Jenny ve ben tüm gece dolaştık ve hep konuştuk. | Open Subtitles | نحن تجولنا طوال الليل , جينى , وانا نتحدث فقط |
Sonra çocuklarla bunun hakkında konuştuk, ve gerçekten çocuklarımızı bölgesel besinlerle beslemeye başladık. | TED | اذن تحدّثنا الى أبنائنا عن هذا وحقاً بدأنا باطعام الأولاد , طعام محلّي |
Seninle daha önce de konuştuk. Bu bir aşk oyunu değil. Ölümle alakalı. | Open Subtitles | تحدثت معك قبل ذلك ، هذا ليس بشأن التأريخ ، إنه حول الموت. |
Tamam bunları konuştuk ama neden bana yalan söylüyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | حسناً لقد ناقشنا ذلك اﻵن ولكن لمَ كذبت علي سابقاً؟ |
Daha sonra, biraz caz konuştuk ben de biraz çaldım. | Open Subtitles | فيما بعد تحدثنا عن موسيقى الجاز و عزفت بعضا منها |
Bu şey başladığından beri ne kimseyi gördük ne de konuştuk. | Open Subtitles | نحن لم نرى أو تحدثنا إلى أي شخص منذ بدأت الحرب |
İşe gitmek için. Sahiden tüm gece filmlerden mi konuştuk? | Open Subtitles | هل حقا بقينا مستيقظين طوال الليل نتحدث عن الأفلام ؟ |
Onlara öğrettiğimiz bu özel kelimeler hakkında konuştuk. | TED | اذا نحن نتحدث عن هذه الاشياء الهامة .. والتي نعلمها لهم .. |
Operasyon hakkında konuştuk ve sonra konuşmanın sonunda, böyle bir birlike genelde ne yapıyorsam onu yaptım. | TED | جلسنا نتحدث عنها كما افعل عادة بعد اي عملية قتالية |
Siz de mi fiyaskosunuz? Evet. Geçende evde olmayan herkesle konuştuk. | Open Subtitles | أجل، تحدّثنا إلى جميع مَن لمْ يكونوا في المنزل المرّة الماضية. |
Bununla ilgili konuştuk, anlaştık ama sonra arkamdan iş çevirdin. | Open Subtitles | تحدّثنا عن هذا، إتفقنَا، من ثم ذهبَت من دون عِلمي. |
Evet, Carl Brubaker için ekipman yaptım, telefonda konuştuk ama yüz yüze görüşmedik. | Open Subtitles | نعم، صنعت جهازاً لكارل بروبيكر تحدّثنا هاتفياً، لكن لم نتلق وجهاً لوجه ابداً |
Her neyse, uzun lafın kısası erkek arkadaşım ve ben açık açık konuştuk ve kıyafetlerini bundan sonra çamaşır sepetine koymayı kabul etti. | Open Subtitles | على كل حال، لإختصار القصه تحدثت أنا وحبيبي من قلبٍ لقلب و لقد وافق على أن يضع ملابسه في سلة من الأن فصاعداً |
Dün gece telefonda konuştuk ya? | Open Subtitles | أتعلم عندما تحدثت معي عبر الهاتف الليلة الماضية؟ |
konuştuk ve tedavimizi başka birinin yapmasını istemediğimize karar verdik. | Open Subtitles | ناقشنا الأمر, وقرّرنا إنّنا لا نريد أي شخص آخر يعالجنا. |
Babanla uzun uzadıya bunu konuştuk ve gitmende karar kıldık. | Open Subtitles | ناقشنا الأمر مطولاً مع والدك واتفقنا جميعاً أنه يمكنك الذهاب |
- Niye minibüsü kullanmıyorsun? - Hayır. Bunu geçen gece konuştuk. | Open Subtitles | لماذا لم تأخذي الميني فان لقد تحدثنا عن ذلك ليلة أمس |
Anlaşmanın gerçek fotoğrafını bir araya getirmek için... ...ülkedeki kaynaklarla konuştuk, şirket belgelerini... ...ve diğer bilgileri ağla balık tutar gibi topladık. | TED | هكذا تحدثنا إلى مصادر في البلد، جلبهم عن طريق المستندات الخاصة بالشركة ومعلومات أخرى محاولة لقطعة معا صورة حقيقية حقاً من الصفقة. |
Gücün ortaya çıkardığı modelleri konuştuk Airbnb'ler, Kickstarter'lar | TED | نحن نتكلم عن النماذج التي قد أنشأتها القوة الحديثة ـــ الإير بي إن بي، والكيك ستارترز. |
Annemle konuştuk. İlk başta çok kızdı ve bunu babaya yapamayacağımızı söyledi. | Open Subtitles | لقد تحدثنا مع والدتى,وقالت لنا . لا نسطيع أن نفعل ذلك لوالدك |
Doktorla az önce konuştuk, ...ve birkaç gün içinde taburcu edileceksin. | Open Subtitles | نحن فقط تَكلّمنَا مع طبيبِكَ، وأنت سَتصْبَحُ خارج في بضعة أيام. |
Şu ana kadar böcekler, balıklar ve robotlar için geçerli olan kurallar hakkında konuştuk fakat insan topluluklarına uygulanacak kurallar nelerdir? | TED | حتى الآن، تكلمت عن قوانين الحشرات والأسماك والآليين ولكن ماذا عن القوانين المنطبقة على نظامنا الإنساني؟ |
Yani, kuaförle konuştuk ve şunu öğrendik. | Open Subtitles | أعني ، تكلّمنا مع مصفف الشعر وإستنتجنا هذا |
Bak, karışmak istemem ama babanla, annenle ilgili konu hakkında konuştuk. | Open Subtitles | استمعى,أنا لا أقصد التطفل, لكن كان عندى محادثة مع والدك,حول والدتك. |
Seninle benim Acapulco'ya yapacağımız gezi hakkında konuştuk. | Open Subtitles | تحدثنا بشأن الرحلة التى سنقوم بها انا و انت الى اكابلكو |
May'le konuştuk ve gitmemek için nedenimiz olmadığına karar verdik. | Open Subtitles | فكرة كلانا ماى وأنا تحادثنا ونحن لم نستطيع ايجاد سبب وجيه لوجودنا هنا |
- Heather'la konuştuk. - Ona sorunundan bahsettik. | Open Subtitles | ــ تكلمنا مع هيذير ــ وأخبرناها عن مشكلتِك |