İnsanların kendilerine ve diğerlerine yardım etmek için oluşturduğu bir platformdan bahsediyorum. | TED | أنا فقط أتحدث عن منصة للناس ليساعدوا أنفسهم وغيرهم. |
Bu hatalar kendilerine ve ailelerine yıkım getirebilir. | Open Subtitles | ذالك يُمْكِنُ أَنْ يَجْلبَ الخرابَ إلى أنفسهم وعوائلهم. |
Durum şu ki, o parçaları örnekliyorlardı çünkü bu müzikte o anda kendilerine ve müziklerinin hikayesine katmak istedikleri, onlarla konuşan bir şey duyuyorlardı. | TED | لكن الأمر هو، إنهم كانوا يعيدون دمج تلك التسجيلات لأنهم سمعوا شيئًا ما في تلك الموسيقى تتحدث إليهم أنهم يريدون حقن أنفسهم فورًا داخل حكاية في تلك الموسيقى. |
kendilerine ve etrafındakilere zarar verme riskleri vardır. | Open Subtitles | و يخاطروا بأذية أنفسهم و الاخرين |
- kendilerine ve şirkete... | Open Subtitles | إنهم يخدمون أنفسهم و يخدمون الشركات |
Öncelikle kendilerine ve sonra diğerlerine yumuşak olma merhametine sahiptiler çünkü, anlaşıldı ki, eğer kendimize karşı sevecen davranmazsak diğerlerine şefkat gösteremeyiz. | TED | كانوا يتحلون بالتعاطف ليحسوا بعطف تجاه أنفسهم أولاً ومن ثم تجاه الأخرين ، لأنه ، كما تبين ، لا نستطيع أن نمارس الشفقه مع الأخرين إذا لم نعامل أنفسنا بعطف . |