Derinlerde bir yerde, her zaman bir tacı kazanma şansı olacağını, siz de ben de biliyoruz. | TED | أنت وأنا نعرف أعمق الأعماق، هناك دائماً فرصة للفوز بالكأس. |
Demek Akeelah'nın Ulusal İmla Yarışması'nı kazanma şansı olduğuna inanıyorsunuz, ha? | Open Subtitles | اذا تعتقد أن اكيلا لديها فرصة للفوز بمسابقة التهجئة الوطنية؟ |
The Arkansas Razorbacks'ın bütün bunları kazanma şansı var. Sıralamada birinci basamaktaki Tennessee'den, ligin kontrolünü ele almak için | Open Subtitles | فريق اركنساس لديه فرصة للفوز فريق اركنساس يحل خارج قواعده |
Kendinize son bir zafer anı vermektense d'Artagnan'a yetkisini Kral'dan kazanma şansı vermelisiniz. | Open Subtitles | بدلا من إعطاء نفسك واحد آخر لحظة من المجد يجب أن علىك إعطاء ارتيغنان فرصة لكسب عمولته من الملك |
Size yarın bunların bir kısmını kazanma şansı vereceğim. Hoşça kalın. | Open Subtitles | سوف اعطيك فرصة لكسب البعض غدآ، أستمتعوا |
Bunu kazanma şansı var mı dersin? | Open Subtitles | أتعتقد حقاً أن لديك فرصة بالفوز بهذا الشيء؟ |
Eğer bugün kazanma şansı varsa bunu mutlaka bugün ve hemen yapmak zorunda. | Open Subtitles | اذا ما كانت لدية اى فرصة... للفوز اليوم، فيجب ان يقوم يقوم بها فى الملعب. |
Önümüzdeki sene öğrenci konseyi başkanlığı konusunda, ama belki bir yıl dinlenirim... başkalarına da kazanma şansı veririm. | Open Subtitles | حول إدارة مجلس الطلبة ثانيةً السنة القادمة لكن فكرت أنه قد أخذ إجازة سنة... إعطاء الآخرين فرصة للفوز |
Blake sonsuza kadar gitti ve Alissa'nın onu geri kazanma şansı yoktu. | Open Subtitles | .. كان والعيسى أي فرصة للفوز اعادته |
Ayrıca, çünkü muhtemelen bir sürü gerekir Tek gün protez ve ben bir müşteri kazanma şansı kaçırmak istemiyorum . | Open Subtitles | أيضا، لأنك ستحتاج على الارجح الكثير أطقم الأسنان يوميا وأنا لا تريد أن تفوت فرصة للفوز العملاء . |
Eğer kazanma şansı olduğunu sanıyorsa... 9-2-1, yeni korgeneral. | Open Subtitles | "لو هي تحسب أن لديها فرصة للفوز" "الفريق الجديد إلى 9-2-1" |
Biliyorsunuz onun kazanma şansı yok. | Open Subtitles | تعلم أنه ليس لديه فرصة للفوز |
Bunu kazanma şansı yok. | Open Subtitles | ليست لديه فرصة للفوز |
Durant ve Dunbar'ın gerçekten kazanma şansı var mı? | Open Subtitles | هل (دورانت) أو (دانبار) لديهما فرصة للفوز بهذا؟ |
Buraya sana arkadaşlığımızı geri kazanma.. ..şansı için bir teklifle geldim. | Open Subtitles | أتيت كي أعرض فرصة لكسب صداقتنا مرة أخرى |
Altın kazanma şansı var mı? | Open Subtitles | هل هُناك فرصة لكسب الذهب؟ |
Artık kazanma şansı kalmadı bence. | Open Subtitles | ... لكن ... لا أعتقد أنها تملك أدنى فرصة بالفوز |