| Okulda böyle bir şeyi kilit altında tutarak ne yaptıklarını sanıyorlar? | Open Subtitles | ماذا يفعلون بشئ كهذا محبوس في مدرسة؟ ألا تستخدم عينيك؟ |
| Artık sen de kilit altında çaresizsin ve yalnız. | Open Subtitles | ,الأن أنت محبوس لا تستطيع مساعدة نفسك و وحيدا ً |
| Onu kilit altında tutmam gerekirdi. | Open Subtitles | توجب أن أضعه تحت القفل والمفتاح |
| kilit altında, odasından çıkmasına hiç izin verilmiyor. | Open Subtitles | إنها كانت محبوسة ولم يسمح لها الخروج من غرفتها أبداً. |
| Son birkaç yıldır seni kilit altında tutuyordu değil mi? | Open Subtitles | لكنه أبقاكِ حبيسة في السنوات القليلة الماضية |
| Hayvanların küçük, küçücük kafeslerde kilit altında tutulduğu bir yerdi. | Open Subtitles | لقد اكنت صغيرة للغاية، واحدة من تلك الحدائق التي تحبس الحيوانات في تلك الاقفاص الصغيرة الصغيرة للغاية |
| Uzun zaman kilit altında kaldın, bunu devam ettiren birine daha ihtiyacın yok. | Open Subtitles | اعني اننا نقفل عليك منذ مدة ولست تحتاج احدا ليقفل عليك يجب ان تذهب وتعود كما تشاء |
| Burada kilit altında tıka basa ilaçla doldurulmayı hak etmiyordu. | Open Subtitles | إنه لا ينتمي بأن يحبس وأن يملئ بالمخدرات |
| Çünkü bir babanın kilit altında olması onun kızının hayatının dışında kalması demek değildir. | TED | و لا يعني وجود الأب محبوساً بين أربعة جدران حبسه أيضاً عن حياة ابنته. |
| Kuşlar bizim için önemli, bu yüzden onları kilit altında ve diğer hayvanlardan uzakta tutuyoruz. | Open Subtitles | الطيور مهمة بالنسبة لنا نحن نحتفظ بهم محبوسين وبعيدين عن الحيوانات الأخرى بسبب أن |
| Karanlık tarafını kızdan gizli, bir bagajda kilit altında tutarak saklamış. | Open Subtitles | انه ترك جانبه المظلم محبوس بداخل الشاحنة مخفى بعيدا عنها |
| Odunlukta kilit altında bir çocuğu var. Kendisi de dışarıda garajda. - Çocuk mu? | Open Subtitles | لديه طفل محبوس فى المخزن والآن هو فى الجراج. |
| Mona da Garrett da kilit altında ama hala telefonun çaldığında yerinde zıplıyorsun. | Open Subtitles | مونا محبوسه ، قاريت محبوس لكنك لازلتي تقفزين حينما يرن هاتفك |
| Ona ulaşmaya çalışarak sekiz yıl harcadım ve sonra onu kilit altında tutmaya çalışarak da yedi yıl. | Open Subtitles | لقد قضيت ثمان أعوام أحاول التوصل له وسبع سنوات أخرى أحاول أن أحافظ عليه محبوس ...لأننى عرفت أن |
| Bu kaydı kilit altında tutacağız gelecek nesiller için. | Open Subtitles | سوف نحتفظ بهذا السجل... تحت القفل والمفتاح... للأجيال القادمة. |
| Doktor dostumuz Malraux kilit altında olduğuna göre. | Open Subtitles | الآن الدكتور (مالرو) الطيب تحت القفل و المفتاح. |
| Bu binanın diğer tarafında bir odada kilit altında. | Open Subtitles | انها محبوسة في غرفة في الجانب الاخر من المبنى |
| Son birkaç yıldır seni kilit altında tutuyordu değil mi? | Open Subtitles | لكنه أبقاكِ حبيسة في السنوات القليلة الماضية |
| Canavarı kilit altında tutmanın bir hata olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أيقن الآن أنّه من الخطأ أن تحبس وحشاً. |
| Bir çözüm bulana kadar seni kilit altında tutabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نقفل عليك حتى نجد جوابا |
| Bir şeylerin kilit altında tutulması gerektiğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أؤمن أن كل شيء يجب أن يحبس |
| Artık kilit altında olmadığım sürece düşüncelerimden kaçamayacağımı anladım. | Open Subtitles | أدركت الآن, أنه لايمكنني الفرار من أفكاري إلا إذا كنت محبوساً .. |
| Soğuk, karanlık ve kilit altında olduğumuza göre Dul'un kalbine giden yolu bulduk demektir. | Open Subtitles | محبوسين بمكان بارد ومُظلم؟ يبدو أنّنا وجدنا طريقنا لقلب الأرملة |
| Yanlış ellere düşmesinler diye kilit altında tutuyoruz. | Open Subtitles | نبقيهم في الحفظ والصون كيلا يقعون في الأيادي الأثيمة. |
| Ve onu kilit altında tutmuyoruz, onun yerine, onun ayak işleri için koşturuyoruz. | Open Subtitles | ولم نقم بحبسه.. وبدلاً من ذلك نؤدي المهمات من أجله. |
| Heryer kilit altında. | Open Subtitles | المكان بأكمله في حالة اغلاق |