Benim yaşımdaysan, tekrar forma girmek büyük bir zaman kaybıdır. | Open Subtitles | في سني هذا، الحصول علي جسد رياضي هو مضيعة للوقت |
Diyet yapmak en iyi şekliyle bile zaman ve enerji kaybıdır. | TED | حتى في أفضل حالاتها، اتباع نظام غذائي مضيعة للوقت والطاقة. |
Güven bana. Bu duyarlı noktada kelimeler kesinlikle zaman kaybıdır. | Open Subtitles | ثق بي , الكلمات مضيعة للوقت بشكل كامل في هذه المرحلة الحساسة |
Yanlış kelimeler zaman kaybıdır. | Open Subtitles | فقط الكلمات الخاطئة هي مضيعة للوقت بالكامل |
Önceden sorulup cevaplanmış sorularla kendini yormak enerji kaybıdır. | Open Subtitles | مـرهقةً نفسكِ بأسئلةٍ سألت وأجيبة مسبقاً هو مضيعةٌ للطاقه. |
Meditasyon tam bir vakit kaybıdır Fransızca öğrenmek ya da seksten sonra öpüşmek gibi. | Open Subtitles | التأمل مضيعة للوقت, مثل تعلم الفرنسية أو التقبيل بعد ممارسة الحب |
Ama sadece çalışan isen boşa vakit kaybıdır, öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن، إنّ كنتِ مُجرد عاملة، ،فهذا إلى حداً ما مضيعة للوقت ألا تظنين ذلك؟ |
Ama bir şeyleri istemek zaman kaybıdır çünkü er ya da geç sizi kendine isteyen şey gelip omzunuza dokunuyor. | Open Subtitles | لكنها مضيعة للوقت, تمنّي الأشياء لأنه عاجلاً أم أجلاً, الأشياء التي تتمناك ستأتي إليك و تربت على كتفك |
- Hem seni temin ederim aptal bir kızın arkasından ağlayarak geçirdiğin her gün tamamen zaman kaybıdır. | Open Subtitles | ان كل يوم من حياتك تمضيه وانت تتحسر على فتاة سخيفة هو مضيعة للوقت |
Uyumayı sevmem, vakit kaybıdır ama gerekli, o yüzden... uyku ilacı. | Open Subtitles | لا أحب النوم، فهو مضيعة للوقت، ولكنه ضروري، لذلك أتناول حبوباً منومة. |
Belki de sadece vakit kaybıdır, ama her şeyi denemek istiyorum. | Open Subtitles | لعله مضيعة للوقت لكنني أود تجربة كل شيء. |
Çünkü büyük düğünler aptalca zaman kaybıdır ki bir gün geriye dönüp bakınca tüm o didinmeye değdiğini anlayacağız. | Open Subtitles | لأن الزفاف الضخم يعتبر مضيعة غبية للوقت ولكننا سوف ننظر إليه يوماً ما وندرك أنه كان يستحق كل هذا العمل الشاق |
Bu bir az tiksindiricidir. Nitekim, kaldırma sanatçıları için birine aşık olmak zaman kaybıdır. Bu sizin cazibe sermayenizi israf eder, Bu nedenle aşk bir hastalık, bir enfeksiyon gibi elenmelidir. | TED | وهو أمر مثير للإشمئزاز. بالطبع بالنسبة لفناني الإلتقاط، أن تقع في حب أحدهم هو مضيعة للوقت وهو تبذير لرأسمال الإغواء بالتالي يتوجب إزالته كأنه مرض، أو عدوى |
İnsanlara makine gibi muamele etmek bilimsel ve felsefik olarak isabetli olabilir, fakat bu yöntemle bir kişinin yapacağı sonraki şeyi tahmin etmek istiyorsanız, bu vakit kaybıdır. | TED | معاملة الناس كألآت.. قد يكون فلسفيا وعلميا أمر دقيق.. ولكنه مضيعة للوقت والجهد.. أذا أردت الجزم بما هو الشيء التالي الذي سيقوم به هذا الانسان. |
Görüyorsunuz ya, azizim Tavernier savaş sadece korkunç değil, vakit kaybıdır üstelik. | Open Subtitles | أترى، عزيزي سيد (تافرنييه)، الحرب ليست مريعة فقط. ولكنها مضيعة تامة للوقت. |
Herşeyde haklı olduğunuzu düşünmek vakit kaybıdır. | Open Subtitles | هذا مضيعة للوقت افتراض أنك محق بكل شيء |
Jackie, üniversite zaman kaybıdır ve ben de gitmiyorum tamam mı? | Open Subtitles | جاكي) ، الجامعة مضيعة للوقت) وأنا لست ذاهبا ، أفهمت ؟ |
Çoğunlukla tam bir zaman kaybıdır. | Open Subtitles | وأغلب الوقتِ، أنها مضيعة للوقت، ولكن مرة كل فترة... |
İki yıl önceydi ve belki bu seanslara şimdi başlamak zaman kaybıdır... | Open Subtitles | كان قبل عامين، وربما ل ق نبدأ الآن هذه الجلسات... بل هو مضيعة للوقت. |
Yani belki de tum bu isler para kaybıdır. | Open Subtitles | ربما كل شيء كان مضيعة للمال بأي حال |
Aşk zaman kaybıdır. | Open Subtitles | إن الحب مضيعةٌ للوقت! |