Bir heyula, Madam Narf'ı öldürmek için her şeyi yapar hatta Tartutic'e olan korkusunu bile unutur. | Open Subtitles | السكرانت سيفعل أي شيء ليقتل سيدة الحوريات و سينسى خوفه من التاتوتيك |
"Hayattan en önemli dersleri almak için insan, her gün bir korkusunu yenmeli." | Open Subtitles | لكي نتعلم اهم دروس الحياة لا بد للانسان ان يتغلب على خوفه كل يوم |
Ah, benim karidesim. İnsülin korkusunu nasıl tarif edersiniz? | Open Subtitles | أوه، إنه طعامي جمبري المفضل أيمكن لأحد أن يُعرف معنى خوف الأنسولين؟ |
Hayatında ilk kez, trenden ayrılma olasılığının sıfır olduğu, ve yolculuğun nerede, nasıl bitebileceği konusunda en ufak bir fikrin bile olmadığı bir tren yolculuğu yapmanın korkusunu ve deneyimini yaşıyorsun. | Open Subtitles | لأول مرة عشت تجربة خوف كونك في قطار .. مع عدم احتمالية خروجك منه وليس لديك فكرة عن مكان نهاية الرحلة |
- korkusunu hafifletmeli ve bizimle işbirliği yaparsa, en azından hayatta kalacağına onu inandırmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نُخفف من مخاوفه بأن نجعله يعتقد أنه إذا تعاون علىالأقلستنقَََذحياته. |
Tohumlarını içime duygusal açıdan bana uzak bir annenin ektiği reddedilme korkusunu yenebilmek için. | Open Subtitles | تعلمت أنه حتى أغطي على خوفي من الرفض المستأصل عاطفياً بي من أم بعيده |
Onu o çatıya ne götürdüyse korkusunu bastıracak kadar önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | مهما كان ما يعيده إلى هناك فهو مهم وكان لابد منه ان يوقف خوفه إلى ان حاول الهرب عنكم و.. |
Efendimiz, bilinmeyene olan korkusunu bir kenara atıp, kucaklayınız onu. | Open Subtitles | فلتخلصه من خوفه المجهول ولتحتضنه بعطفك يا إلهى |
Uçma korkusunu yenmek için. Ted budur işte. | Open Subtitles | ليتغلب على خوفه من الطيران هذا هو تيد كما ترى |
Ona sadece test çözme korkusunu yenmesi için doğru araçları vermem gerekiyordu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أن أرشدته إِلى الطريق الصحيح للتغلب على خوفه من خوض الإِختبارات |
- Longinus da deniz korkusunu yenmiş sanırım. | Open Subtitles | نعم نعم أظن ان لونجينوس تخطى خوفه من الماء؟ |
Onun bu işin içinde olduğuna dair teorin, adamın korkusunu tetikleyecektir. | Open Subtitles | هذا سيعيدُ خوفه من أنّ نظريتكِ حولهُ قد عادت للساحة. |
Declan bir başka korkusunu daha gizliyordu tıpkı benim Foss için hissettiğim gibi: | Open Subtitles | لقد كان داكلين يخفي خوف آخر مشابه للذي بيني وبين فوز |
Salonda oturmanı ve bu adamın yüreğine Allah korkusunu yerleştirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلس هناك ضع خوف الله في هذا الرجل |
Salonda oturmanı ve bu adamın yüreğine Allah korkusunu yerleştirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلس هناك ضع خوف الله في هذا الرجل |
Tüm korkusunu unutan küçük yavru, olaya katılmak için ilerliyor. | Open Subtitles | ،بنسيان جميع مخاوفه يتزاحم الصغير للانضمام |
Brick, topa vurma korkusunu tamamen yenmişti. | Open Subtitles | بريك تغلب على مخاوفه جول ركل الكرة .. ولن يستطيع فعلها مجددا .. |
Ve bir şekilde içimdeki derin başarısız olma korkusunu biliyor. | Open Subtitles | وبطريقة ما يعرف خوفي الأعمق... بأنّني سأفشل. |
İnsanın kalbindeki ölüm korkusunu yok edersen bir gün bile yaşayamaz. | Open Subtitles | أبعد الخوف من الموت من قلب الرجال و لن يصمدو ليوم |
Ama biz kimsenin alt grubu olamayız... solistimiz sahne korkusunu yenmediği sürece tabi. | Open Subtitles | نحن لا فتح لأحد ... حتى يحصل المغني الرئيسي لدينا أكثر له رهبة المسرح. |
Diğerleri de onun korkusunu farkediyor. | Open Subtitles | و الآخرين، بإمكانهم الشعور بخوفه. |
Aynı odada, kapalı bir muz ile kalabilecek kadar yenebilmişti korkusunu. | Open Subtitles | كانت قد تمكنت من التغلب على مخاوفها لدرجة أنه أصبح بإمكانها الجلوس مع الموز في نفس الغرفة |
Laura'nın korkusunu grupla paylaşmaya herkes kadar hakkı var. | Open Subtitles | لورا أكثر شخص لديه الحق في مشاركة الآخرين مخاوفهم |
Bir hata yaparak başka bir küçük kızı öksüz bırakma korkusunu aşamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التغلّب على الخوف الذي يشدني وأجعل فتاة صغيرة أخرى يتيمة |