)} كالأحمق قام بمزج العمل مع نزواته وبالتالي أفسد كل شيء
    "Kendisi biberle şekeri karıştırdı." Open Subtitles ♪ هي نفسها مزجت الفلفل الأحمر مع الزبدة ♪
    Ama sizin bu alçakça uydurulmuş hikayeyi, gerçek bir olaymış gibi durumaya çalışmanız, gerçekten kafamı çok karıştırdı. Open Subtitles لذا، فإن الشيء الأكثر حيرة في هذا هو محاولتك تمرير هذه الرواية الخبيثة كحقيقة مبررة
    - Burayı kim karıştırdı? Open Subtitles من عبث بصور أمي؟
    - Ve şimdi senin kafanı karıştırdı. Open Subtitles و الآن هو عبث بك
    Eşyalarımı hangi kahpe karıştırdı? Open Subtitles مَنْ العاهر الذي عبث بأغراضي؟
    -Ve Octopus da kanı formüle karıştırdı Open Subtitles بمجرد خلط دماء "هرقليز" مع وصفة "اوكتوبوس"
    Slade'in kullandığı cep telefonlarını karıştırdı. Open Subtitles فقط انه خلط بين الهواتف التى " استخدمها " سلات
    Japon askerlerini öldürmesiyle, arkadaşının ölümünü karıştırdı! Open Subtitles إذاً هو مشوش بين قتل الجنود اليابانيين و بين قتل صديقه
    DNA örneği almak için Senatörle konuşmaya FBI Müdürünün kedisi gelmesiyerine sizi göndermiş olması kafamı karıştırdı. Open Subtitles أنا مشوش قليلاً كيف أن مدير الأف بي أي يمكنه أن يرسلك لتتكلم مع السيناتور بدل أن يأتي هو بنفسه
    Algoritma beyaz bir insanı bir hayvanla karıştırdı mı? Open Subtitles هل أخطأ اللوغريتم يوما في وسم شخص ابيض ب حيوان؟
    Bağlantım ikimizi karıştırdı. Open Subtitles والوسيط أخطأ بها
    Bir yanlışlık olmuş. Ofisim yine işleri karıştırdı. Open Subtitles لقد جاء الخطأ من هنا ، مرة أخرى إختلط الأمر على موظفي مكتبي
    "Tüm yemekleri beraber karıştırdı" Open Subtitles ♪ قامت بمزج كل الطعام سويا ♪
    "Kendisi biberle şekeri karıştırdı." Open Subtitles ♪ هي نفسها مزجت الفلفل الأحمر مع الزبدة ♪
    Söylemek zorundayım ki şu odada sizi bekleyen pirzola yerine salatayla ilgilenmekteki ısrarınız kafamı karıştırdı. Open Subtitles على القول ، بأني في حيرة من أمري بخصوص رغبتكم لتركزوا على السلطة بينما تنتظركم شريحة اللحم بداخل هذه الغرفة
    İşte bu yüzden böyle bir şey söylemen kafamı karıştırdı. Open Subtitles لهذا أنا محتارة أنكم تقولون مثل هذا الكلام
    Film herşeyi birbirine karıştırdı. Open Subtitles ما زلت مشوشاً بشأن الأشياء المعروضة في ذاك الفيلم
    Su çocuk aklını karıştırdı değil mi? Open Subtitles هذا الغلام سيأتى إليك اليس كذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus