En başından, şartlı tahliye koşullarını ciddi şekilde ihlal ettiniz. | Open Subtitles | أولاً، أنت مذنب بانتهاك شروط اطلاق السراح. |
Anlaşmamızın koşullarını açıklarken, kendimi yeterince ifade edemedim sanırım. | Open Subtitles | أظنّ أنّني لم أكن واضحة عندما وضعت شروط اتفاقنا |
Hadi medeni insanlar gibi anlaşmamızın koşullarını konuşalım, olur mu? | Open Subtitles | هلّا نناقش شروط إتفاقنا كرجالٍ مُتحضرين؟ |
Eğer insanlar bu iş koşullarını katlanmaz bulur ise, ayrılmakta özgürler. | Open Subtitles | ان وجد الناس ظروف العمل هذه لا تحتمل فهم أحرار ليغادروا |
-Doğrum yerini ve etken çevre koşullarını tespit için. Hallediyorum. | Open Subtitles | لتحديد مكان الولادة أو أيّ ظروف بيئية مساهمة، سأتولى الأمر. |
Muhtemelen Octa 1'den 7'ye kadar kullanım koşullarını okumadan kabul ettiniz. | Open Subtitles | عندما توقّعون على شيء ما من غير قراءة الشروط والأحكام من رقم 1 الى 7 |
Biz anlaşmamıza sadık kaldık. Anlaşmamızın koşullarını uygulamanızı istiyoruz. | Open Subtitles | اسمع، لقد وفينا بوعدنا، لذا نريدك أن تفي بشروط اتفاقاتنا |
Şartlı tahliye koşullarını belirlediğimizde profesyonel desteğinizi dikkate alacağım. | Open Subtitles | سآخذ رأيك المهني بعين الإعتبار عند تحديد شروط الإفراج المشروط |
Teslimiyet koşullarını bildir, ne olacaksa olsun. | Open Subtitles | فلتقل لنا شروط الإستسلام ولننتهي من هذا الأمر |
Eğer bu toplantının koşullarını ihlal ederseniz, misilleme yaparım. | Open Subtitles | لقد حُذرت ان اثأر ان خرقت شروط هذا الاجتماع |
Escobar'ın teslim koşullarını ihlal ettiğine dair delil elde edersek onu gerçek bir hapishaneye göndermek zorunda kalırlar. | Open Subtitles | لوْ حصلنا على دليل بأنْ أسكوبار إنتهك شروط إستسلامه عندها سوف يرسلونه إلى سجن حقيقي |
Savaş koşullarını onun belirlemesine izin verirseniz korkunç bir sonu davet edersiniz. | Open Subtitles | لو سمحت له بوضع شروط المعركة، ستحصل على نتائح كارثية. |
Müvekkilim şartlı tahliye koşullarını ihlal ettiğini kabul ediyor efendim. | Open Subtitles | سيدتي، موكلتي تقر إنها خرقت شروط الكفالة |
Umarım teslim oluşunun şart ve koşullarını tartışmaya hazırsındır. | Open Subtitles | آمل أنّك مستعد للتفاوض حول شروط وأحكام إستسلامك |
Ama ofisinde buluşacağız ve tahminimce gönderilmelerinin koşullarını konuşacağız. | Open Subtitles | لكننا سنلتقي في مكتبه أعتقد أن هذا سيكون لمناقشة شروط تغيير موقفهم معك |
Lisans koşullarını bile görebiliyoruz. | TED | نحن نرى حتى أشياء مثل شروط الترخيص. |
NASA kayıtların başladığı günden beri buzul koşullarını en kötü durumda olduğunu açıklamıştı. | TED | وصفت ناسا ظروف الجليد العام الماضي الأسوء منذ أن بداية المراقبة. |
Okyanusun derinliklerinde renkler her dakika, her saat değişiyor ışık koşullarını değişmesiyle okyanus koşulları da değişiyor. | Open Subtitles | في أعماق المحيطات، الألوان تتغير من دقيقة إلى أخرى، من ساعة إلى ساعة، مع تغيير ظروف الإضاءة، الظروف المتغيرة في المحيط، |
Hırstan gözleri o kadar körleşti ki tehlikeli iş koşullarını bile görmezden geliyorlar. | Open Subtitles | وقد أعماهم الطمع فتجاهلوا ظروف العمل الغير آمنة |
Noel'den hemen sonra bankaya gidip kredi koşullarını konuşacağım. | Open Subtitles | سأزور المصرف بعد الأعياد لمناقشة الشروط. |
Kişisel DNA makinaları artık Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yaşam koşullarını izleyecek ve astronotların hayatını koruyabilecekler. | TED | إن آلات الحمض النووي الشخصية الآن على متن محطة الفضاء الدولية، حيث بإمكانها المساعدة في مراقبة الشروط الحيوية وحماية أرواح رواد الفضاء. |
Biz anlaşmamıza sadık kaldık. Anlaşmamızın koşullarını uygulamanızı istiyoruz. | Open Subtitles | اسمع، لقد وفينا بوعدنا، لذا نريدك أن تفي بشروط اتفاقاتنا |