Tam buraya gelmeden önce birisi kafamı gerçekten karıştırdı da. | Open Subtitles | أحدهم عبث برأسي بالضبط قبل مجيئي |
Kendini suçlama. Framework herkesin kafasını karıştırdı. | Open Subtitles | لا تلوم نفسك،الإطار عبث برؤوس الجميع |
Sanırım beni başka biriyle karıştırdı. | Open Subtitles | لكني أظن أنه خلط بيني وبين شخص آخر |
Tabii ki hayır. "Eşit" kelimesini kullanman kafamı karıştırdı yalnızca. | Open Subtitles | بالطبع لا، انا فقط ذهني مشوش لأنكي استخدمتي كلمة متعادلين |
Bulduğumuz ilk organik maddeleri amonyak kristalleriyle karıştırdı. | Open Subtitles | لقد أخطأ في التعرف على المواد العضوية التي وجدنها كبلورات الأمونيا. |
Tabii ki hatırlamıyorum. Beni birisiyle karıştırdı. | Open Subtitles | بالطبع لا لقد إختلط عليها الأمر بشخص أخر. |
Bir aptal gibi işleri karıştırdı ve her şeyi berbat etti. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} كالأحمق قام بمزج العمل مع نزواته وبالتالي أفسد كل شيء |
"Kendisi biberle şekeri karıştırdı." | Open Subtitles | ♪ هي نفسها مزجت الفلفل الأحمر مع الزبدة ♪ |
Ama sizin bu alçakça uydurulmuş hikayeyi, gerçek bir olaymış gibi durumaya çalışmanız, gerçekten kafamı çok karıştırdı. | Open Subtitles | لذا، فإن الشيء الأكثر حيرة في هذا هو محاولتك تمرير هذه الرواية الخبيثة كحقيقة مبررة |
- Burayı kim karıştırdı? | Open Subtitles | من عبث بصور أمي؟ |
- Ve şimdi senin kafanı karıştırdı. | Open Subtitles | و الآن هو عبث بك |
Eşyalarımı hangi kahpe karıştırdı? | Open Subtitles | مَنْ العاهر الذي عبث بأغراضي؟ |
-Ve Octopus da kanı formüle karıştırdı | Open Subtitles | بمجرد خلط دماء "هرقليز" مع وصفة "اوكتوبوس" |
Slade'in kullandığı cep telefonlarını karıştırdı. | Open Subtitles | فقط انه خلط بين الهواتف التى " استخدمها " سلات |
Japon askerlerini öldürmesiyle, arkadaşının ölümünü karıştırdı! | Open Subtitles | إذاً هو مشوش بين قتل الجنود اليابانيين و بين قتل صديقه |
DNA örneği almak için Senatörle konuşmaya FBI Müdürünün kedisi gelmesiyerine sizi göndermiş olması kafamı karıştırdı. | Open Subtitles | أنا مشوش قليلاً كيف أن مدير الأف بي أي يمكنه أن يرسلك لتتكلم مع السيناتور بدل أن يأتي هو بنفسه |
Algoritma beyaz bir insanı bir hayvanla karıştırdı mı? | Open Subtitles | هل أخطأ اللوغريتم يوما في وسم شخص ابيض ب حيوان؟ |
Bağlantım ikimizi karıştırdı. | Open Subtitles | والوسيط أخطأ بها |
Bir yanlışlık olmuş. Ofisim yine işleri karıştırdı. | Open Subtitles | لقد جاء الخطأ من هنا ، مرة أخرى إختلط الأمر على موظفي مكتبي |
"Tüm yemekleri beraber karıştırdı" | Open Subtitles | ♪ قامت بمزج كل الطعام سويا ♪ |
"Kendisi biberle şekeri karıştırdı." | Open Subtitles | ♪ هي نفسها مزجت الفلفل الأحمر مع الزبدة ♪ |
Söylemek zorundayım ki şu odada sizi bekleyen pirzola yerine salatayla ilgilenmekteki ısrarınız kafamı karıştırdı. | Open Subtitles | على القول ، بأني في حيرة من أمري بخصوص رغبتكم لتركزوا على السلطة بينما تنتظركم شريحة اللحم بداخل هذه الغرفة |
İşte bu yüzden böyle bir şey söylemen kafamı karıştırdı. | Open Subtitles | لهذا أنا محتارة أنكم تقولون مثل هذا الكلام |
Film herşeyi birbirine karıştırdı. | Open Subtitles | ما زلت مشوشاً بشأن الأشياء المعروضة في ذاك الفيلم |
Su çocuk aklını karıştırdı değil mi? | Open Subtitles | هذا الغلام سيأتى إليك اليس كذلك؟ |