Bazı sürüler taze otlak arayarak yılda 3200 kilometreden fazla yol alır. | Open Subtitles | تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة. |
Bazi suruler taze otlak arayarak yilda 3200 kilometreden fazla yol alir. | Open Subtitles | تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة. |
Ben bir kızılderilinin kokusunu on kilometreden alabilirim! | Open Subtitles | إذا كانت الريح مضبوطة أستطيع أن أشم رائحة هندي على بعد ميل |
Şu an buradayız. Gideceğimiz yere bir kilometreden daha az yolumuz kaldı. | Open Subtitles | نحن هنا، المكان يجب أن يكون على بعد أقل من كيلومتر واحد. |
Akşama döneriz, 50 kilometreden fazla da açılmayız herhalde. | Open Subtitles | سنعود الليلة، لااظن اننا سنبتعد اكثر من 30 ميلا من الساحل |
Suların burada 24 metreyi aşan yükseğe ulaştığı ve iç kısımlara doğru üç kilometreden fazlar ilerlediği kaydedildi. | TED | وقد تم تسجيل مستويات الماء هنا بما يتجاوز 24 مترا في العلو، وقطعت أكثر من ميلين في البر. |
Ben iki buçuk kilometreden Kübalı generali öldürdüm. | Open Subtitles | وأنا قتلت الجنرال الكوبى على مسافه ميل ونصف0 |
Aklına geleni söylüyorsun ve safsatanın kokusunu bir kilometreden alıyorsun ki bu yüzden seni seviyorum ama önünde sonunda insanlar fedakârlıkta bulunurlar. | Open Subtitles | أنت تحدث عقلك, و أنت تستطيع أن تشم رائحة الفشل ببعد ميل و هذا ما أحبه بك لكن عاجلاً أم آجلاً الناس تقدم تنازلات |
Yine de beni sevmenin en önemli sebebinin safsatanın kokusunu bir kilometreden alabilmem olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | بقي شيئاً واحداً قلتي بأنكِ تحبينه بي و هي أن بإمكاني إشتمام الهراء من بعد ميل |
Dostum şu at kuyrukluyla ne yapıyorsan yap polisler adamı bir kilometreden görüp yakalayabilirler. | Open Subtitles | يا رجل، أفعل شيئا بخصوص تسريحة ذيل الحصان. الشرطة تستطيع رصد مؤخرتك من على بعد ميل. |
Kâşifler her yıl, 100 kilometreden uzun yeni bir mağara koridorunun haritasını daha çıkarıyor. | Open Subtitles | كلعام، يخط المستكشفين مئة ميل من الممرات الجديدة للكهوف. |
Bu sulara ulaşmak için 8000 kilometreden uzun yol kat ettiler. | Open Subtitles | لقد سافروا أكثر من 5000 ميل للوصول إلى هذه المياه. |
Normalde bir yumruğun hızı saatte 30 kilometreden azdır. | Open Subtitles | حسناً متوسط اللكمة أقل من 20 ميل في الساعة |
Bir şeye nişan aldığında yaklaşma kokunu 1.5 kilometreden alabilir. | Open Subtitles | أى شىء تريد أن تستهدفه يستطيع أن يشمك . من أكثر من ميل |
Bunu en azından 30 kilometreden görebilmeliler. | Open Subtitles | يجب عليها أن تشاهد هذا من على 20 ميل على الأقل. |
Bir tişört yüzünden 8000 kilometreden fazla yol geliyorum. | Open Subtitles | سافرت أكثر من 5 آلاف ميل مستند على قميص؟ |
Aşağı yukarı küçük bir otomobilin günde 20 kilometreden bir yılda salacağı kadar. | TED | مايقارب رحلة سيارة صغيرة 20 كيلومتر ليوم, وستصدر منها في سنة واحدة. |
Sakin ol ve saatte 45 kilometreden hızlı yürüme. | Open Subtitles | فقط حافظي على هدوئك و لا تمشي بسرعة تتعدى 30 ميلا في الساعة |
Her tarafta gerillalar var. İki-üç kilometreden daha ötede olamazlar. | Open Subtitles | قضينا على الثوار في كل الأنحاء لا يوجد أكثر من واحد على بعد ميلين |
NASA'nın Voyager uzay aracı saatte 56 bin kilometreden daha hızlı hareket etmektedir. | Open Subtitles | تتحرك مركبة فضاء ناسا فوياجر بسرعة تفوق 56 ألف كيلو متر في الساعة |
Yerimizi alasınız diye mi 4000 kilometreden fazla yol teptik yani? | Open Subtitles | حسناً، لقد قطعنا 4023 كلم لركوب هذه اللعبة لذا، لا يمكنك أن تأخذ مكاننا. |