1993 yılında Seattle’daki konferansta bir masa vardı ve Marc Andreessen adındaki bir adam WWW için yazdığı küçük browserini tanıtıyordu. | TED | في 1993، كان هناك طاولة في نفس المؤتمر في سياتل، وكان هناك شخص يُدعى مارك أندريسن قام بعرض متصفحه الصغير للويب |
Bu zafer, şu anda bu tarihi konferansta bulunan herkese aittir. | Open Subtitles | هذا النصر يعزو فيه الفضل لكل شخص حاضر لهذا المؤتمر التاريخي. |
Bu konferansta çok mutlu oldum, ve anlattıklarımla ilgili güzel yorumlarınız için sizlere çok teşekkür ederim. | TED | لقد بهرت فعلا بهذا المؤتمر, وأريد أن أشكركم جميعا على تعليقاتكم الطيبة على ما قلته تلك الليلة. |
Büyükbabanız gelemediği için çok üzgün çünkü Paris'te bir konferansta kaldı. | Open Subtitles | جدكم يعتذر عن عدم حضوره ولكنه انشغل بمؤتمر في باريس |
O da yarın konferansta konuşma yapacak. | Open Subtitles | سيلقي محاضرة في المؤتمر يوم غد |
Roanoke'daki adli konferansta tanışmıştık. | Open Subtitles | إلتقينا في مُؤتمر الأدلّة الجنائيّة في (روانوك). |
Ve zannediyorum bu sorun, bu konferansta duyacağınız sorunlar içinde düzeltilmesi en kolay sorunlardan biridir. | TED | أعتقد بالفعل, من كل المشاكل التي ستسمعون عنها في المؤتمر هذه على الأرجح واحدة من أسهل المشاكل إصلاحًا. |
Yani, bu hafta konferansta süregelen bir tema gücün demokratikleşmesi hakkındaydı. | TED | أعني، أحد المواضيع التي تم التطرق إليها في المؤتمر هذا الأسبوع هو عن دمقرطة السلطة. |
Metroda, parkta, hava limanında, restoranda hatta bu konferansta bile belki hepinizin elinde veya cebinde cep telefonlarınız var. | TED | سواء كنت في المترو أو الحديقة أو المطار أو المطعم حتى في هذا المؤتمر جميعكم بأيديكم هاتفًا أو ربما في جيوبكم |
Bu konferansta Afrikalı başarılı öykülerinden konuştuk. | TED | لقد كنا نتحدث في هذا المؤتمر عن قصص النجاح الأفريقية |
Bu konferansta duyduğumuz çoğu şey bireysel tecrübeler ve kişisel tecrübelerle ilgili. | TED | يتعلق الكثير مما سمعناه في هذا المؤتمر بتجارب فردية وشخصية. |
konferansta özellikle bunun hakkında bazı şeyler duyacağız. | TED | وسنستمع لبعض المحادثات لاحقاً في هذا المؤتمر خصيصاً حول ذلك. |
Peki.Şimdi,birçok kişinin bu konferansta insan beyninin gücü üzerine konuştuğunu duyduk. | TED | حسناً . لقد سمعنا الكثير من الأشخاص تحدثوا في هذا المؤتمر عن قوة العقل البشري |
Bugün Spor Koleji'ndeki konferansta ünlü güreşçi Sultan kendine hakim olamayarak bir muhabiri tokatladı. | Open Subtitles | في المؤتمر الصحفي لكلية الرياضة اليوم فقط الملاكم المشهور سلطان أعصابة وضرب صحفياً |
konferansta soruları kaba şekilde yanıtladı. | Open Subtitles | وقد أجاب على كل الأسئلة في المؤتمر الصحفي بوقاحة |
Dr Bruner konferansta. Ofisinde bekleyin. | Open Subtitles | الدكتور برونر في المؤتمر يمكنكما الإنتظار في مكتبه |
Dr. Bruner hâlâ konferansta. Odasında beklemek ister misiniz? | Open Subtitles | الدكتور برونر في المؤتمر يمكنكما الإنتظار في مكتبه |
Bu konferansta görmeyi beklemeyeceğim kadar göz kamaştırıcısın. | Open Subtitles | انت فائقة الجمال لتكوني بمؤتمر مثل هذا. |
1977'de onu Frida Kahlo'da bir konferansta görmüştüm. | Open Subtitles | لقد كنت حاضراً في محاضرة ألقتها عن فريدا كاهلو "رسام مكسيكي" في عام 1977 |
Profesör Whistler'in birkaç ay önce Hong Kong'taki bir konferansta tanıştığı birisiyle kahve içeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لاحتساء قهوة مع شخص قابله الأستاذ (ويسلر) في مُؤتمر بـ(هونغ كونغ) قبل بضعة أشهر. |
konferansta imza atmak üzere hazır bulunan ülkelerin delegasyonunu toplayın. | Open Subtitles | اجمع الممثلين لكل بلاد موقعة حاضرة للمؤتمر |
Evet, konferansta. | Open Subtitles | . نعم، في المحاضرة |
Efendim, konferansta diplomatlardan çok ajanların olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | سيدي, أنت تعلم الجواسيس تتواجد هناك أكثر من الدبلوماسيين في هذه المؤتمرات |
Hatta bilimsel bir konferansta Midgley CFC'leri soludu ve bir mumu söndürdü. Bunu CFC'lerin güvenli ve yanıcı olmadıklarını kanıtlamak yapmıştı. | TED | وفي الحقيقه ميدجلي اشتهر بتنفس هذا المركب ثم نفخه على الشمعة، ليثبت في مؤتمر علمي، أنه مركب آمن وغير قابلٍ للاشتعال، |
Bitiremeseniz bile. Bugün hepinizi konferansta istiyorum. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك أريدكم جميعاً في المناظرة اليوم |