Araba kayboluyor ve birden kendimi ormanda yerde yatarken buluyorum. | Open Subtitles | السيارة تختفي ، وبعد ذلك فجأة اسقط علي ارض الغابة |
Sırf bu eyalette her yıl kaç bin kişi kayboluyor, biliyor musun? | Open Subtitles | تعلم كم من الآلاف من الناس تختفي كل عام؟ وكم يستغرق ذلك؟ |
O kadar şahane bir görüngü ki kayboluyor olduğu gerçeği bir nebze de olsa sizi korkutmalı. | TED | وهي ظاهرة مدهشة فحقيقة أنه يتلاشى لا بد أن تُرْعِبَكُمْ ولو قليلا. |
Vuruyorlar, ortadan kayboluyor, sonra yeniden toplanmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | انهم يهاجمون ,يختفون ثم يتكتلوا مره اخري |
İnsanlar şehirde, ilaç bağımlısı gibi kayboluyor. | Open Subtitles | الناس تتلاشى في المدينة كمُدمنيّ مخدّرات. |
Çıktığı kız kayboluyor, kızın kıskanç bir erkek arkadaşı olduğunu biliyor... | Open Subtitles | الفتاة التى كان يواعدها إختفت ..وهو يعلم بأنها لديها صديقها السابق الغيور هذا |
Bütün gri türler kayboluyor. | TED | فكما نرى سوف تختفي كل الفصائل التي تم تحديدها باللون الفضي |
Arılara ihtiyacımız var, onlar ortadan kayboluyor ve bu büyük bir sorun. | TED | لذا نحن نحتاج إلى النحل وهي تختفي وهذه مشكلة كبيرة |
6 Mart civarında görüyorsunuz, bulutlar hareket edip kayboluyor ve sonra 11 Mart civarında, bulutlar gerçekten hareket ediyor. | TED | حوالي 6 مارس السحب تتحرك ثم تختفي ثم في حدود 11 مارس السحب تتحرك بالفعل |
Görürseniz bütün duman bu makineyi açar açmaz kayboluyor. | TED | كما ترون، تختفي كل الأدخنة حال تشغيلكم هذه الآلة. |
Kusura bakma, bahriyeli, ama ozon tabakası kayboluyor. | Open Subtitles | أنا آسفه يا سايلور لكن طبقة الأوزون تختفي |
Ama her sıçramada uzaklaşırken, açıklık kayboluyor. | Open Subtitles | لكن بكل عبور نقوم به بعيداً, يتلاشى الوضوح. |
Metanla aynı familyada ama git gide izi kayboluyor. | Open Subtitles | إنه من مشتقات الميثان و لكنه يتلاشى بسرعة كلما تقدمنا |
Burada her zaman birileri kayboluyor, kızım. | Open Subtitles | الناس يختفون في هذا المكان كثيرا, يا فتاه |
Ama büyükler korkuyor. Çünkü çocuklar sürekli ortadan kayboluyor. | Open Subtitles | لكن الكبار يخافونهم، فالأطفال دائما يختفون. |
Shanghai'nin güneyine doğru ilerleyip kırsal alanlara girdikçe parıltılı ışıklar kayboluyor. | Open Subtitles | جنوب شنغهاي مدينة الاضواء تتلاشى تدريجيا بينما ندخل عالم قديم |
O adamın şoförlüğünü yaptığı telekız ortalıktan kayboluyor. | Open Subtitles | تلك العاهرة التي إدَّعت أن ذلك الشخص هو سائقها, إختفت |
Seni tutuklamaya kalkmamdan 5 saat sonra kızın kayboluyor. | Open Subtitles | إصغي,بعد أقل من خمسة ساعات من إعتقالك أصبحت ابنتك مفقودة |
Kız parayla birlikte ortadan kayboluyor ve bir daha ondan haber alınamıyor. | Open Subtitles | و أختفى بها و تختفى هى مع المال و يظنوا أنها السارقه |
Duvarlardan, çatılardan iz bırakmadan gece karanlığında kayboluyor. | Open Subtitles | يتسلق الحوائط و يمشى على الاسقف ولا يترك اى دليل خلفه و يختفى ف الليل |
Adamlarım sorular sormaya başlıyor ve Goya, arkasında iz bırakmadan kayboluyor. | Open Subtitles | حسنا , لو أن رجالي بدأوا يطرحوا أسئلة فان لوحة جويار ستختفي بدون أثر .. لكن أنت |
Yedi, şimdikiyle 8 kişi kalabalığın ortasında kayboluyor. Ama hiç şahit yok. | Open Subtitles | سبعة، والآن ثمانية أشخاص اختفوا وسط حشد ورغم ذلك لا يوجد شهود |
Tüm İtalya'yı ele alırsak yılda 49 bin insan kayboluyor. | Open Subtitles | عندما نتكلم عن إيطاليا فإن معدل الإختفاء يبلغ 40 ألف شخص في السنة |
Batıran sensin, gidiyorsun o kayboluyor, neyse-- | Open Subtitles | أنت اخفقتي ، تركتيهاا تذهبُ أو تُفقد ألا تم من هذا؟ |
Bir kaç ayda bir çok sayıda büyük suçlu kayboluyor ya da ölü bulunuyor ama hiç bir delil bulunmuyor. | Open Subtitles | يبدو كلّ بضعة شهور هناك عدد كبير من مرتكبي جرائم العنف يُفقدون أو يظهرون موتى، لكن لا توجد أدلة أبدًا. |
Sonra da beş kat merdiveni sırf beni sihirli silahıyla vurmak için çıkıyor ve ortadan kayboluyor. Bunların hiçbiri mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | ثمّ يهرب عبر السلالم للسطح فقط ليصيبني بمسدّسه الهوائي السحري ويختفي |
Tüm kasabada devekuşları, kediler ve köpekler kayboluyor. | Open Subtitles | لديَنا نعاماتُ وقططُ وكلابُ تَختفي من جميع أنحاء بلدةَ. |