Senin peşindeler çünkü kodların kodu var ve anahtar da sende. | Open Subtitles | وبعد ذلك لان الرموز لها رموز وانتي لديكي المفتاح |
O adamların geri çekilmesini sağlamanın tek yolu o kodların anahtarını onlara vermen. | Open Subtitles | تعلمين ، فان السبيل الوحيد لحثهم على التراجع ان تعطيهم مفتاح الوصول الى الرموز. |
Ama işverenim bu bina planlarını ve kodların çoğunu verdi. | Open Subtitles | لكن صاحب المهمّة ، أعطاني هذه المخططات ومعظم الرموز |
Kötü niyetli kodların bugün itibariyle yapabileceklerine hızlı bir örnek sunmama izin verin. | TED | دعني أعطيك لمحة سريعة عما تستطيع عمله تلك الشفرات الخبيثة. |
Sisteme girebilse bile, kodların aynı anda girilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | حتى ولو أستطعت، الشفرات تحتاج أن تدخل آنيا |
Mesajım sadece Google’a değil, aynı zamanda kodların doğruluğuna inananlaradır. | TED | و توجَّه رسالتي ليس فقط إلى غوغل، بل إلى كل المؤمنين بقدرة الشيفرات حول العالم. |
kodların değil insanların kusur olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | لكنّه اثبت أنّ الخلل في الناس، وليس في الرموز. |
Kullandığımız kodların hiçbirine benzer görünmüyor. | Open Subtitles | لا تبدو مثل أي من الرموز التي نستخدمها |
Olanaksız. kodların başkasında olması lazımdı... | Open Subtitles | من المستبعد، يجب أن تكون الرموز لدى هذا الشخص... |
Belki de kodların geçerliliği sistem zaman aşımına uğradığında sona ermiştir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا الرموز إنتهتْ، النظام مَقْصُوف وقت... |
- "Yaratığın günlüğü" bar kodların deccalın işaretini bulmak için kullanılabileceği için uyarmıyor muydu? | Open Subtitles | من ان الرموز الشريطية يمكن ان تستخدم كعلامة للمسيح الدجال؟ - ليس جميع الرموز الشريطية. |
Bu kodların, geleceğinizi değiştirip değiştiremeyeceğini hiç merak ettiniz mi? | Open Subtitles | هل تسائلت يوماً... أنه فيما لو عرفت هذه الرموز كان بإمكانك تغيير مستقبلك؟ |
kodların kırılmasının imkansız olduğunu söylemştin. | Open Subtitles | لقد قلت بان الرموز مستحيلة الفك |
Evet, şimdi kodların geri kalanı üzerine çalışmasını sağlıyoruz. | Open Subtitles | نعم،إنه لدينا الآن يعمل على بقية الرموز |
kodların bulunduğu yer burasıdır. | Open Subtitles | وهذا هو المكان الذي الرموز هي في. |
Cevap vermek için geçerli kodların mı? | Open Subtitles | ألديك الرموز المناسبة للإجابة؟ |
Yani bu kara siteler en ilgi çekici kodların bulunduğu yerdir; ileri seviye bir şey. | Open Subtitles | إذن هذه المواقع المُظلمة، إنّها حيث تتواجد مُعظم الشفرات المُثيرة للإهتمام وحديثة. |
kodların bulunduğu odayı şimdiye kadar boşaltmış olur demiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأن غرفه الشفرات ستكون خاليه في هذا الوقت |
Saldırı amaçlı kodların içinde her zaman hata olur. | Open Subtitles | الشفرات الخبيثة دائماً ما يكون بها أخطاء |
Şimdi kodların otelden çıkmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا السماح بخروج الشيفرات من الفندق |
Bize içinde yüzlerce tek kullanımlık kodların bulunduğu kasanın yerini söyledi. | Open Subtitles | لقد اعطانا احداثيات موقع آمن يحتوي على المئات من الاكواد |