"karşılığında hiçbir şey" - Traduction Turc en Arabe

• شيئاً في المقابل
• شيء في المقابل
• شيئاً بالمقابل
• شيء بالمقابل

Elinden her şeyi alır, alır ama karşılığında hiçbir şey vermez.
و أعني، أنها تأخذ و تأخذ و لا تعطي شيئاً في المقابل

Sana tüm güvenimi verdim ve sen karşılığında hiçbir şey vermedin.
منحتك كل ثقتي وأنت لم تمنحني شيئاً في المقابل

Küba'dan her şeyi çıkaracaktı ama karşılığında hiçbir şey elde edemeyecekti.
وانه قد سحب كل شيء من كوبا ولم يحصل على شيء في المقابل

O geceden beri sana göz kulak olmak için elimden geleni yaptım ve karşılığında hiçbir şey beklemedim, bir teşekkür bile.
انا فعلت افضل ما استطيع للاعتناء بك منذ تلك الليلة وانا لم اسئلك اي شيء في المقابل ولا حتى

İnsanlara yardım etmeye çalışıyorsun, benim gibi aptallara bile ve karşılığında hiçbir şey istemiyorsun.
أنت دائماً تحاول مساعدة الناس حتى الأغبياء مثلي ولا تطلب شيئاً بالمقابل

O kadar iş yapıp karşılığında hiçbir şey almamak.
يقومون بكل هذا العمل , ولا ينالون شيئاً بالمقابل

Hayatımı bu hastaneye vermiş, ama karşılığında hiçbir şey almamış gibi hissediyorum.
أشعر وكأنني أعطيت حياتي لهذا المكان ولم أحصل على شيء بالمقابل

Şu an resmen benden bir şey istiyorsun ama karşılığında hiçbir şey vermiyorsun yani?
لذا أساسا، هذه أنت تطلبين منّي شيئاً ولا تقدمين لي شيئاً في المقابل

karşılığında hiçbir şey istemedi,
ولم تطلب شيئاً في المقابل

Evet, bizi dolandırarak, birikimlerimizi alarak ve karşılığında hiçbir şey vermeyerek. Şimdi, dinle, sakinleş.
نعم، عن طريق الإحتيال علينا في مدخراتنا ولا تعطينا أي شيء في المقابل. الآن، اسمع، اسمع، علي مهل، علي مهل.

Ben her zaman karşılığında hiçbir şey istemeden onlarla ilgilendim, anlıyor musun?
كنتُ دائماً الشخص الذي يقلق بشأنهنّ ولم يقمنَ بأي شيء في المقابل, هل تفهمين؟

İnsanlarımızı buraya getirmemizi istiyorsunuz ama karşılığında hiçbir şey vermiyorsunuz.
تريدوننا أن نحضر رجالنا، لكنكم لا تعطوننا أي شيء في المقابل.

karşılığında hiçbir şey alamadım...
لم أتلقى شيئاً بالمقابل

Kardeşim, sen herkese sevgini verdin ve karşılığında hiçbir şey beklemedin.
أنت تعطي الحب لكل الناس ولا تتطلب شيء بالمقابل

Biraz önce fark ettim ki ben karşılığında hiçbir şey vermemişim.
لقد أدركت للتو أنني لم أعطكِ أي شيء بالمقابل