Tam da yapılacak iş yok diye düşünürken, karşına yeni bir angarya çıkıyor. | Open Subtitles | فقط حين تظن أنّه ليس هناك أي طلب تجد طلب ما أمامك مباشرة |
Tam da yapılacak iş yok diye düşünürken, karşına yeni bir angarya çıkıyor. | Open Subtitles | فقط حين تظن أنه ليس هناك أي طلب تجد طلب ما أمامك مباشرة |
Ve o ağaçların üzerinden yükseldikten sonra karşına 3 depo çıkacak. | Open Subtitles | وسوف تظهر أمامك 3 صوامع بسرعة بعدما تحلق فوق تلك الأشجار |
Bir gün karşına birisi çıkacak, ve ağzından çıkanı kulağın duyacak. | Open Subtitles | يوماً ما سيلاحظك أحد يا (ليزي) و تضطرين بعدها للانتباه لما تقولين |
Önüne bak. Yer birden karşına çıkıyor. | Open Subtitles | لا تندفع بالمشي إلى الأمام بسرعة |
Eğer bu fırsatı kaçıracak olursan, bir daha asla, asla böylesi karşına çıkmayacaktır. | Open Subtitles | أعرف هذا اذا رفضت هذه الفكرة أنت أبدا, لن ترى أبداً أحداً يحبك من جديد |
Hiçbir zaman karşına çıkamayan o çocuk. | Open Subtitles | ذلك الذي لم تكن لديه الشجاعة ليظهر أمامك |
Tanıdığın birinin iskeletinin karşına konması gibiydi. | Open Subtitles | و كأن الهيكل العظمى لشخص تعرفة وضع أمامك |
Ama bu demek değil ki birini karşına çekip onu önünde yiyip bitiriyorsun. | Open Subtitles | لكن ذلك لايعني أنك تحتاجين شخصاً لينتزعه من أمامك |
Eğer sert görünüyorsam Charlotte karşına çıkan tüm dengesizliklerin üstesinden gelebilecek kadar güçlü olmanı istediğimdendir. | Open Subtitles | إن بدوت قاسياً عليك، فهذا لأني أريدك أن تتحلي بالقوة للتعامل مع أي عوائق قد تظهر أمامك. |
Ona motorsikler sürdüğünü ve bir tırın aniden karşına çıktığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتهم كيف كنتَ تقود درّاجتك وظهرت أمامك فجأة قاطرة. |
Bu yüzden karşına çıkmak istemedim, hayatın boyunca. | Open Subtitles | لهذا لم أرغب فى أن أظهر أمامك لبقية حياتي. |
karşına gelenle yüzleş. | Open Subtitles | تجعلي ضربات قلبك وتنفسك بطيء وتتعاملين مع المتواجد أمامك. |
'karşına çıkıp, sana sarılsam bile beni asla tanıyamazsın.' | Open Subtitles | حتى ان أتيت أمامك وعانقتك فلن تستطيع معرفتي |
Bir de ayna koyarlar karşına iyice kendine bakabilesin diye. | Open Subtitles | .. وكانوا يضعون أمامك مرآة حتى يتسنى لك أن تلقي نظرة جيدة على نفسك |
Tanrımız karşına bir şey çıkarıyorsa bunun bir sebebi vardır. | Open Subtitles | كما تعلم لو أن الرب وضع شيئاً أمامك فهو يقوم بذلك لأجل سبب |
Önceden karşına aciz, tövbekar bir kul olarak gelmiştim. | Open Subtitles | أَجيءُ أمامك كلكن a خادم، المتواضع والتائب. |
Annem karşına çıktığında yüzünü görmen gerekir. | Open Subtitles | ...حينما تجيء ماما أمامك يجب أن تلقي نظرة على وجهك... |
Ta en başında sana karşı açık olabilseydim gözlerine bakıp gerçeği söyleyebilseydim belki de böyle karşına dikilip başarısız olmuş birisi olarak sana bunları anlatmak zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | ... لو أني كنت منفتحاً معك منذ البداية و نظرت إليك مباشرة في عينك و أخبرتك الحقيقة بعدها لم أكن لأضطر أن أقف أمامك |
Bir gün karşına birisi çıkacak, ve ağzından çıkanı kulağın duyacak. | Open Subtitles | يوماً ما سيلاحظك أحد يا (ليزي) و تضطرين بعدها للانتباه لما تقولين |
Önüne bak. Yer birden karşına çıkıyor. | Open Subtitles | لا تندفع بالمشي إلى الأمام بسرعة |
Eğer bu fırsatı kaçıracak olursan, bir daha asla, asla böylesi karşına çıkmayacaktır. | Open Subtitles | أعرف هذا اذا رفضت هذه الفكرة أنت أبدا, لن ترى أبداً أحداً يحبك من جديد |