| Görevden son döndüğümde koltuğun altında çürümüş bir Big Mac buldum. | Open Subtitles | اخر مرة عدت فيها من التوزيع وجدت وجبة متحجرة تحت المقعد |
| Sen gidip yapman gerekenleri yap. koltuğun altında işimize yarayabilecek bir şeyler var, ne olur ne olmaz. | Open Subtitles | تحت المقعد ستجد شيئاً قد تحتاجه، فقط عند الحاجة |
| Onlara söylemediğim şey ise, içeri dönerken... silahını koltuğun altında bıraktığın. | Open Subtitles | و ما لم أخبرهم، أنكَ تركت مسدسكَ تحت المقعد قبل أن تلجّ رجعةً إلى الحانة |
| Yani koltuğun altında bir dergi yok veya klozetin arkasına bantla yapıştırılmış bir sigara paketi veya videonun içinde bir porno kaseti? | Open Subtitles | لذا لا يوجد هناك مجلة تحت الأريكة أو سجائر ملصوقة خلف خزان المرحاض أو شريط فيديو قذر في جهاز الفيديو؟ |
| Hayır, aslına bakarsan, Mike, koltuğun altında hindiyi unuttuğu zaman olmuştu, hatırladın mı? | Open Subtitles | لا, في الواقع أتت عندما أسقط مايك لفائف الديك الرومي تحت مقعد السائق. أتذكرين؟ |
| Eğer Skoda olursa, o zaman sol koltuğun altında olur. | Open Subtitles | لو كانت السيارة مِن نوع "سكودا" سيكون تحت المقعد الأيسر |
| 'Eğer Skoda olursa, o zaman sol koltuğun altında olur.' | Open Subtitles | "لو كانت السيارة مِن نوع "سكودا" سيكون تحت المقعد الأيسر" |
| Yan koltuğun altında yada torpitoda büyük, devasa bir silahı olan beyefendi birine benziyorsun. | Open Subtitles | تبدو رجلاً قد يحمل مسدساً كبيراً في الصندوق او تحت المقعد الامامي |
| 13-B numaralı koltuğun altında, mavi bir sırt çantası bulacaksın. | Open Subtitles | سوف تجدين حقيبة الظهر زرقاء اللون تحت المقعد الأمامي |
| Kamyonete git! Anahtarlar koltuğun altında. | Open Subtitles | ادخلي الى الشاحنه المفاتيح تحت المقعد |
| koltuğun altında ilkyardım çantası var. | Open Subtitles | هناك عُلبة الإسعافات الأولية تحت المقعد |
| Arka koltuğun altında bir ilk yardım çantası var. | Open Subtitles | توجد عدة إسعافات تحت المقعد بالخلف |
| Hallettim. Köpeğin koltuğun altında ve kafesinde olması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يوضع الكلب في الحامل تحت المقعد |
| Bence koltuğun altında olabilir. | Open Subtitles | أعتقد ان الموبايل نزل تحت المقعد |
| Ve eğer Toyota olursa, o zaman sağ koltuğun altında olur. | Open Subtitles | ولو كانت "تويوتا" سيكون تحت المقعد الأيمن |
| 'Ve eğer Toyota olursa, o zaman sağ koltuğun altında olur.' | Open Subtitles | "ولو كانت "تويوتا" سيكون تحت المقعد الأيمن" |
| koltuğun altında su var istersen. | Open Subtitles | هناك ماء تحت المقعد ان كنت تريد ذلك |
| Anahtarlar da koltuğun altında. | Open Subtitles | المفاتيح كانت تحت المقعد |
| Sanırım koltuğun altında Sita amcanın gömleğini buldum! | Open Subtitles | أعتقد بأنني وجدت قميص العم سيتا تحت الأريكة |
| - Sekiz yaşında, ailesinin katledilişini bir koltuğun altında izleyen bir kız çocuğu. | Open Subtitles | فتاة في الثامنة من عمرها مصابة بالزكام و مختبأة تحت الأريكة و التي شاهدة كل عائلتها تُقتل |
| Bunu koltuğun altında bulduk, şeyin içine sıkıştırılmış.. ee.. şapkasının. | Open Subtitles | وَجدنَاه وتّدَ تحت مقعد المسافرَ , uh، في قبعتِه. |
| Dürbünü versene. koltuğun altında. | Open Subtitles | أعطني النظارة المكبرة إنها أسفل المقعد |
| Lucas, ilk yardım çantası koltuğun altında. | Open Subtitles | -لوكاس، عدّة الإسعافات الأولية تحت المقعدِ |