Aslında, böyle sıradan bir hadisede sivil kayıplara argo kelime olan "fıskiyeler" benzetmesi yapmak doğru mudur? | Open Subtitles | في الحقيقة ، اليس خسائر المدنيين مثل شائع انه كانت هناك مهلة محددة ؟ |
Ve siz hissedarlara büyük kayıplara mal oldu. | Open Subtitles | وأنتم أيضاً أيها المساهمين فقد تسبب هذه خسائر كبيرة لكم |
Kayıp kızların şahsi eşyaları kaçırılmalarından hemen önce kayıplara karışmış. | Open Subtitles | إختفى فقط مسبّق إلى عملياتِ إختطافهم، بضمن ذلك كتب الأطفالِ. |
- Diğer birçoğu gibi kayıplara karışmış. | Open Subtitles | يبدو بأنة قد إختفى مثل العديد من الآخرون. |
Başka bir tanesi o dönemde kayıplara karıştı ama hala cesedi bulunamadı. | Open Subtitles | و امرأة في عداد المفقودين لكنها الوحيدة التي لم يُعـــثر عليــها بعد |
Takip eden günlerde Azad, Bhagat Singh ve diğerleri kayıplara karıştı. | Open Subtitles | وفي الأيام التي بعدها، آزاد ، بهاجات سينغ والآخرون اختفوا تماماً |
Sonra adam koşarak geldi kızı aldı ve kayıplara karıştılar. | Open Subtitles | الشئ التالى الذى أعرفه أن الشخص الذى جاء ليحقق معى جاء بعد محققة كانت قبله ثم كلاهما قد اختفيا |
Komşuları Lewisler'in kayıplara karıştığını söylüyor. | Open Subtitles | DANVILLE: Lewises هي في مهب الريح. الجيران وتقول |
- kayıplara. | Open Subtitles | للجنود الدين سقطو |
Vietnam'da kayıplara karışan askerlerin... aileleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı. | Open Subtitles | أسر الرجال الذين لا يزالون مفقودين في فيتنام كانوا في إنتظار التابوت يتذكرون |
Hepsi muazzam kurumsal kayıplara çevresel hasara ve insan hayatlarına yol açtı. | Open Subtitles | كل ذلك أدّى لـ خسائر هائلة للشركات خسائر ماديّة ، و أضرار بيئيّة على حياة الإنسان |
Kamistan sırf bu yüzden ağır kayıplara uğrayacak. | Open Subtitles | الجمهورية الإسلامية سوف تتكبد خسائر هائلة بسبب ذلك -بسببك أنت |
Ama bu kez büyük kayıplara uğradık. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة تحملنا خسائر فادحة |
Bir an buradaydı, sonra aniden kayıplara karıştı. | Open Subtitles | بدقيقة كان هناك, وفي الدقيقة التالية إختفى |
Kocası günün birinde kayıplara karışmış, o da bunalıma girmiş bileklerini keserek intihara kalkışmış. | Open Subtitles | زوجها إختفى وأصيبت بالكآبةِ حاولتْ قَتْل نفسها بقطع رسغها |
Ama eşi de kayıplara karıştı. | Open Subtitles | ولكن له حتى أن يكون بين زوجته في عداد المفقودين. |
Hediye. kayıplara karışan bir torbacıdan. | Open Subtitles | إنها هديه من أحد تُجار المخدرات الذي أصبح في عداد المفقودين. |
Adamlarım ya öldü ya da kayıplara karıştı... her biri. | Open Subtitles | لم يبقى أحدٌ من رجالي، البعض قد فارق الحياة، والبعض الآخر قد اختفوا |
Otostop çekiyormuş, ve kim arabasına onu alırsa sonsuza dek kayıplara karışıyormuş. | Open Subtitles | كانت تتجول وأياً كان من رآها لقد اختفيا معاً للأبد |
Adam kayıplara karışmış. | Open Subtitles | غاي في مهب الريح. |
Ona yaklaştığımızı düşünürse kayıplara karışabilir. | Open Subtitles | ان شعر باقترابنا فسيهرب |
İki hafta önce kayıplara karışan Dr Micha Aris'in kaderi hakkındaki, endişe artıyor. | Open Subtitles | الخوف يتصاعد حول مصير الأكاديمي البريطاني د. (مايكل اريس). الذي اختفى قبل إسبوعين. |
Hayır çünkü nefret ettiğim bir kişi oluyorum. Erkek arkadaş bulan ve önceki hayatı kayıplara karışan biriyim. | Open Subtitles | شخص ما يحصل على صديق و كامل حياتهم المسبّقة فقط تتلاشى |