| Jerry'nin Çocukları'nın kavanozuna lokma tatlısı koydum. | Open Subtitles | لقد وضعت الكعك في جرة أطفال جيري ظننت أن ذلك سيكون مضحكاً |
| Onu mercimek kavanozuna koyup, kapağını sıkıca kapatıp, orada bırakarak. | Open Subtitles | تضعي الكعكة في جرة وتحكمي إغلاقها, وتتركيها |
| Yine de aramızda kalsın, sanırım parmaklarını bal kavanozuna daldırmaktan hoşlanıyordu. | Open Subtitles | ولكن, بينى وبينك, اعتقد انها كانت تدُسّ اصبعها فى برطمان المربى |
| Hani reçel kavanozuna parmağınızı bandığınızda sanki parmağınızın ucunu diliniz gibi hissedersiniz ya, | Open Subtitles | عندما تلمسون قمة برطمان سكر باصبع مبلل ، ألا تشعرون بطعم السكر كما لو كانت أطراف أصابعكم هي لسانكم ؟ |
| Biri parmaklarını Bal kavanozuna batırıyormuş gibi geldi bana. -Gina, o benim patronum. | Open Subtitles | يبدو كأن شخص ما يحاول غطّ أصابعه في جرّة هوني جينا إنه رئيسي |
| Bağlantıyı kuramıyorum. Winnie the Pooh'nun nasıl burnunu bal kavanozuna... sıkıştırdığını biliyor musun? | Open Subtitles | الطريق ويني ذي بو دائما حصل على أنفه مسك في جرّة العسل؟ |
| Ben de, 'nasıl oldu da, ayağın kazara Emilio'nun kavanozuna girdi,' diye sordum. | Open Subtitles | فسألتها مباشرة وكيف لقدمك أن وجدت طريقها مصادفة إلى إناء السمكة الزجاجي ؟ |
| Kafamızda bir resim oluştu. Onu elini kurabiye kavanozuna sıkıştırmak size kalmış. | Open Subtitles | الأمر يعود لكم لجعله يلتصق بيده داخل الجرة |
| Ama sana şunu söyleyeyim, oğlum turşu kavanozuna murabba koyma. | Open Subtitles | .. ولكنني سأخبرك بشيئاً يا بني ! لا تضع أبداً المربى بجرة مخلل |
| Bahşiş kavanozuna hiç mi hiç para koymadın. | Open Subtitles | أنت لا تضع أي أموال في جرة البقشيش ابداً |
| - Ben de açamadığım bu turşu kavanozuna sinirlendim. | Open Subtitles | أنا جننت من جرة المخللات هذه لا أستطيع فتحها. |
| Bahşiş kavanozuna para atmak gibi. Bahşiş vermeye cesaretlendirir. | Open Subtitles | إنه مثل وضع النقود في جرة الكل عليه أن يضع نقود |
| Ne zaman söylesem küfür kavanozuna 1 dolar koyduruyorsun. | Open Subtitles | كل مرة أقولها تجعلنى أضع دولار فى برطمان الشتائم |
| Pekala, bu 22 sent Disney World kavanozuna ve bu 22 sent de yeni araba kavanozuna. | Open Subtitles | تلك 22 سنت في برطمان عالم ديزني و22 سنت في برطمان السيارة الجديدة |
| Gibbs neden telefon hattını koparıp cep telefonunu tiner kavanozuna atar? | Open Subtitles | ووضع تليفونه الخلوي في برطمان مليء بمخفف الدهان -يا إلهي |
| Ben de eve gittim ve silahı, annemin un kavanozuna sakladım. | Open Subtitles | لذا ذهبت إلى البيت وأخفيت المسدس في جرّة طحين أمّي |
| - Küfür kavanozuna 10 dolar, Baba. | Open Subtitles | -عشرة دولارات في جرّة الكلمات النابية |
| Kurabiyeleri kurabiye kavanozuna geri koyma vakti geldi Helen! | Open Subtitles | حان الوقت لإعادة الكعك إلى جرّة الكعك يا (هيلين) |
| Sonra ayrılmadan önce balık kavanozuna da baktım. | Open Subtitles | ألقيت نظرة على الكِرَيمَة ثم ألقيت نظرة على إناء السمك قبل أن اذهب |
| Elini şeker kavanozuna tıkıştırmış, pasaklı küçük bir çocuk gibi. | Open Subtitles | مثل صبّي صغير وضيع يحشر يديه في إناء الحلوى |
| Kısacası, onu kurabiye kavanozuna elini soktunda ... suçüstü yakalamak zorundayız | Open Subtitles | ، باختصار علينا أن نمسك به متلبساً بالجريمة ! ويديه داخل الجرة |
| Ve sonra ben aptalca bir şey söyledim ve Cece parayı yavşak kavanozuna koydurttu. | Open Subtitles | وبعد ذلك قلت شيئاً تافهاً و (سيسي) جعلتني اضع المال في تلك الجرة اللعينة |
| "Turşu kavanozuna murabba koyma." | Open Subtitles | " لا تضع أبداً المربى بجرة مخلل " "SUNU77" تمت الترجمة بواسطة |