vücudunuz rahat. İyi hazırlanmış Konuşmanız vahşi kalabalığı karizmatik bir dahi olduğunuza ikna ediyor. | TED | خطابك المعد بشكل جيد يقنع الجمهور الهائج أن شخصيتك عبقرية. |
İlk iki müvekkiliniz gelmedi ve çocuk eğitim merkezindeki Konuşmanız iptal edildi. | Open Subtitles | أنت لديك مقابلتين بدون تصوير تليفزيونى 000 أُلغى خطابك فى مركز تعليم الأطفال |
Bayan Davis, sadece gerçekten yaşadıklarınız hakkında Konuşmanız önem taşıyor. | Open Subtitles | آنسة دافيز من المهم أن تتحدثي فقط عما اختبرته بالفعل |
Sizden tek istediğim, çocuklar, Konuşmanız gerekiyorsa yapacaklarınızdan konuşun. | Open Subtitles | كل مااريدكم أن تتحدثوا عنه هو ما الذي ستفعلونه |
Gülüşünüz benziyor. Konuşmanız benziyor. Konuşma şekliniz aynı. | Open Subtitles | تضحكان بنفس الطريقة، تتحدثان بنفس الطريقة لديه نفس لهجتك |
Konuşmanız gerek herhalde ben kaçayım... | Open Subtitles | من الواضح أنكما يجب أن تتحدثا لذلك سأغادر |
Hiçbir şey anlayamadım bayan. Biraz daha yavaş Konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إننى لم أفهم ذلك يا سيدتى يجب أن تتحدثى ببطئ |
İçerideyseniz dışarı gelip benimle Konuşmanız gerek. | Open Subtitles | إذا كنت موجود, فيجب أن تأتى هنا وتتحدث لى |
Konuşmanız kaydedilmiş. Sloane Emily'nin öldürülmesine izin vermez. | Open Subtitles | محادثتكم تم تسجيلها - سلون لن يدعهم يقتلون ايميلى - |
Hiç Yoktan Bir Evren adlı Konuşmanız ateizme giden yolumun başlangıcı oldu. | Open Subtitles | خطابك عن كون من عدم بدأ طريقي نحو الالحاد |
Dün Konuşmanız bitmeden gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لم أتمكن من سماع خطابك حتى النهاية |
Konuşmanız üzerinde çalışmak istersiniz belki? | Open Subtitles | ربنا ترغبين في التدرب على خطابك معي |
Benimle Konuşmanız lazım. | Open Subtitles | ولكنهم لن يستمعوا إليكِ يجب أن تتحدثي معي |
Yargıçla Konuşmanız gerekiyor değil mi? Böylece eve gelebilir. | Open Subtitles | أعني أنه عليكِ أن تتحدثي إلى القاضي لتقنعيه بعودتها إلى المنزل |
Marie, konuştuğunuz şey kulağa, Konuşmanız gereken şeymiş gibi gelmiyor. | Open Subtitles | ماري, انه لا يبدو الصوت عن مانتحدث عنه مايجب من المفترض ان تتحدثي عنه |
Bu yüzden, sizin köyün yargıcı ile Konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك , عليكم أن تتحدثوا إلى قاضي القريةَ حَسَناً. |
- Sen gelmiyorsun musun? - Hayır. Yalnız Konuşmanız daha iyi olur. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنه من الأفضل أن تتحدثوا انتم الإثنان بمفردكُم. |
İkinizi Konuşmanız için yalnız bırakacağım. Sessizce, lütfen. | Open Subtitles | حسنا ً، سأترككما تتحدثان بهدوء من فضلكما |
Asıl Konuşmanız gereken şimdi birlikte olduğu orospu. | Open Subtitles | عليكما أن تتحدثا إلى تلك الساقطة التي على علاقة معه الآن. |
Rahat Konuşmanız çok önemli. | Open Subtitles | من المهم ان تتحدثى بحرية |
Bizimle gelip telefonda onunla Konuşmanız gerek. | Open Subtitles | حسنا, نحن بحاجه اليك ان تأتى الى اسفل وتتحدث اليها على الهاتف. |
Konuşmanız 1 dakika 42 saniye sürmüş. | Open Subtitles | محادثتكم دامت دقيقة و 42 ثانية |
Pekâlâ, belli ki sizin Konuşmanız gereken şeyler var. | Open Subtitles | حسنٌ، من الواضح أنّ لديكما الكثير لتتحدثا بشأنه، |
Özellikle de Danny'yle Konuşmanız gerektiği bu kadar açıkken. | Open Subtitles | خاصةً، أنه من الواضح أنك يجب أن تتكلم مع "دانى" |
Sizden yapmanızı istediğim şey, efendim Cummings ile Konuşmanız ve emri anladığından emin olmanız. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك يا سيدي هو أن تتحدث إلى (كامينج) حتى تتأكد أنه سيلتزم بأوامرك |
- Resepsiyonla Konuşmanız gerekiyor ancak saat 8'e kadar burada olmayacaklar. | Open Subtitles | عليك أن تتحدث إلى الصيانة ، و وفاز 'ر أن تكون في غاية 8: 00 |
Dün gece Beyaz Kale hakkında Konuşmanız... benim de içimin gitmesine neden oldu. | Open Subtitles | لقد استمريتما في الكلام كثيراً عن القلعة البيضاء طوال الليل يا رفاق وبدأت أشتهيه أيضاً |
Senatörle Konuşmanız gereken her şey beni de ilgilendirir. | Open Subtitles | اى شىء تريد ان تتحدث به الى السيناتور ، يشملنى |
Sanırım, sizin Konuşmanız daha doğru olur. | Open Subtitles | أعتقدت أن عليك أن تتكلم معهم بما أنك هنا |