"kavanoza" - Traduction Turc en Arabe

    • جرة
        
    • الجرة
        
    • مرطبان
        
    • الجرّة
        
    • جرّة
        
    • بجرة
        
    • المرطبان
        
    • البرطمان
        
    • فى علبة
        
    Hatta penisini de koca bir kavanoza koymuşlar. Bunu neden yapmışlar ki? Open Subtitles وحتى إنهم وضعوا قضيبه في جرة كبيرة ، لِمَ كل هذا ؟
    düşünmüyorum. Bu beyninizden insan beynini alıp, bir kavanoza koyup sonra tekrar başka hayvanların düşünme yapısını düşünmek için TED وليس القصد إزالة الدماغ البشري من الرأس ووضعه في جرة ثم استخدامه للتفكير في طريقة تفكير حيوان آخر.
    Bunları kavanoza koyar ve gerektiğinde kullanırdı. TED كانت تضعه في الجرة ثم تستخدمه عند الحاجة.
    Hey, Skeever, neleri kavanoza koyup ölünceye kadar sallarsın? Open Subtitles هاى، أسكيفر، ما الذي تضعه في الجرة وتهزة حتى يموتوا؟
    Bir kavanoza birkaç tanesini koy. Onları inceleteyim. Open Subtitles أريدك أن تحفظ بعضهم في مرطبان حتى أفحصهم
    Ne zaman salak bir şey söylersen kavanoza beş sent koyacağız. Open Subtitles كلّ مرة تتفوّه بشيء غبي ستضع عملة نيكل في تلك الجرّة
    Ve seni de ya cam kavanoza ya da plastik çantaya koyarlar. Open Subtitles وسينتهى أمرك إما في جرّة زجاجية أو في كيس بلاستيكي
    O penisi sen de gördün. Küçük bir kavanoza sığmazdı ki! Open Subtitles لكنك رأيت هذا القضيب هو لم يكن بجرة صغيرة
    Foie gras için karaciğeri çıkardığında, bunu bir kavanoza koyuyor ve kendi yağında bekletiyor. TED لقد اخذ الكبد عندما حصد الفطائر ووضعهم في جرة ووضع المكونات معه
    Bütün sakızlar kavanoza, sakız kavanozu. Open Subtitles كل العلكة في هذه الجرة, جرة العلكة الممضوغة هيا
    Ben kavanoza koyulmak istemem. Beynimi bir androide koysunlar. Open Subtitles أنا لا أريد أن أكون في جرة أريد دماغي في جسمِ إنسان آلي
    Tanrı bu oyun hamuruyla canlıları yaratmaya başladığında ölümü ne yapacağına karar verene kadar önlem olsun diye seramik bir kavanoza koymuştu. Open Subtitles و عندما كان الله يخلق كل شيء حي و ضع الموت في جرة خزفية حتى يقرر ماذا سيفعل بها
    kavanoza kül olana kadar yapmayı umduğum birkaç şey var. Open Subtitles بالحقيقة هنالك عدة أمور أريد القيام بها قبل أن أصبح مجرد رماد في جرة
    Geceleri, yatağına uzandığında, henüz kalbini çıkarıp bir kavanoza koymadan önce, Vince daha küçükken, ona davranış şeklinden dolayı, hiç pişmanlık duydun mu? Open Subtitles عندما تستلقي ليلاً على فراشك قبل أن تأخذ قلبك وتضعه في جرة هل سبق وأن شعرت
    Bu iplerden birinin ucu kavanoza çıkıyor. İtip kakarsan asit septumumdan girer sonra da soluk borumdan çıkar. Open Subtitles أحد تلك الخيوط يؤدي إلى الجرة ، فإن حركتموه الحمض سيمر من حجابي الحاجز و بعدها قصبتي الهوائية
    Narin ve çok güzeldiler, ben de bir tanesini yakalayıp bir kavanoza koydum. Open Subtitles كانت لطيفة وجميلة حتى أنني وضعت أحدها في مرطبان
    Donutçıya gittin, sonra buraya dönüp kavanoza işedin. Open Subtitles مشيت إلى متجر الدونات ثم عدت إلى هنا لتتبول في مرطبان
    Evliliğin ilk yılında her sefer için kavanoza bir peni koysan sonra ikinci yıl her seferinde bir peni alsan elinde ne kalır biliyor musun? Open Subtitles إذا وضعت قطعة نفدية في جرّة لكل مرة تمارسين الحب في السنة الأولى من الزواج وبعد ذلك تخرجين قطعة نقدية من الجرّة
    Çamur örneğinizi alın, ve bir cam kavanoza sadece doldurun, ve onu pencerenin önüne koyun. Open Subtitles نأخذ عينة الوحل و نملئها لنقل بجرة زجاج و نضعها
    Bay Kaplumbağa için kavanoza ihtiyacım var, bu sayede otobüste onun için bir koltuk ayırtmama gerek kalmaz. Open Subtitles أحتاج الى المرطبان للسيد سلحفاة كي لا أبتاع له مقعداً على متن الحافلة
    Bir kavanoza sadece üç tane koy. Open Subtitles ثلاثة فقط في البرطمان
    Üzerinde bir numara olan, bir kavanoza. Open Subtitles يضعون كل هذا فى علبة مع بعض الأرقام عليها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus