kolay yol falan yok... ne yaparsam yapayım, biri incinecek. | Open Subtitles | وليس هناك طريقة سهلة ، بغض النظر عن ما أقوم به ، يتأذى شخص. |
Herkes anabolik steroid kullanmanın kolay yol olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أن السترويد البنائي ..طريقة سهلة للوصول |
Tanımlayabileceğim en kolay yol bu tablo olarak hayali bloklardır ve ve bunlar varlıklarla doldurulmuştur. | TED | أسهل طريقة يمكنني وصفها به هي أن نتخيل الكتل كجداول بيانات، ومليئة بالأصول. |
Zannedersem en kolay yol bezi, bir nevî kâse gibi kullanmak. | Open Subtitles | أظن أسهل طريقة في استخدام الحفاظة كحوض أو صحن |
kolay yol ya da zor yol Raines. | Open Subtitles | الطريق السهل أم الطريق الصعب،رينس الطريق السهل أم الطريق الصعب ؟ |
Başka bir deyişle, doğru kullanım yolunu en kolay yol haline getirmek. | TED | بمعنى آخر، تريد أن تصنع الطريقة الصحيحة لإستخدامه الطريقة الأسهل لإستخدامه. |
kolay yol, kapıdan birlikte çıkarız ya da sert çocuklar elektriği keser içeri gözyaşartıcı atar ve pencereden dalarlar. | Open Subtitles | الطريقة السهلة هي أن تخرج من الباب الأمامي و الطريقة الصعبة هي أن نفطع الكهرباء و تلقي عليك الغاز المسيل للدموع و هي |
En kolay yol her zaman en iyisi değildir. | Open Subtitles | الطريق الأسهل ليس دائما الأفضل |
Belki de, bu, kolay yol. | Open Subtitles | ويبدأ العمل، ربما، هذه طريقة سهلة لكننا ندخل في الطريقة الصعبة... |
Bunları müşterilerine ulaştırmak için en kolay yol. | Open Subtitles | طريقة سهلة لتمريره من الجمارك. |
kolay yol. | Open Subtitles | طريقة سهلة جداً |
Polisler gelmeden delilleri yok etmenin en kolay yol olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لبدت أسهل طريقة لتدمير كل الأدلة قبل وصول الشرطة |
Eagleton'ı yermek biraz biraz puan kazanmak için en kolay yol. | Open Subtitles | إهانة إيقلتون هي أسهل طريقة لـ كسب بعض النقاط |
Aşk için hayatından vazgeçmek en kolay yol. | Open Subtitles | التخلي عن حياتك لاجل الحب هو أسهل طريقة |
kolay yol mu? Hapishane, günlük üç kere bahçe, sorumluluk yok, öyle mi? | Open Subtitles | الطريق السهل ، السجن ثلاث مربعات باليوم ، ولا مسؤوليات |
Bu en kolay yol. | Open Subtitles | هذا هو الطريق السهل للهروب |
Bir kolay yol vardır, bir de doğru yol vardır değil mi? | Open Subtitles | بالله عليك، هناك الطريقة الأسهل و هناك الطريقة الصحيحة، صح؟ |
En kolay yol bu bilgileri Princefield sisteminden çalmak olurdu. | Open Subtitles | (من الممكن أن تكون (ناومي والينغ قد رفضت القيام بعملية التسريب الطريقة الأسهل سرقتها من نظام (البرينس فيلد) نفسه |
kolay yol olan bu yoksa. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة السهلة. |
- Çok kolay yol nedir? | Open Subtitles | -ما هي الطريقة السهلة جداً؟ |
Harika birisi olduğunuz için geldim çünkü sizin elinizin değdiği her şey mükemmelleşiyor ve benim Halkla ilişkilerin "Linetti, Hazır, Başla" reailty şovuma giden en kolay yol olduğunu anladım. | Open Subtitles | تابعت لك لأن أنت عظيم ولأن إجراء كل شيء كنت على اتصال أفضل، وأنا أحسب PR سيكون الطريق الأسهل |