Demek istediğim böyle bir kelime yok. | Open Subtitles | أعني أنها ليست كلمة. جربي مرة أخرى. |
"Monuşma diye bir kelime yok, olsa bile Danny harflerini heceleyemeyecek kadar aptal." diye düşündü Justin. | Open Subtitles | إن سمونفرزيشن ليست كلمة .. حتى ولو كانت كلمة داني غبي جدًا على تهجئيتها" فكرة جاستن" |
"Gençlikleştirme" diye bir kelime yok. | Open Subtitles | والتجديد ليست كلمة. |
Örneğin İngilizcede mavi için bir kelimemiz var ve bu kelime ekranda gördüğünüz tüm renkleri kapsıyor, diğer yandan Rusçada tek bir kelime yok. | TED | مثلاً، باللغة الإنجليزية، هناك كلمة للأزرق تشمل جميع الألوان أمامكم على الشاشة، ولكن في الروسية، لا توجد كلمة واحدة. |
Bunun için bir kelime yok çünkü hiç kimse asla ateşli bir kadınla seksi geri çevirmemiştir. | Open Subtitles | لا يوجد كلمة لها لأنه لم يرفض احد ابدا جنسا من امرأة مثيرة |
Dilimizde bu güzel durumu anlatacak kelime yok | Open Subtitles | لا توجد كلمات في القاموس تستطيع وصف هذا الحدث العظيم |
Keşke açıklayabilseydim ama uygun kelime yok. | Open Subtitles | اتمنى ان يمكنني التوضيح لك لكن ليس هناك كلمات |
Sana aşkımı tanımlayabilecek bir kelime yok şuan. | Open Subtitles | ليس هنالك كلمات تعبر عن مدى حبي لك |
Öncelikle "asistikan" diye bir kelime yok. | Open Subtitles | أولاً ، ناصح أخوي ، ليست بكلمة |
İşte uzun bir tane. "Cidayet." Böyle bir kelime yok. | Open Subtitles | هذه أحرف كثيرة لا تدل على كلمة من هذا القبيل |
Zaten "hapşu" diye bir kelime yok. | Open Subtitles | كما ان اتشوو ليست كلمة اصلاً |
Bajilyon diye bir kelime yok. | Open Subtitles | باجيليون ليست كلمة |
Oldu, öyle bir kelime yok. | Open Subtitles | أجل، تلك ليست كلمة. |
"Büro" diye bir kelime yok. | Open Subtitles | وكالة؟ هذه ليست كلمة |
İşitme cihazını kontrol etsen iyi olur Coggins, öyle bir kelime yok. | Open Subtitles | يُستحسن أن تتحقق من سلامة (بطّاريات جهاز سمعك يا (كوغينز لأن تلك ليست كلمة في القاموس حتّى |
- Dilimizde öyle bir kelime yok. - Ben hiç duymadım. | Open Subtitles | هذه ليست كلمة بلغتنا |
Sana hissettiklerimi açıklayacak bir kelime yok. - Şimdi kıçını- | Open Subtitles | لا توجد كلمة في هذا العالم تصف شعوري ناحيتك |
İlk olarak dokuz aylık bir işkence dönemi acı çekersin, sıcaklık orta yeri bulmaz, turşu aşerirsin ve doğum sancısını anlatacak kelime yok bile. | Open Subtitles | تعلمين , فى البداية 9 شهور من الحمل ابنك يتألم , هذا ساخن , هذا بارد نتلهف المخللات ولا توجد كلمة تصف |
İlk olarak dokuz aylık bir işkence dönemi acı çekersin, sıcaklık orta yeri bulmaz, turşu aşerirsin ve doğum sancısını anlatacak kelime yok bile. | Open Subtitles | تعلمين , فى البداية 9 شهور من الحمل ابنك يتألم , هذا ساخن , هذا بارد نتلهف المخللات ولا توجد كلمة تصف مدى ألم الولادة |
Kötü kokunun ifade şekli. "Kokuşlu" diye bir kelime yok dostum. | Open Subtitles | لا يوجد كلمة ريكج أحدهم اخترعها |
Böyle bir kelime yok. | Open Subtitles | - بى ، لا يوجد كلمة من هذا القبيل |
Fakat adamın çektiği ağrının şiddetini anlatabilecek kelime yok. | Open Subtitles | لكن لا توجد كلمات تصف جزء مما يشعر بها الآن |
Bunun için başka kelime yok, böyle aptal bir şey yapsa ne hissederdin? | Open Subtitles | لا توجد كلمات تصف ما قمت به هذا هو الحمق بعينه كيف كنت لتشعري ؟ |
Keşke açıklayabilseydim ama uygun kelime yok. | Open Subtitles | اتمنى ان يمكنني التوضيح لك لكن ليس هناك كلمات |
"Çiddi" diye bir şey yok. Öyle kelime yok. | Open Subtitles | "جاذة" لاشئ، هذه ليست بكلمة حتّى |