"kelepçelenmiş" - Traduction Turc en Arabe

    • مقيدة
        
    • مُقيدة
        
    • مقيد
        
    • مقيداً
        
    • مكبل اليدين
        
    • مكبلاً
        
    Şey, yukarıda bir de çıplak kız bulduk, lambaya kelepçelenmiş olarak. Open Subtitles صحيح ,لقد وجدنا بنت عاريه فى الطابق العلوى وقد كانت مقيدة
    - Hemen daireme git. Havlu askılığıma kelepçelenmiş bir kız var. Open Subtitles تعالي إلى شقتي حالاً لدي فتاة مقيدة بالأصفاد في رف المناشف
    ..kelepçelenmiş durumdasın. Open Subtitles مُقيدة مع قاتل والذي لن يوقفه شيء ليخلصيديهمنك.
    Güvenlikçi silahsız ve kelepçelenmiş. Suçlumuza nasıl bir tehdit olabilir ki? Open Subtitles الحارس اعزل و مقيد فكيف يشكل تهديد على الجانى
    Babanı kelepçelenmiş hâlde polis tarafından götürülürken görmek mi? Open Subtitles أن ترى والدك مقيداً و يساق من قبل رجال الشرطة ؟
    Bir direğe kelepçelenmiş. Open Subtitles هي مكبل اليدين إلى القطب.
    Osckar Keaton kelepçelenmiş bir şekilde ekip arabasına götürülmesini izliyorsunuz. Open Subtitles "أنتم تنظرون إلى "أوسكار كيتون وهو يتم إقتياده مكبلاً بالأغلال لسيارة الدورية
    Trendeki bir görgü tanığı, kelepçelenmiş evrak çantalı bir adam görmüş. Open Subtitles شاهد على القطار رأى رجلاً ومعه حقيبة مقيدة بمعصمه
    Seni son gördüğümde beni bir küvete kelepçelenmiş olarak bırakmıştın. Open Subtitles أخر مرة رأيتك بها ، قمتما بترك مؤخرتي مقيدة بحوض الأستحمام
    Kopyan bir boruya kelepçelenmiş. Open Subtitles نسختك مقيدة بالأنابيب
    Her iki durumda da, yatağa kelepçelenmiş halde. Open Subtitles على اىّ حال انها مُقيدة فى السرير
    kelepçelenmiş. Open Subtitles إنها كانت مُقيدة.
    Josiah'nın ayağını kesen ben miyim diye sormak için buraya getirdin halbuki bütün geceyi bir ağaca kelepçelenmiş ve soğuktan kıçım donarak geçirdiğimi biliyorsun! Open Subtitles لتسألني عن قتل " جوساياه " بينما قضيت طوال الليل مقيد في شجرة تتجمد مؤخرتي ؟
    - Seni son gördüğümde, beni bir küvete kelepçelenmiş bıraktın. Open Subtitles - أخر مرة رأيتكِ تركتيني مقيد في حوض الأستحمام
    Elleri arkadan kelepçelenmiş. Open Subtitles لقد كان مقيد اليدين من الخلف
    Arkadaki borulara kelepçelenmiş. Bagajından 200 bin dolar çıktı. Open Subtitles لقد كان مقيداً بالأنابيب في الخلف، مع 200 ألف دولار في صندوق سيارته.
    Arkada bir yere kelepçelenmiş, arabanın bagajında 200,000 papel var. Open Subtitles لقد كان مقيداً بالأنابيب في الخلف، مع 200 ألف دولار في صندوق سيارته.
    Evet. Birkaç gece önce, elleri kelepçelenmiş bir halde bulduk. Open Subtitles و جدته مقيداً بالداخل منذ عدة ليالي
    - Oraya kelepçelenmiş. - Aynen. Open Subtitles مكبل اليدين نعم -
    Kalp atışlarımı yavaşlatabilirim, kilitleri açabilirim, eğer bir radyatöre kelepçelenmiş olsam baş parmaklarımı yerinden çıkartarak kurtulabilirim. Open Subtitles يُمكنني أن أخفض من معدل دقات قلبي ويُمكنني أن أفتح الأقفال... وإن كنتُ مكبلاً إلى مبرد، يُمكنني أن أهرب، بواسطة خلع كلا إبهامي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus