Anahtar öğe ise, pozitif kapıyı... koruyan bir rüya efendinin olduğu... ve aslında onun rüya göreni koruduğu. | Open Subtitles | إن العنصر الرئيسي بأن هناك سيد للحلم شخص ما يحرس البوابة الإيجابية وفي الحقيقية يحمي المضيف النائم |
Tıpkı balıkların resifleri koruduğu gibi mercanlar da balıklara evler ve saklanacak yerler sunar; | Open Subtitles | كما السمك يحمي الشعبة المرجانية المرجان يعرض البيوت والمخابيء للسمك |
Suliman'ın gücünün sarayı bombalardan koruduğu bir gerçek. | Open Subtitles | انه صحيح ان قوة سوليمان تحمي المكان من القنابل |
Şimdi, çamurlu bir göle girersin ve yayın balığının yumurtalarını koruduğu büyük bir delik bulursun. | Open Subtitles | أنظر ، تذهب إلى بحيرة وحل و تبحث عن حفرة كبيرة حيث سمك السلور تحمي بيضها |
Ne olursa olsun koruduğu sır. Oh... Oh... | Open Subtitles | السر الذي كانت تحميه مهما كلف الثمن لا تفعلي امي توقفي جدتي |
Onun koruduğu itlerin geri kalanı değil o kız. | Open Subtitles | هذه التي يحميها , وليس بقية المُستذئَبين |
Ayrıca Kırmızı Urbalılar'dan bizi koruduğu için de. | Open Subtitles | ولانه يحمينا من الجيش الانكليزي |
Ayrıca koruduğu şey, içindeki karanlık tarafından baştan çıkarılan ama o karanlığı defetmeyi başarabilen biri tarafından, senin gibi biri tarafından kırılabilecek bir büyüyle korunuyor. | Open Subtitles | وما يحميه محروسٌ أيضاً بسحر تعويذة لا يمكن إبطالها إلّا بشخص تغريه مكنوناته المظلمة فيتجاهلها شخص مثلك تماماً |
Onları bir çobanın sürüsünü koruduğu gibi koruduğumuz için mutluydular da. | Open Subtitles | كانوا سعداء لأننا حميناهم كراعي يحمي خرافه |
Belli ki koruduğu bir çamaşırhane sahibinin yardımına gitmiş. | Open Subtitles | هو في النهاية قال أنه كان يحمي صاحب المحل. |
Sınırları koruduğu için uzun zamandır görüşemiyoruz. | Open Subtitles | لم نتقابل أبدًا لأشهر كاملة لأنه ... كان يحمي الحدود |
koruduğu biri varsa olabilir. | Open Subtitles | سوف يكذب إذا كان يحمي شخصاً آخر. |
Romalıları koruduğu yetmedi şimdi de haber vermeden Heracleo'yla denize mi açılıyor? | Open Subtitles | إنه يحمي الرومان الداعرين، والآن يخوض البحار مع (هراكيلو) بدون أن يعلمنا؟ |
Birisini ya da bir şeyi koruduğu yok. | Open Subtitles | ماتت منذ أمدٍ بعيد، لا تحمي أحداً أو شيئاً |
Belki de başka birini koruduğu için şikayette bulunanın kendisi olduğunu düşünmelerini istemiştir. | Open Subtitles | فلمَ ستكذب؟ ربّما أرادت أن يعتقد الناس أنّها قدّمت الشكوى لأنّها كانت تحمي شخصاً آخر. |
Birini koruduğu kesin, en ufak bir şüphem bile yok. | Open Subtitles | ليس هناك شك في رأيي .أنها تحمي شخصاً ما |
Diana'nın koruduğu şu 4400'ler... | Open Subtitles | لقد كانت "ديانا" تحمي هؤلاء الـ 4400 |
Maria Gambrelli'nin koruduğu adam, eski sevgilisi, sekiz kişiyi sırf kıskanç olduğu için mi öldürdü? | Open Subtitles | هل تقول أن الرجل الذي تحميه ماريا غامبريللي ... هو حبيبها السابق و قد قتل ثمانية أشخاص ... لأنه كان غيور ؟ |
Şu anda tek koruduğu kişi, suçlu. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي تحميه حاليا هو المعتد |
İnkar edebilir ama onu koruduğu ortada. | Open Subtitles | قد ينفي هذا، لكنه يحميها. |
Ben bizi koruduğu için konu açıldı. | Open Subtitles | السبب الوحيد لذكر ذلك هو أن (بين) يحمينا. |
- Evet. Ama onun da kimi koruduğu pek belli değil. | Open Subtitles | لكن ربما هناك أسئلة لمن يحميه في الواقع |
Henüz inceleme fırsatım olmadı. - Güvenlikçinin koruduğu kim? | Open Subtitles | من يعملُ رئيسُ الأمنِ على حمايتهِ هنالكَـ؟ |