Bu mevsimde, kestane ağaçları parklar ve bulvarlarda çiçek açmaya başlamıştır. | Open Subtitles | الكستناء في أزهى حالاته الآن في الحدائق والطرق. |
Gerçek meyveli çilek reçeli, kestane ezmesi. | Open Subtitles | مربى الفراولة بفاكهة حقيقية، بعض حبات الكستناء |
Doğumdan bir süre sonra; kestane toplamaya gitti ve bir uçurumdan düştü. | Open Subtitles | ماتت السنة الماضية ليس طويلًا بعد ولادتها كانت تقطف الكستناء ، وسقطت من الجرف |
Florida'da gibi hissediyorken ateşte kestane kavurmayı kim ister ki? | Open Subtitles | من يريد كستناء محمص وعندما يفتح النار كأنه في فلوريدا؟ |
kestane kahverengi saç, utangaç, 32 onaylanmış öldürm- | Open Subtitles | ذات شعر بني كستنائي وخجولة قليلاً وأردت 32 قتيلاً |
Biri kestane rengi olan şu senin daha önce değiştirmiş olduğun... at nalı uygun bir yerdeydi. | Open Subtitles | إحداها تخص ذلك الحصان الكستنائي الذي كنت تركبه ذلك الحصان صاحب الحِدوه المُتهالكة |
Koyu kestane sakalı ve geniş kenarlı bir kovboy şapkası vardı. | Open Subtitles | لحيته، كانت كستنائية اللون وكان لديه قبعة رعاة البقر مع حافطة عريضة |
Ardından epey miktarda sakatatı alıp, ...kestane ve domuz pastırmasıyla sote yaparsın. | Open Subtitles | ثم تأخذ كومة، جدياً، من أحشاء العجل، وتسلقها مع بعض الكستناء وبعض لحم الخنزير الكندي. |
İki fıçı kestane aldım akşamları atları bununla besleyeceksin. | Open Subtitles | أحضرتُ برميلين من جوز الكستناء بالحديقة يمكنكَ تقشيرهما خلال المساء. |
Burada çok fazla kestane yediği yazıyor. Bekle bir saniye. | Open Subtitles | مكتوب أنه تناول الكثير من الكستناء - تمهلا قليلًا - |
Peki karışımın içine ne kadar kestane koyuyorsunuz? | Open Subtitles | نعم إذاً، ما كمية الكستناء التي تضيفينها؟ |
Bizde de, sucuk, hindi ve kestane şekeri olacak. | Open Subtitles | كان لدينا السجق و لحم الديك الرومي المحشو و الكستناء. |
Kafasındaki yaradan alınan parçacıkları test ettim, cinayet silahı kestane ağacından yapılmış. | Open Subtitles | لقد قمت بفحص الشظايا من جرح رأسها وسلاح الجريمه كان مصنوع من الكستناء |
Silahın kestane ağacından yapıldığını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنكى قلتى أن السلاح كان مصنوع من الكستناء |
Çok açık ki; vakaya hiç de ışık tutmayan, basit bir kestane yaprağı. | Open Subtitles | ورقة كستناء ، لا تلقى الضوء على علاقة غرامية هذا مباشر |
Biraz havuç... ..kestane suyu ve arpa kaynat | Open Subtitles | قم بغلي بعض الجزر مع كستناء الماء، والشعير |
At kestanesi kestane gibi görünebilir, ama tatları atın altındaki kestaneler gibidir. | Open Subtitles | كستناء الحصان قد تبدو كالكستناء العادية سيىء جداً |
kestane rengi saçlı kadını vurmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تطلق النار على فتاة شابة بشعر كستنائي |
kestane renginde. | Open Subtitles | ما نوعه تم تسجيله علي انه كستنائي اللون |
"Erkek kızın kestane rengi saçından avuç dolusu tuttu ve kızı pencereye kadar sürükledi." | Open Subtitles | لقد أمسك بحفنة من شعرها الكستنائي وجرّها إلي جدار النافذة |
Howards Malikanesi'nde ki kestane ağacının gövdesinde yerden yaklaşık bir buçuk metre yüksekte domuz dişleri saplıdır. | Open Subtitles | هُناك شجرة كستنائية في "هاورد إند" تمتلكأسنانكبيرةفيجذعها.. على شكل أربعة أعمدة. |
"kestane ağacının altında... | Open Subtitles | "تحت الشجره الكستنائيه المورقه. |
Neden bir kova dolusu kestane alırsın ki, dostum? | Open Subtitles | أنا لا أعرف لماذا بحق الجحيم تملك سطل من ابو فروه |
Bana kestane satacağım bir el arabası yeter de artar. | Open Subtitles | أنا فقط أريد شراء عربة تدفع باليد لبيع الشوستانت |
kestane. | Open Subtitles | كستنّاء |
Diğeri de, kestane rengi Acrua. | Open Subtitles | وكذلك سيارة أكوورا لونها عنابي |
Koyu kestane rengi, gerçi başı kan içinde kalmıştı ama... | Open Subtitles | بُنّي الداكن، وعلى الرغم من رأسها كان مغطى بالدماء |