Bana her zaman desteyi kesmem söylendi. kazanamazsın ama fazla yaşarsın. | Open Subtitles | كنت أقول دائماً اختار أول ورقة لن تستطع الفوز ولكنك ستكون الخاسر الأخير |
Tek başına kazanamazsın. Diğerlerini bekle. | Open Subtitles | ولا تستطيع الفوز وحدك لابد أن تنتظر الآخرين |
Bu insanlara karşı kazanamazsın. 60'larda Berkeley'deki protestolarımın neye yaradığını biliyor musun? Göz yaşartıcı gaz kutusuyla kafama açılan 16 tane yaraya. | Open Subtitles | لايمكنك الفوز مع هولأ الناس ندبه16 في رأسي من علبة غاز مسيل للدموع |
Ama hala... 6.000 dolar kazanamazsın, John. | Open Subtitles | لكن يجب علي الاستمرار أنت لا تستيطيع أن تربح 6000 دولار |
Rachel'a yaptığımı senin için yaptım eğer bunu anlayamıyorsan, bu duruşmayı kazanamazsın. | Open Subtitles | لقد فعلته من أجلك واذا لم تراه بعينك لن تفوز بهذه المحاكمة |
Basın kartını arkadaş edinerek kazanamazsın. | Open Subtitles | انت لا تكسب في الصحافه بواسطة صنع الاصدقاء |
Ben onu "oynamazsan, kazanamazsın" diye biliyordum. | Open Subtitles | لطالما سمعت بأنه لا يمكننا الفوز إذا لم نلعب |
Eğer iğrenç dövüşürsen kazanamazsın, bunu anlıyor musun? | Open Subtitles | لايمكنك الفوز إذا قاتلت بأسلوب قذر هل تفهم هذا |
Bu adil değil. Eğer birileri bitiş çizgisini öteye taşıyacaksa yarışı kazanamazsın ki. | Open Subtitles | ليس عادلاً , لايمكنك الفوز بسباق إذا كان هناك من يغير مكان خط النهاية |
kazanamazsın irademe hiç bir insan karşı koyamaz. | Open Subtitles | لا تستطيع الفوز. لا يوجد إنسان يقاوم إرادتي |
Her zaman kazanamazsın detektif. | Open Subtitles | أعتقد أنّه لا يمكنك الفوز بكلّ القضايا أيّها المحقق. |
Kaç Afro, kazanamazsın! Kaç dedim lanet olası! | Open Subtitles | هيا يا افرو لن تستطيع الفوز اهرب اهرب يا افرو |
kazanamazsın; dörde birsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الفوز; انك وحيد ضد أربعة افراد. |
Buradan sonra kazanamazsın. | Open Subtitles | من المستحيل عليك أن تربح هكذا توقف عن القتال |
Bugün oyunu bensiz kazanamazsın ve ilk maçında kaybetmeni istemiyorum | Open Subtitles | لن تربح مباراة اليوم من دوني ولا اعتقد انك تريد ان تخسر مباراتك الاولى |
Fitch karşısında kazanamazsın. | Open Subtitles | مع وجود رانكين فيتش في اللعبة لا يمكنك أن تفوز |
kazanamazsın. Bu oyunu oynadığında garanti ettikleri tek ödül kaybedeceğindir. | Open Subtitles | انت لا يمكنك ان تفوز فقط الثمن هو ما يحدد ما جنيته من تلك اللعبة |
İş hayatında, paranı riske atmadan hiçbir şey kazanamazsın. | Open Subtitles | في العملِ، بدون رهان مال أنت لن تكسب شيء |
Peki. Seksten korkuyor olabilir, ama sen seks olmadan kazanamazsın. | Open Subtitles | حسناً, ربما قد يكون خائفاً من الجنس لكنك لن تربحي من دون هذا |
Ama eğer beni yok edersen, para kazanamazsın, bu da,yapamazsın demektir. | Open Subtitles | ولكن إذا حطمتني فلن أجني أي مال مايعني أنك لن تجني المال أيضا |
O küçücük kılıçla savaş falan kazanamazsın. | Open Subtitles | لن تنتصر في المعارك بهذا السيف |
Duygusal şantaja başvurarak bu tartışmayı kazanamazsın. | Open Subtitles | لن تكسبي هذا الجدال باللجوء إلى الابتزاز العاطفي |
Lütfen beni umutlandırıp durma. Bu insanların karşısında kazanamazsın. | Open Subtitles | أرجوكي, لا ترفعي من آمالي, لن تفوزي على هؤلاء الأشخاص |
Zenci basketboluyla kazanamazsın. | Open Subtitles | إبن، أنت لا تستطيع الربح مع طريقة لعب الزنجي. |
Doğu oyununda bununla kazanamazsın. | Open Subtitles | الدورة الشرقية لا تَستطيعُ الرِبْح بهذه الطريقة |
kazanamazsın. Beni alt edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الربح لن تستطيع هزيمتي |
Tatmin ederek pek para kazanamazsın. Ama utanç ve korku duyguları iyi bir pazar oluşturur ve kapitalizm her zaman yeni pazarlara ihtiyaç duyar. | TED | لا يمكنك كسب المال من الارتياح، لكن العار والخوف يصنعان الأسواق، والرأسماليّة بحاجةٍ لأسواق بشكلٍ دائم |