Mama Jane ve Theresa gibi kişilerle karşılaştığımız yer olan Büyük Rift Vadisi boyunca 100 tane göz kliniği kurarak işe başladık. | TED | بدأنا بتجهيز مئة عيادة للعيون عبر وادي الصدع العظيم، حيث التقينا بأشخاص مثل ماما جاين وتيريزا. |
Daha önce karşılaştığımız androidlerden çok daha gelişmiş. (ÇN: Android: | Open Subtitles | هذة أكثر تقدما من أي رجل آلي قابلناه من قبل |
Diğer karşılaştığımız problem ise iletişim ücretlerinin hala bir sorun olması. | TED | والمشكلة الأخرى التي نواجهها هي تكاليف الإتصال التي تعتبر بمثابة تحدي. |
Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu: Çok mu geç? | TED | ولكن السؤال الاكبر الذي نواجهه اليوم هو هل تأخر كثيراً؟ |
Kheb'de karşılaştığımız yaratık. Doğa ana. | Open Subtitles | الكائن الغريب الذى واجهناه على كوكب كيب أمنا الطبيعة |
Bu, karşılaştığımız problemlerin üstesinden gelme kabiliyetimizin onları yaratma kabiliyetimize ayak uyduramamasından dolayıdır. | TED | وهذا لأن قدراتنا على مجابهة المشاكل التي تواجهنا لم تماثل قدرتنا على صنعها |
karşılaştığımız ilk problem bu virüsün sığındığı, kalan dört ülkede virüsü bir türlü kökünden kazıyamıyorduk. | TED | أول مشكلة واجهناها كانت ، أنه في هذه البلدان الأربعة حيث يوجد هذا الفايروس لم نستطع أن نسيطر على هذا الفايروس |
karşılaştığımız bir çok Unas'ın onları kontrol eden Goa'uld ortakyaşamları vardı. | Open Subtitles | الكثير من الأوناس الذين قابلناهم كان لديهم سمبيوت جواؤلد يسطير عليهم |
Yine de çok garip, karşılaştığımız onca iblise rağmen bu virüs, bu şey, içlerinde en korkutucusuydu. | Open Subtitles | الغريب في الأمر، أننا واجهنا العديد من الشياطين، لكن هذا المرض كان أكثر المواجهات رعباً |
karşılaştığımız gece hapisten yeni çıkmıştım. | Open Subtitles | الليلة التي التقينا بها، كنت خارج السجن. |
Burada parkta buluşuruz. Daha önce karşılaştığımız bankta. | Open Subtitles | حسناً ، دعنا نلتقى فى المنتزه على المقعد الذى التقينا عليه من قبل |
Atom daha önce karşılaştığımız hiç bir şeye benzemez. | Open Subtitles | كانت الذرة لا تشبه أي شيء قابلناه قبل ذلك مطلقاً |
Kır yürüyüşümüzde karşılaştığımız adamı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تذكرين الرجل الذي قابلناه في نزهتنا الريفية؟ |
karşılaştığımız ilk sorun insan sağlığı. | TED | المشكلة الأولى التي نواجهها هي صحة البشرية. |
Şimdi size beyni bir büyük veri problemine dönüştürmede karşılaştığımız ikinci bir zorluktan bahsedeyim. | TED | أرغبُ الآن أن أخبركم عن التحدي الثاني الذي نواجهه في محاولة تغيير الدماغ إلى قضية بيانات ضخمة. |
Bu yolculukta karşılaştığımız her şeyi onlara anlatacaksın, değil mi? | Open Subtitles | ستخبرهم بكل ما واجهناه خلال الرحلة أليس كذلك ؟ |
Ancak modern ve karmaşık bir dünyada, karşılaştığımız riskleri anlamak için modellerie ihtiyaç duyarız. | TED | لكن في عالم متحضر و معقد، تحتاجون إلى نماذج لفهم الكثير من المخاطر التي تواجهنا. |
Onlar son iki yılda karşılaştığımız iblisler, büyücüler ve çeşitli kötü güçler. | Open Subtitles | إنهم شياطين، و مُشعوذين، و بعض مصادر الشرّ المُتنوّعة التي واجهناها في العامَيْن السابِقَيْن |
karşılaştığımız insanlar arasında bize iyi davranan sadece siz oldunuz. | Open Subtitles | -أنتم القوم الأصلح الذين قابلناهم |
Benim söylediğim, gemi inşası gibi çok büyük sermaye harcamayı gerektiren bir sektörde, kredi pazarının böylesine zor olduğu bir durumda giderek artan bir yabancı rekabetle karşılaştığımız.. | Open Subtitles | أتصوّر بأننا واجهنا منافسة أجنبية شرسة في الأسواق المالية الصعبة لصرف رؤوس أموال ضخمة كبناء السفن |
O geçmişte senle benim karşılaştığımız diğerlerinden daha çekiciydi. | Open Subtitles | كان إلى حدٍ أكثر جاذبية مِن الآخرين الذين واجهناهم في الماضي أنتِ وأنا |
İlerleyen saatlerde karşılaştığımız manzara ise gerçekten eşsizdi: bir tarantulanın tehtidinde ufacık siyah bir kara kurbağası. | Open Subtitles | لاحقاً، صادفنا شيئاً فريداً حقاً. ضفدع أسود صغير جداً، يُهدّده عنكبوت ذئبي. |
Şüphesiz bu, şimdiye kadar karşılaştığımız en ölümcül şeydi. | Open Subtitles | .إنه وببساطة أكثر الأشياء المميتة التي قابلناها حتى الآن |
Ve sonra, tekrar karşılaştığımız zaman bana borçlu olacaksınız. | Open Subtitles | وبعدها عندما نتقابل أنا وأنت مجددا ستكون مدينا لي بواحدة |
karşılaştığımız her grup yeni bir kurtuluş yolundan bahsetti. | Open Subtitles | كل مجموعة عبرنا عليها كان لديها شائعات جديدة حول هذا الأمر |
Enerji izi daha önce karşılaştığımız bir teknolojiyle uyum gösteriyor. | Open Subtitles | بيانات الطاقة تتوافق مع تقنية صادفناها سابقًا |