Mimi kalça kemiğini kırdı, ve orda öylece sabaha kadar yattı. Sabahleyin biri teadüfen odasına geldi ve onu gördü ve hastaneye gönderdi. | TED | كسرت ميمي عظام الحوض, و ظلت هكذا طوال الليل و النهار التالي حتى جاء أحدهم ووجدها و أرسلها إلى المستشفى. |
Darbe annenin uyluk kemiğini kırdı ve iç organlarını yırttı. | Open Subtitles | صدعت الضربة عظام الأم وفجرت أعضائها الداخلية |
Mezar Odasındaki, ipek telden oluşan bu bağ dil kemiğini kırmamış. - Ölüm sebebi nedir? | Open Subtitles | الرابط في الحبل الحريري الموجود بالقبو لم يكسر العظم اللامي |
Kaskı alın ve şakak kemiğini korumuş. | Open Subtitles | تلك الخوذة ساهمت في حماية العظم الصدغي والجبهي |
Bayan "Kılı Kırk Yaran"ın etrafında kemiğini kaybetmiş köpek gibi dolanıyor. | Open Subtitles | يتشمم طريقة لملابس الآنسة الداخلية مثل كلب فقد عظمته. |
Adamım bugün kemiğini kaybetmiş köpek gibisin. | Open Subtitles | يا رجل أنت تشبه الكلب وهو ماسك عظمه ,أليس كذلك ؟ ؟ |
Adamın etini yiyor, kemiğini emiyordu. Sanki Rendezvous lokantasında pirzola yermiş gibi. | Open Subtitles | يأكل لحمه، يمتص عظامه وكأنها آخر وجبة شواء يتناولها |
Ve hatta belki de onu neyin öldürdüğünü bulmak için bir ufaklığın çene kemiğini bir kutuya koymaktan dolayı deliye dönmüş durumdasın. | Open Subtitles | ربما حتى أنك غاضبٌ لأنه يجب عليك أن تركب عظام الفك داخل صندوق لتكتشف ما الذي قتله |
Bir adamın kemiğini diğer bir adama nakledebiliyorlar mı görmek için bir deney yaptılar. | Open Subtitles | تجربه لمعرفة أمكانية نقل عظام شخص إلى آخر |
Birisinin çene kemiğini çıkardığını gördüm. Bunu gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُك تنتزع عظام فك رجل ما لقد رأيتُ هذا |
Adamı çok sıkı kavrarsan pateşiye neden olursun dil kemiğini kırarsın hatta yara bere bile olur. | Open Subtitles | أمسك رجلا بشدة وستسبّب له نمشات دماء وتكسر عظام عنقه ، وحتى كدمات |
Bir yarış esnasında engelin üzerinden atlarken düşmüş ve piramit kemiğini çatlatmış. | Open Subtitles | سقط أرضاً أثناء السباق بينما كان يقفز فوق عقبة وتعرض لكسر في العظم الهرمي |
Kurbanın alın kemiğini yeniden yapılandırdım. | Open Subtitles | إذن، اِنتهيتُ من إعادة تشكيل حطام العظم الجبهي للضحيّة. |
Evet,bir köpek asla kemiğini gömdüğü yerden uzaklaşmaz. | Open Subtitles | نعم , الكلب أبدا لا يتجول بعيدا من حيث دفن عظمته |
Orada kemiğini kaybetmiş bir köpek gibi bakarak oturuyordu. | Open Subtitles | والأن فإنه يجلسي هناك .. كأنه كلب يبحث عن عظمته الضائعه |
Kızgın, çünkü bir zamanlar onun kemiğini çalmıştım. | Open Subtitles | أنه غاضب فقط لأنني أَخذتُ عظمته. |
kemiğini ikiye ayıracak kadar güçlüymüş. | Open Subtitles | ...كان قوياً بما يكفي لتقطيعه من تقطيع عظمه إلى نصفين |
İç alanda oynayan beysbolcu olarak Royals tarafından To the White Sox'a satılmadan önce el kemiğini düzelttirmek amaçlı başarılı ameliyatından sonra. | Open Subtitles | لعب 11 عاماً كلاعب ميدان قبل أن يتم تبادله من فريق (رويالز).. إلى فريق( وايت سوكس) بعد جراحة ناجحة لتصليح عظمه الحامي |
Kim kanını ve kemiğini resme karıştırır ki? | Open Subtitles | من يمزج دمائه و عظامه في لوحة؟ |
Annem 10 yıl önce uyluk kemiğini kırmıştı, şimdi ise bir tavşan gibi koşabiliyor. | Open Subtitles | كَسرتْ أمُّي ياقةَ عظمِ الفخذ لديها قبل 10 سنوات والآن، تَرْكضُ. |
Köprücük kemiğini kırmış. Bütün gece acildeydik. | Open Subtitles | لقد كسر عظم الترقوه لقد كنا في غرفة الطوارئ طوال اليوم |
Dal kemiği ve pazı kemiğini bağlayan ara tendonun zedelenmiş. | Open Subtitles | وَ لويتَ الوَتَر الأمامي الواصِل بين عظم الكعبرة وَ العضد |
Kaval kemiğini yerinden söküp ikiye böler öldürene kadar sana saplarım, anladın mı? | Open Subtitles | وسأخذ عظمة الساق وأقسمها نصفين وأطعنك بها إلى أن تموت معها حسناً ؟ |
İşe yaramayınca bebeğin köprücük kemiğini esnettim. | Open Subtitles | ولم ينجح هذا فقمت بحرف ترقوة الطفل |
Önce başına vurdum, sonra aşağıya. Leğen kemiğini paramparça etmişim. | Open Subtitles | توجهت بخوذتي صوب خصره وحطمت حوضه تمامًا |