O gün kendimle ilgili öğrendiğim üç şeyi sizinle paylaşmak istiyorum şimdi. | TED | أريد أن أخبركم عن ثلاثة أشياء التي تعلمتها عن نفسي في ذلك اليوم. |
Aslında, bu biraz farklı ve açıklamak için size kendimle ilgili kısa bir hikaye anlatacağım. | TED | في الحقيقة، إن الأمر مختلف قليلاً، و للتوضيح، يجب أن أخبركم بقصة قصيرة عن نفسي. |
O sadece başıma gelen en iyi şey değildi, aynı zamanda kendimle ilgili yanlış fikirlerime meydan okumama yardım etti. | TED | هي ليست فقط أفضل شيء حدث لي حياتي، ولكن جوان ساعدتني على تحدي مفاهيمي الخاطئة عن نفسي. |
İşin üzücü yanı, yalnızca kendimle ilgili şeyleri hatırlıyor olmam. | Open Subtitles | الجزء المثير للشفقة جدا كان هو اني كنت أختلق الذكريات حول نفسي |
İşin üzücü yanı, yalnızca kendimle ilgili şeyleri hatırlıyor olmam. | Open Subtitles | الجزء المثير للشفقة جدا كان هو اني كنت أختلق الذكريات حول نفسي |
Sana kendimle ilgili her şeyi anlattım. Ancak senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | انا اقول لك كل شئ عن نفسى, أما عنك فلا اعرف شيئا, عدا ان لديك منزلا لطيفا |
Ama kendimle ilgili birkaç şey paylaşmak istiyorum. | TED | لكن هناك كلمة عني ينبغي أن أشارككم إياها. |
Yani kendimle ilgili öteden beri anladığım şey (değer) şuydu; ben hiç çocuk istemiyordum. | TED | كما ترون،قيمة لطالما فهمتها عن نفسي هي بأنني لم أرغب بالأطفال بتاتًا. |
kendimle ilgili konuşacağım, bunu nadiren yaparım, çünkü hakkında hiçbirşey bilmediğim şeylerle ilgili konuşmayı tercih ederim. | TED | سأتحدث عن نفسي وذلك أمرًا يحدث نادرًا أولا لأني أفضل الحديث عن الأشياء التي لا أعرف شيئا عنها |
Bu gece kendimle ilgili bazı şeyler öğrendim, evlat. | Open Subtitles | تعلمتُ شيئاً عن نفسي هذه الليلة ، يا فتى |
Birlikte geçirdiğimiz birkaç gün içinde, kendimle ilgili bir şey fark ettim, bu ilişkimizi değiştirecek bir şey. | Open Subtitles | لقد أدركت شيئاً عن نفسي في الأيام التي مضت وكنا نقضيها مع بعضنا وذلك سيغير الأمور فيما بيننا |
Üniversiteye başladığımdan beri... kendimle ilgili ne keşfettiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا إكتشفت عن نفسي منذ أن كنت في الجامعة؟ |
O anda kendimle ilgili öğrendiğim şeylerin geliştirmem gereken yeteneklerin ve gizli tutmaya söz verdiğim sırların hiç önemi yoktu. | Open Subtitles | في تلك اللحظة كل ما تعلّمته عن نفسي كل المواهب التي كنت بحاجة لتنميتها |
Eminim kendimle ilgili şeyleri okurken ne kadar zevk aldığımı anlıyorsundur. | Open Subtitles | أظن أنه يمكنك فهم السعادة التي شعرت بها عندما قرأت عن نفسي في مذكرته |
Şu anda kendimle ilgili pek hoş düşüncelerim yok. | Open Subtitles | أنا لا أحس بشعور جيد للغاية حول نفسي الآن |
kendimle ilgili çok şey öğrendim. | Open Subtitles | انا تعلمت الكثير حول نفسي |
kendimle ilgili bayağı bir şey anlattım size. | Open Subtitles | لقد أخبرتك القليل عن نفسى |
Bu akşam kendimle ilgili çok kötü bir şeyi fark ettim, Wally. | Open Subtitles | (لقد أدركتُ شيئاً سيّئاً عن نفسى الليلة يا (والى |
Bak, şimdi sana kendimle ilgili bir şey söyleyeceğim. | Open Subtitles | انظر، سأخبرك شئ عن نفسى |
Yalnız bu konuda daha derine inmeden kendimle ilgili bir "sorumluluk reddi"nde bulunayım. | TED | حسنا، سأبدأ بمقدمة عني قبل أن ندخل في صلب الموضوع |
IQ'm düşmemişti. Yeteneğim, benliğim, değerlerim, kendimle ilgili her şey tamamen aynıydı. | TED | موهبتي، نزاهتي، قيمي، كل شئ عني بقي كما هو. |
Yeni bir isim ve kendimle ilgili yeni olan her şeyle kendimi rüyada gibi hissettim. | Open Subtitles | بإسم جديد وبكل شئ جديد عني شعرت بأني واحد في حلم |