Şerif, müvekkilime karşı yapılan bu insafsız müdahaleye itirazım var... hele hele bu Kasaba için yaptığı onca şeyden sonra. | Open Subtitles | مأمور، أحتجّ على هذه المعاملة القاسية مع موكلي. بعد كل ما قدّمه هذا الرجل لهذه البلدة. |
Onlar, bu Kasaba için hayatlarını veren iyi adamlardı. | Open Subtitles | انهم رجال جيدين ضحوا بحياتهم لهذه البلدة |
Çünkü bu Kasaba için bir hedefim var ve bunu başarmak için gereken lider özelliklerine sahibim. | Open Subtitles | لان لدي رؤية لهذه البلدة ولدي مهارات القيادة المطلوبة لتحقيق تلك الرؤية |
Yaptıkları bir diğer şey bizim enerji düşüş planı olarak anlandırdığımız bir şey. Bu da Kasaba için ikinci bir plan oluşturulması. | TED | وشيء آخر يقومون به، هو ما نسميه خطة التخفيض من الطاقة. التي هي في الأساس لوضع خطة بديلة للبلدة. |
Herkes çok heyecanlı. Kasaba için bu bir ilk. | Open Subtitles | الجميع متحمسين، هذه هي المرة الأُولى بالنسبة للبلدة |
Gemimi jeneratör olarak kullanarak, Kasaba için ilkel bir ısıtma ve aydınlatma sistemi kurabildim. | Open Subtitles | باستعمال سفينتي كمولد أنا كُنت قادر على تجهيز بعض التدفئة البدائية والإضاءة للبلدة |
Çoğunluğun iyiliği için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız. Kasaba için en iyisini yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا العمل لمصلحة أغلبيّة الناس يجب أنْ نمنح البلدة فرصتها الفضلى |
BlueBell'e geldiğinden beri tek duyduğum ne kadar etkileyici olduğun, bu Kasaba için neler yaptığın, vs, vs, vs. | Open Subtitles | كل ما سمعته منذ وصلت بلوبيل هو مدي روعتك وكم قدمت لهذه المدينة |
Küçücük Kasaba için ne çok şerif yardımcısı var. | Open Subtitles | العديد من العمد لهذه البلدة الصغيرة، أليس كذلك؟ |
Eğer bu Kasaba için zerre kadar ümit varsa, bu siz gençler sayesindedir. | Open Subtitles | ليس هناك أمل لهذه البلدة إلاّ في صغارها |
Bu Kasaba için yaptığın her şeyi duydum. | Open Subtitles | سمعت عن كل ما فعلتيه لهذه البلدة, |
Bu Kasaba için çok şey yaptım. | Open Subtitles | انجزت الكثير لهذه البلدة. |
Bu Kasaba için çok gereksiz. | Open Subtitles | غير مهم للغاية لهذه البلدة |
- Bu Kasaba için çok önemli ve bu kız sempatik biri tarafından oynanmalı. | Open Subtitles | حسنا , هذا هام للبلدة ان يلعب الدور شخصاً ما لدية طاقة جاذبية |
Hayır, ben Kasaba için iyi olan şeyi yaptım. Tabi evet. | Open Subtitles | غير صحيح, فلقد فعلت ما هو أفضل بالنسبة للبلدة نعم نعم- |
Dediğim gibi, Ernie, insanların... bunun Kasaba için utanç verici birşey olduğunu düşünmelerine rağmen, çatıda Merkez'in bayrağının dalgalanmasında ısrar etti. | Open Subtitles | وكما قلت, إيرني أصر وضع علم "المركزية" على السقف حتى مع أن الناس رأؤ هذا محرجاً للبلدة |
Bu, Kasaba için önemli bir bağış organizasyonu. | Open Subtitles | انه عمل خيري مهم للبلدة |
Burada bir tören yaparız, sizin için, Kasaba için. | Open Subtitles | وإحتفال هنا ، لكِ و للبلدة |
Çoğunluğun iyiliği için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız. Kasaba için en iyisini yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا العمل لمصلحة أغلبيّة الناس يجب أنْ نمنح البلدة فرصتها الفضلى |
Bu Kasaba için çok şey yapıyorum. | Open Subtitles | وانا احاول فعل الكثير لهذه المدينة. |