Lucky'nin brandasını, Booth'un Melvin Carville'den kanunen el koyduğu branda ile karşılaştırdım. | Open Subtitles | إذا .. فقد قارنت لفة البلاستيك الخاصة بلاكي بالقطعة التي صادرها بوث |
Kızların DNA'larını cyper ile karşılaştırdım ve sonuçlar tutarlı çıktı. | Open Subtitles | قارنت الحمض النووي للفتاة مع عينة السايبر والــنـتيــجــة كـانــت مـــطــابــقـــة |
Radyo dalgaları spektrumuyla karşılaştırdım, onun boyutlarını görünür ışığın spektrumunun boyutlarıyla. | TED | قارنت طيف موجات الراديو حجمها مع حجم طيف الضوء المرئي |
Ve böylece sahip olduğumla beklentilerimi karşılaştırdım, ve sahip olduğum beklediğime kıyasla hayal kırıklığına uğrattı. | TED | إذاً فقد قارنت ما حصلت عليه مع ما توقعته، وما لدي بدا مخيباً مقارنة بما توقعت. |
Ben de tüm hatıraları basılı kayıtlarla karşılaştırdım. | Open Subtitles | ثم قارنتُ الذكريات مع التسجيلات المطبوعة |
- Bütün diğer kitaplarımla karşılaştırdım. Doğru. | Open Subtitles | لقد قارنتها بكُتبي الأخري ، هذا حقيقي جداً |
Şu âna kadar geçerli bir sebebim yoktu ama o kimliği belirsiz DNA'yı kendiminkiyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | لم أجد سبباً كافياً حتى الآن ولكن لقد فحصت حمضي النووي إزاء العينة المجهولة |
İki listeyi karşılaştırdım ve buldum ki bir yandan açık bir şekilde tavsiye ettikleri uzmanlıklar, antreman yöntemleri var. | TED | قارنت بين اللائحتين ، وما تجد أن هناك ظاهريًا ، الخبرة التي أوصى بها ، وأساليب تدريب معينة. |
Bunları Fargas'ın kitabındaki kabartmalarla karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد قارنت بالفعل هذة مع نسخة فارجاس فى كتابه |
Dişteki DNA'yı başlıktaki saç kökleriyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | اووه انا .. قارنت الحمض النووي من السن مع بصيلات الشعر التي وجدتها داخل رداء الرأس |
Ama sonra topografyayı okyanus haritasıyla karşılaştırdım. | Open Subtitles | .. ولكن إن قارنت بين عِلم الطوبوغرافيا .. بخريطة المُحيط |
Dornan'ın önceki EKG'sını, son IVAC kayıtlarıyla karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد قارنت سجلات إختبارات قلبه السابقه مع سجلات مقياس القلب الأخيرة |
Şunu dinle! Formülü günümüzdeki Everdew'ün formülüyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد قارنت صيغة المسحوق المستخدم بالاختبار والصيغة الحالية |
Bu yüzden bunların DNA'larını kurbanınkiyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | فأخذت حرية مقارنة الحمض النووي للعينة بحمض الضحية |
Olay yerinde bulduğunuz silah ile Franki'den çıkan kurşunları karşılaştırdım Uyuşuyorlar Mac | Open Subtitles | حسنا، لقد مقارنة فقط الرخويات من فرانكي إلى سلاح وجدت في مكان الحادث. |
Profilimi Buz Kamyonlu Katil listesiyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | قارنتُ استدلاليّاً ملفّي التحليليّ مع قائمة قاتل شاحنة الثلج |
Yerel Adli Tıbbın sonuçlarına baktım ve Rachel'ın davasıyla karşılaştırdım, bazı benzerlikler var, ancak kesin bir şey söylemek zor; | Open Subtitles | نظرت في نتائج الطب الشرعي و قارنتها مع تقرير مقتل رايتشل, فوجدت بعض التشابه |
Evet, şuna bak: Listenle karşılaştırdım. | Open Subtitles | أجل وأسمع هذا , لقد تفقدت ذلك إزاء قائمتك |
Birinci ve ikinci cinayet mahallilerinden fotoğrafları karşılaştırdım daha yeni. | Open Subtitles | حسنا,لقد قمت بمقارنة الصور من مسارح الجريمة الاول و الثاني |
CIA kayıtlarına girdim ve ikisini karşılaştırdım. | Open Subtitles | مررت أيضا بسجلات وكالة المخابرات المركزيه وقارنت الاثنين. |
Maktulün el ve ayak bileklerinden kestiğimiz iple karşılaştırdım. | Open Subtitles | قارنته بالأربطة التي قطعناها من رسغي وكواحل الضحيّة |
Eski ve yeni planları karşılaştırdım. Eskiden kütüphanenin bulunduğu noktada şimdi... | Open Subtitles | لذلك طابقت المخطط القديم بالجديد وحيثما كانت المكتبة تماما فلدينا الآن |
İlişkimizi daha önceki ilişkilerimle karşılaştırdım. | Open Subtitles | و عندما أقارن علاقتنا إلى علاقات أخرى حظيت بها |
Bu yüzden, tüm ülkelerin tek tek yiyecek arzını aldım ve o ülkedeki tahmini tüketim miktarıyla karşılaştırdım. | TED | لذا، أخذت الإمدادات الغذائية لكل بلد وقارنتها بما كان من المحتمل استهلاكه في كل دولة. |
Bu yüzden resimde ileri yaş dönüşümü yazılımını kullandım sonra eyâlet genelindeki veri tabanıyla karşılaştırdım. | Open Subtitles | و لهذا قمت بتحليل الصورة عبر برنامج التعرف على الوجه بعمر أصغر و من ثم قمت بمقارنتها بقاعدة بيانات الولاية |