"karşılaştığımız" - ترجمة من تركي إلى عربي

• التقينا
• قابلناه
• نواجهها
• نواجهه
• واجهناه
• التي تواجهنا
• واجهناها
• قابلناهم
• واجهنا
• واجهناهم
• صادفنا
• قابلناها
• عندما نتقابل
• عبرنا عليها
• صادفناها

Mama Jane ve Theresa gibi kişilerle karşılaştığımız yer olan Büyük Rift Vadisi boyunca 100 tane göz kliniği kurarak işe başladık.
بدأنا بتجهيز مئة عيادة للعيون عبر وادي الصدع العظيم، حيث التقينا بأشخاص مثل ماما جاين وتيريزا.

Daha önce karşılaştığımız androidlerden çok daha gelişmiş. (ÇN: Android:
هذة أكثر تقدما من أي رجل آلي قابلناه من قبل

Diğer karşılaştığımız problem ise iletişim ücretlerinin hala bir sorun olması.
والمشكلة الأخرى التي نواجهها هي تكاليف الإتصال التي تعتبر بمثابة تحدي.

Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu: Çok mu geç?
ولكن السؤال الاكبر الذي نواجهه اليوم هو هل تأخر كثيراً؟

Kheb'de karşılaştığımız yaratık. Doğa ana.
الكائن الغريب الذى واجهناه على كوكب كيب أمنا الطبيعة

Bu, karşılaştığımız problemlerin üstesinden gelme kabiliyetimizin onları yaratma kabiliyetimize ayak uyduramamasından dolayıdır.
وهذا لأن قدراتنا على مجابهة المشاكل التي تواجهنا لم تماثل قدرتنا على صنعها

karşılaştığımız ilk problem bu virüsün sığındığı, kalan dört ülkede virüsü bir türlü kökünden kazıyamıyorduk.
أول مشكلة واجهناها كانت ، أنه في هذه البلدان الأربعة حيث يوجد هذا الفايروس لم نستطع أن نسيطر على هذا الفايروس

karşılaştığımız bir çok Unas'ın onları kontrol eden Goa'uld ortakyaşamları vardı.
الكثير من الأوناس الذين قابلناهم كان لديهم سمبيوت جواؤلد يسطير عليهم

Yine de çok garip, karşılaştığımız onca iblise rağmen bu virüs, bu şey, içlerinde en korkutucusuydu.
الغريب في الأمر، أننا واجهنا العديد من الشياطين، لكن هذا المرض كان أكثر المواجهات رعباً

karşılaştığımız gece hapisten yeni çıkmıştım.
الليلة التي التقينا بها، كنت خارج السجن.

Burada parkta buluşuruz. Daha önce karşılaştığımız bankta.
حسناً ، دعنا نلتقى فى المنتزه على المقعد الذى التقينا عليه من قبل

Atom daha önce karşılaştığımız hiç bir şeye benzemez.
كانت الذرة لا تشبه أي شيء قابلناه قبل ذلك مطلقاً

Kır yürüyüşümüzde karşılaştığımız adamı hatırlıyor musunuz?
هل تذكرين الرجل الذي قابلناه في نزهتنا الريفية؟

karşılaştığımız ilk sorun insan sağlığı.
المشكلة الأولى التي نواجهها هي صحة البشرية.

Şimdi size beyni bir büyük veri problemine dönüştürmede karşılaştığımız ikinci bir zorluktan bahsedeyim.
أرغبُ الآن أن أخبركم عن التحدي الثاني الذي نواجهه في محاولة تغيير الدماغ إلى قضية بيانات ضخمة.

Bu yolculukta karşılaştığımız her şeyi onlara anlatacaksın, değil mi?
ستخبرهم بكل ما واجهناه خلال الرحلة أليس كذلك ؟

Ancak modern ve karmaşık bir dünyada, karşılaştığımız riskleri anlamak için modellerie ihtiyaç duyarız.
لكن في عالم متحضر و معقد، تحتاجون إلى نماذج لفهم الكثير من المخاطر التي تواجهنا.

Onlar son iki yılda karşılaştığımız iblisler, büyücüler ve çeşitli kötü güçler.
إنهم شياطين، و مُشعوذين، و بعض مصادر الشرّ المُتنوّعة التي واجهناها في العامَيْن السابِقَيْن

karşılaştığımız insanlar arasında bize iyi davranan sadece siz oldunuz.
-أنتم القوم الأصلح الذين قابلناهم

Benim söylediğim, gemi inşası gibi çok büyük sermaye harcamayı gerektiren bir sektörde, kredi pazarının böylesine zor olduğu bir durumda giderek artan bir yabancı rekabetle karşılaştığımız..
أتصوّر بأننا واجهنا منافسة أجنبية شرسة في الأسواق المالية الصعبة لصرف رؤوس أموال ضخمة كبناء السفن

O geçmişte senle benim karşılaştığımız diğerlerinden daha çekiciydi.
كان إلى حدٍ أكثر جاذبية مِن الآخرين الذين واجهناهم في الماضي أنتِ وأنا

İlerleyen saatlerde karşılaştığımız manzara ise gerçekten eşsizdi: bir tarantulanın tehtidinde ufacık siyah bir kara kurbağası.
لاحقاً، صادفنا شيئاً فريداً حقاً. ضفدع أسود صغير جداً، يُهدّده عنكبوت ذئبي.

Şüphesiz bu, şimdiye kadar karşılaştığımız en ölümcül şeydi.
.إنه وببساطة أكثر الأشياء المميتة التي قابلناها حتى الآن

Ve sonra, tekrar karşılaştığımız zaman bana borçlu olacaksınız.
وبعدها عندما نتقابل أنا وأنت مجددا ستكون مدينا لي بواحدة

karşılaştığımız her grup yeni bir kurtuluş yolundan bahsetti.
كل مجموعة عبرنا عليها كان لديها شائعات جديدة حول هذا الأمر

Enerji izi daha önce karşılaştığımız bir teknolojiyle uyum gösteriyor.
بيانات الطاقة تتوافق مع تقنية صادفناها سابقًا