| Her nasılsa karavanın arka tarafı ön taraftan zamansal olarak izole bir hale geldi. | Open Subtitles | بطريقةٍ ما، أصبحت مؤخرة المقطورة معزوله مؤقتاً عن مقدمتها |
| Doc, işemek istiyor. karavanın içine yapmasa iyi olur. | Open Subtitles | الكلب يريد التبول ومن الأفضل ألا يكون داخل المقطورة |
| karavanın arkasında saklanıyorum ama, telefonun kablosunu görünce... | Open Subtitles | أنا أختبئ خلف المقطورة ..لكن ستعرف أين سلك الهاتف |
| karavanın terkedilmiş olması ödenecek hiç bir hesabın olmaması demekti. | Open Subtitles | كونها مقطورة مهجورة يعني أن ما من فواتير ندفعها |
| Eski karavanın daha çok şansı var, değil mi? | Open Subtitles | تقارنين بينه وبين الكارافان القديم، أليس كذلك؟ |
| Ve Gob'u yasladıkları karavanın penceresinden anne ve babasının... yakınlaşmaları görünüyordu. | Open Subtitles | ... وقد احتجز جوب مقابل نافذة المقطوره التي كان أبواه يتجامعون فيها |
| Kim bütün gün boyunca karavanın içinde kalmak ister ki? | Open Subtitles | من الذي يريد الجلوس في المقطورة طوال اليوم؟ |
| Takma olduğunu biliyordum, çünkü 86 numarayı yaptıktan sonra karavanın altına kendim atmıştım: | Open Subtitles | عرفت أنها اصطناعية لأنني كنت قد رميتها بنفسي تحت المقطورة بعد ارتكابي الرقم 86 |
| karavanın yanındaki izler, yaklaşık 4 kilometre kuzeye, yola doğru gidiyor. | Open Subtitles | الشاحنات على الجانب القريب من المقطورة ذهبوا الى الطريق حوالى ربع ميل شمالاً |
| Bu uzay görünümlü karavanın bulunduğu yer olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذا هو المكان.. المقطورة الفضائية الهيئة |
| Dediğim gibi, dış şase yanmaya başlayınca alevler bu ikinci benzin bidonunu tutuşturmuş ve anında karavanın içini kaplamış. | Open Subtitles | كنت أقول بأنّ الأولى وضعت بالخارج اشتعلت النار يمكن أنّ الثانية امتصت ذلك بدخل المقطورة |
| karavanın bulunmasına izin verme. | Open Subtitles | يجب أن تحرص بأن لا أحد يعرف بشأن المقطورة. |
| karavanın hep böyle sanki Burger Kralı Grimace'ı yedikten sonra oturma odanın her tarafına sıçmış gibi mi kokar? | Open Subtitles | هل المقطورة دائما رائحتها مثل البيرجر كينج بنفسه يأكل الجبنة؟ ثم يتغوط عليه في غرفة المعيشة الخاصة بك؟ |
| Ayrıldığımızda, kıyafetlerimi karavanın camından dışarı fırlatmıştı. | Open Subtitles | لأنه عندما أنفصلنا لقد رمت جميع ملابسي من خلال نافذة المقطورة .. .. |
| karavanın yerini değiştirmenin zamanı geldi bence. | Open Subtitles | تعلمون, أعتقد أنه قد حان الوقت لنقل المقطورة. |
| Şu anda cinayet işlenen parktan kaybolan karavanın plakasına bakıyorum. Adamımız burada. | Open Subtitles | الآن أنظر إلى لوحة تلك المقطورة المفقودة من الموقف حيث الجريمة |
| Öxellikle de karavanın yanıp kül olmasıyla kaybettiğin onca şeyden sonra... | Open Subtitles | خاصة بعد كل ما فقدته عندما احترقت المقطورة |
| 30 km uzakta bir karavanın yandığını bildirdiler. | Open Subtitles | لدينا تقرير عن مقطورة مشتعلة على بعد حوالي 20 ميلا من هنا |
| Bu karavanın içinde, 5.5 metrelik çukur var 5.5 metrelik çukur var | Open Subtitles | لذا ، في هذا مقطورة ، لدينا أرضية كاذبة مع حفرة 1 1 أقدام عميقة حفرت نحن |
| - karavanın kapısı kapar mısın? | Open Subtitles | -سأغلق باب الكارافان |
| Ve Gob'u yasladıkları karavanın penceresinden anne ve babasının... yakınlaşmaları görünüyordu. | Open Subtitles | ... وقد احتجز جوب مقابل نافذة المقطوره التي كان أبواه يتجامعون فيها |
| ...etrafına bakındı sonra da karavanın yanına geldi. | Open Subtitles | ابحث في انحاء المكان ثم اتى من جانب القافلة |
| 43. sahneyi tekrarlamak için hazırız ve bu senin karavanın kapısına bantlanmıştı. | Open Subtitles | اسمعي, نحن جاهزون كي نتدرب على المشهد 43 ووصل هذا الى عتبة مقطورتك |
| Yeni karavanın içinde Dewey Crowe'un bulunma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل ممكن أن " ديوي " سيكون في تلك المقطورات الجديدة ؟ |