Konu mahkemeye taşınırsa yüksek ihtimalle sizin kararınızı kabul ederler. | Open Subtitles | تحال القضية الى المحكمة من المرجح ان تكون نفس قرارك |
Bütün o biletlerin Leroy'da olduğu gerçeği oynama kararınızı değiştirdi, üstelik bu gerçeğin ihtimallerle bir alakası olmadığı halde. | TED | الحقيقة أن كل تلك التذاكر يملكها شخص واحد يغيّر قرارك تجاه اللعب، رغماً عن أن ذلك لا يفعل شئ حيال بقية الإحتمالات. |
Eğer zaten kararınızı verdiyseniz, beni buraya neden çağırdınız? | Open Subtitles | أنت حسمت قرارك اذن, فلماذا أنا موجود هنا ؟ |
kararınızı vermek için jüri odasına çekilebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الذهاب الى غرفة المداولة لأتخاذ قراركم |
Ve davacıya ek olanak verilmiş olması nedeniyle, bu konudaki kararınızı şimdi vermenizi istiyoruz. | Open Subtitles | ويا سيادة القاضى، بما أنك سمحت للمدعى بعرض مناورته فنود أن نسمع حكمك فى هذه النقطة الآن |
Lütfen Majesteleri kararınızı gözden geçirin. | Open Subtitles | أرجوك يا أيُها الملك , أعد النظر بِقرارك |
Sanığın kutsal emir altında bir papaz olması... ..kararınızı herhangi bir şekilde etkilememeli. | Open Subtitles | حقيقة كون المتهم قسيس لن يؤثر على حكمكم بطريقة أو بأخرى |
Asla papaz olmama kararınızı bildirmiş ve her şeyi ona göre ayarlamışsınız. | Open Subtitles | وبانك اعلنت عن قرارك بعدم تلقي الطلبات والاوامر وقد عوضت بالمال وفقا لذلك. |
Efendim, kabinenin karşısında kararınızı sorgulamak istemem ama halkı bilgilendirmeyerek büyük bir hata yaptığınızı düşünüyorum. | Open Subtitles | سيدي لم اشأ أن أناقش قرارك هذا أمام الوزراء, ولكني أعتقد أنك تقوم بخطأ كبير في عدم تنبيه الشعب |
Efendim, bu bilgiler ışığında, Mackey'in timine harekat emri vermek için, kararınızı tekrar gözden geçirmeliyiz. | Open Subtitles | فى ضوء هذا ياسيدى علينا ان نراجع قرارك بشأن لنعطى فريق ماكى الانطلاق |
Mazeretleri yok... bu nedenle kararınızı anlamsız kılmak istiyorlar. | Open Subtitles | لذلك يريدون جعل قرارك غير ذي أهمية بهذا الشأن حيث أنه في خلال ثلاثة أيام |
Son kararınızı vermek için yarına kadar zamanınız var | Open Subtitles | لديك الوقت من الآن حتى غداً لتعطيني قرارك النهائي |
Bu kararınızı bir daha gözden geçirin Sultan'ım. | Open Subtitles | ضع فى الاعتبار من فضلك.. قرارك مرة أخرى,أيها السلطان.. |
Bu kararınızı bir daha gözden geçirin sultanım. | Open Subtitles | ضع فى الاعتبار من فضلك.. قرارك مرة أخرى,أيها السلطان.. |
Hafta sonu kararınızı verin. | Open Subtitles | يمكنك إتخاذ قرارك خلال عطلة نهاية الإسبوع. |
Ben kesinlikle kararınızı takdir ediyorum... ama eğer erkek kardeşim burada olsaydı, biz bunu oylardık. | Open Subtitles | أقدر قراركم حقاً لكن لو كان أخي هنا لكنا قادرين على التصويت على هذا |
kararınızı verirken bu insanları göz önüne almanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | هؤلاء هم الأشخاص الذين يجب أن تضعوهم نصب أعينكم، عندما تتخذون قراركم المصيري |
Madem bu konuda çoktan kesin kararınızı vermişsiniz bir tek şey diyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، نظراً بما انه واضح انكم اتخذتم قراركم لدي شيء واحد لأقوله... |
Afedersiniz Sayın Hâkim, nihai kararınızı vermeden önce doktora birkaç sorum olabilir. | Open Subtitles | عفواً , سيّدي القاضي , لديّ بعض الأسئلة للطبيب قبل أن تصدر حكمك النّهائي |
Lütfen Majesteleri kararınızı gözden geçirin. | Open Subtitles | أرجوك يا أيُها الملك , أعد النظر بِقرارك |
Sayın Kardinaller, mahkeme kuralları ve yasalara göre, Majestenin de isteği üzerine sizlerden kararınızı açıklamanızı istiyorum. | Open Subtitles | سماحتكم ، وفقاً لقواعد وقوانين هذا المجلس ، ورغبات فخامته أطلب منكم رسمياً أن تقدموا حكمكم |
kararınızı hızlandırmama izin verin. | Open Subtitles | اسمحي لي أن أساعدكِ في اتخاذ قراركِ بسرعة |
Arzularınız benim için bir emirdir ve bana duyduğunuz güven için minnettarım ancak kararınızı bir daha gözden geçirmenizi rica etmek durumundayım. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم ،أن تتم تسميتي كزعيم على عائلتنا لكني يجب أن أناشدك بإعادة النظر بقرارك |
30 saniyeniz var. kararınızı verin. | Open Subtitles | لديكم ثلاثون ثانية فلتقرروا |