Ormanda saklanan bir yaratık hakkında konuştuklarını duymuş. Ona kan verdiklerini. | Open Subtitles | إنه سمعهم يتحدثون عن مخلوق يقيم في الغابة، إنهم يمدونه بالدم. |
Video: Don Blankenship: Bir şeyi açığa kavuşturayım. Al Gore, Nancy Pelosi, Harry Reid, ne konuştuklarını bilmiyorlar. | TED | فيديو: دون بلانكرشيب: دعوني أكون واضحاً حول هذا الأمر. آل غور، نانسي بيلوسي، هاري ريد، أنهم لا يعلمون ما يتحدثون عنه. |
Ne konuştuklarını tahmin edebilir miyiz dersin? | Open Subtitles | أتعتقد بأنه يمكننا تخمين عما يتحدثون به؟ |
İşten sonra papazı görmeye katedrale gider fakat ne hakkında konuştuklarını bilmiyorum. | Open Subtitles | بعد العمل، يذهب إلى الكاتدرائيَّة .. لرؤية الكاهن لكنني لا أعرف عن ماذا يتحدثان |
Ama ormanda dolaşanlar onların çok güzel Fransızca konuştuklarını duyar. | Open Subtitles | لكن لو مشيت خلال الغابة تسمعهم يتكلمون الفرنسية أكثر إتقانا |
Benle nasıl konuştuklarını görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب عليكِ أن تري الطريقة التي تحدثوا بها إليّ |
Oturma odasına girdim, ve, eski birer arkadaşlarmış gibi gülüp konuştuklarını gördüm. | Open Subtitles | ..دخلتُغرفةالمعيشة،و رأيتُهما يتحدّثان ويضحكان كصديقين قدامى |
Derin uzay pilotlarının onlar hakkında konuştuklarını duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت طياري الفضاء السحيق يتحدثون عنهم. |
Seninle konuştuklarını gördüm. Neden onlarla konuşuyordun? | Open Subtitles | لقد رأيتهم يتحدثون معك لماذا تحدثت معهم؟ |
Ama ertesi sabah, hakkımda konuştuklarını duyduğumda-- | Open Subtitles | لكن فى الصباح التالى عندما سمعتهم يتحدثون بشأنى |
Söyle bana, yazarlar ne konuştuklarını biliyorlar mı? | Open Subtitles | أخبرني، هل الكُتاب يعرفون ما يتحدثون عنه؟ |
İnsanlara yaklaşıp, hakkınızda konuştuklarını anladığınız oldu mu? | Open Subtitles | هل فى مرة مشيت للناس وأدركت بأنهم ك يتحدثون عنك؟ |
İnsanlar sadece küçük çocukların önceki hayatları hakkında konuştuklarını söylerler. | Open Subtitles | فقط الأطفال من يمكنهم تذكر ذلك يُقال بأن الناس يتحدثون عن حياتهم السابقة |
Bayan Saddon, bir lezbiyenle mi konuştuklarını söylüyorsunuz? Şoförünüz geldi. | Open Subtitles | انسه سادون هل تقولين انهم كانوا يتحدثون مع سحاقيه ؟ سيارتك هنا |
Ne konuştuklarını duyabiliyorduk ama babam bağırana kadar sen fark etmemiştin sonra kafanı kaldırıp baktın. | Open Subtitles | وكنا نسمعهما يتحدثان ولكن لم تلقي لهما بالاً, إلى أن صاح أبي ورفعتِ رأسكِ للأعلى |
İki ulusun endişe ettiği noktalar ki bu ulusların adını açıklamam fakat Fransızca ve Almanca konuştuklarını söyleyebilirim bu gece giderilmezse, İsviçre'ye gitmek zorunda kalacağım ve Reichenbach'daki kasvetli barış zirvesinde yer alacağım. | Open Subtitles | لو أن مخاوف بلدين لن أذكر إسميهما لكني سأقول أنهما يتحدثان الفرنسيه و الألمانيه |
Herkesi tanıyorum, alışkanlıklarını, kimlerle takıldıklarını, kimlerle konuştuklarını biliyorum! | Open Subtitles | اعرف الجميع,عاداتهم مع من يمشون مع من يتكلمون |
Çünkü onlara neden fikirlerini değiştirdiklerini sorduğumda bana seninle konuştuklarını ve senin söylediklerinin onlara bu etkiyi yaptığını söylediler. | Open Subtitles | لأنه عندما سألت عن سبب كل هذا التغيير الجوهرى؟ قالوا أنهم قد تحدثوا إليك وبأنّك تحدثت إليهم بعقلانية |
Ne hakkında konuştuklarını hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تذكرين ما كانا يتحدّثان عنه؟ |
Bayan Gopnik'le konuştuklarını söylediler. | Open Subtitles | قالا أنهما تحدثا مع السيدة غوبنك |
Ölülerin mezarlarından beri bizle konuştuklarını söylerdi. | Open Subtitles | الذي - الذي الموتى يتكلّمون إلينا من وراء القبر. |
Erkekler toplandıklarında ne konuştuklarını hep merak etmişimdir. | Open Subtitles | لا، أنا. تَسائلتُ دائماً الذي أولاد يَتحدّثونَ عنهم |
Dün gece ne konuştuklarını sen nereden biliyorsun? | Open Subtitles | وكيف علمتَ ما كانوا يتحدّثون عنه ليلة البارحة؟ |
Neyse. Önümde oturuyorlardı ve ben konuştuklarını duyabiliyordum. Yani bir parçasını. | Open Subtitles | حسناً , كانا أمامى و كنت أستطيع سماع ما يقولان أو جزءاً منه |