"konuşacak bir" - Traduction Turc en Arabe

    • للتَحَدُّث عن
        
    • آخر لنتحدث
        
    • نتحدث فيه
        
    • نتحدث به
        
    • للحديث عنه
        
    • لنتحدث بشأنه
        
    Demek ki o zaman konuşacak bir şeyimiz kalmadı. Open Subtitles ثمّ لَيْسَ لَنا شيء أكثرُ للتَحَدُّث عن.
    Güzel, insanlara konuşacak bir şey vermiş olurur. Open Subtitles حَسناً، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعطي الناسَ الشيء للتَحَدُّث عن.
    konuşacak bir şey kalmadı öyleyse... Open Subtitles لا يوجد شيء آخر لنتحدث به، على ما أظن.
    konuşacak bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء آخر لنتحدث عنة
    O zamana kadar, konuşacak bir şeyimiz yok. Open Subtitles وإلى أن يحين ذلك ، فلا يوجد ما نتحدث فيه
    Bu anıtın temelini bu sene atmayı planlıyoruz. Sonunda, bu ulusu yaralayan ve konuşulamayan eylemlerin adına konuşacak bir yer olacak. TED خططنا أن نكسر القاعدة مع هذا النصب التذكاري لاحقاً في هذه السنة، فسيكون مكان نتحدث فيه عن الأفعال التي لا يتحدث عنها الأفعال التي خلفت جرحاً
    konuşacak bir şey yok. Bitti dedim ya sana. Artık beni dinlemiyor. Open Subtitles ليس هناك شي نتحدث به , اخبرتك ان كل شيء انتهى
    - konuşacak bir şey yok. - Konuşacak çok şey var. Open Subtitles ليس هناك شىء للحديث عنه - هناك الكثير للحديث عنه -
    Bak, ortada konuşacak bir mesele olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles انظري, لا أظن أن هنالك شيءٌ لنتحدث بشأنه.
    Hadi ama, konuşacak bir şeye ihtiyacımız olduğu için hayatlarımızı alt üst etmemize gerek yok. Open Subtitles أوه، يَجيءُ، أنا فقط لا أَعتقدُ نَحتاجُ لإدَارَة حياتِنا رأساً على عقب فقط لذا نحن يُمكنُ أَنْ نَأخُذَ أكثر للتَحَدُّث عن.
    Burada hep konuşacak bir şeyler buluyoruz. Open Subtitles هو مثل نحن مَا إستنفذنَا الأشياءَ للتَحَدُّث عن هُنا...
    - konuşacak bir şey yok. Open Subtitles - هناك لا شيء للتَحَدُّث عن.
    konuşacak bir yer bulabilir miyiz? Open Subtitles هل يمكننا إيجاد مكان نتحدث فيه ؟
    konuşacak bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد ما نتحدث فيه
    konuşacak bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد ما نتحدث فيه
    Seninle konuşmalıyım. konuşacak bir şeyimiz kalmadı. Open Subtitles ليس هناك امر نتحدث به لم تعودي زوجتى
    - Konuşuruz diye umuyordum. - konuşacak bir şey yok. Open Subtitles ربما استطعنا التحدث - لا شيء نتحدث به -
    Eğer aynı silahsa konuşacak bir şeylerimiz olur. Open Subtitles اذا كان السلاح نفسه , اذن قد حصلنا علىلا شيئا للحديث عنه.
    Önce kolay olanlardan başlayalım. konuşacak bir sürü ıvır zıvır var. Open Subtitles دعنا نبدأ بالأمور السهلة لدينا هُراء للحديث عنه
    Sizi görmek güzel Bayan Jaymes, ama konuşacak bir şeyimiz kaldığını sanmıyorum. Open Subtitles انه من الجيد رؤيتك دوما, آنسه جايمس ولكني لست متأكداً مالذي تبقى لنتحدث بشأنه
    Buradan beni temelli çıkartamıyorsan, konuşacak bir şeyimiz yok. Open Subtitles ما لم يكن باستطاعتك أن تخرجني من هنا، ليس هناك أي شيء لنتحدث بشأنه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus