Ağır silahlarla sana güvenmemiz için önce kendini kanıtlaman gerekli. | Open Subtitles | يجب أن تثبت نفسك قبل أن نثق بإعطائك الأسلحة الثقيلة |
Ağır silahlarla sana güvenmemiz için önce kendini kanıtlaman gerekli. | Open Subtitles | يجب أن تثبت نفسك قبل أن نثق بإعطائك الأسلحة الثقيلة |
Bizi oraya götürdüğünde. kendini kanıtlaman lazım, değil mi ya? | Open Subtitles | عندما تأخذنا الى هناك عليك أن تثبت نفسك |
Bilmeni isterim ki, kendini kanıtlaman için seni hiç bir şey yapmaya zorlamazdım. | Open Subtitles | فقط للمعلومية، أنا لن أجبرك لعمل أيّ شئ لا تريدهـ لإثبات نفسك لي. |
Bak, burada kendini kanıtlaman gerektiğini biliyorum ve benim ağzımın payını vermek de bunun yollarından biri. | Open Subtitles | اسمعي، أعلم أنّك بحاجة لإثبات نفسك هنا ووضعي بمكاني المناسب طريقة لفعل ذلك ولكن واحدةً منّا مفقودة |
kendini kanıtlaman için bunu istedim ama sen işi mahvettin dostum. | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تثبت نفسك و أنت فشلت |
İlk günden kendini kanıtlaman gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تثبت نفسك في اليوم الأول |
Gerçek bir Trag olmadan önce kendini kanıtlaman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن قبل أن تصبح أخًا "كاملاً للـ"تراجز يجب أن تثبت نفسك |
Pekala yeni çocuk, kendini kanıtlaman için 30 saniye. | Open Subtitles | أيها الفتى الجديد ، لديك 30 ثانية لإثبات نفسك |
kendini kanıtlaman için sana bu şansı vereceğim. | Open Subtitles | سوف تحصلين على الفرصة المناسبة لإثبات نفسك |
Aklanırsam görevde kendini kanıtlaman için dört yılın olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك 4 سنوات لإثبات نفسك |
Bu kendini kanıtlaman için bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصتك لإثبات نفسك |