| korunan değer, bu değeri korumak için bedel ödemeye istekli olduğunuz şeydir. | TED | إن القيمة المحمية هي القيمة التي ترغب في دفع سعر لها لدعم تلك القيمة. |
| Bu korunan değerler gerçekten nereden geliyor bilemiyorum. | TED | لا أعرف حتى الآن من أين تأتي هذه القيم المحمية حقا. |
| Alcatraz, çok az ayrıcalıkları olan en sıkı korunan cezaevi. | Open Subtitles | القطراز سجن ذا حراسة مشدّدة مَع قليل جداً من الإمتيازات. |
| Eski Amir, Pakistan ordusu tarafından korunan uluslararası bir havaalanından kaçırıldı. | Open Subtitles | سَلفي اُختطف من مطار دولي محمي ومؤمن عن طريق الجيش الباكستاني |
| Ve bu terminal bu gezegende en sıkı korunan yer. | Open Subtitles | و هذا المطار هو آخر مكان شديد الحراسة على الأرض |
| Dağlarla çevrili ve elektrikli çitlerle korunan bir yerde Dünya'da hayatta kalan son insanlar, Wayward Pines denilen bir kasabada hayatta kalmak için ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | محاطين بالجبال، ومحميين بسياج كهربائي آخر بشر على وجه الأرض يبذلون أقصى جهد للنجاة |
| Askerler tarafından korunan toplu bir mezarın içinde durduğumuz zamanı? | Open Subtitles | عندما كنا واقفين في قبر كبير محروس من قبل جنود؟ |
| Ama okyanus korunan bölge... ...temel olarak düz çizgidir. Şimdiye kadar--bu artıyor gibi görünüyor. | TED | و لكن المناطق المحمية من المحيط مازالت خطاً مستقيماً حتى تصل لوقتنا هذا و تبدأ في الإرتفاع قليلاً. |
| Ve ben inanıyorum ki biz şu an en üst noktadayız... ...okyanusun korunan bölgesinde. | TED | و أنا أعتقد أننا في نقطة بداية الإنحناء لعصا الهوكي بالنسبة للمناطق المحمية في المحيط. |
| Phoenix Adalarında birçok deniz dağı bulunmaktadır. Bölgenin özellikle korunan parçalarıdır. | TED | هناك الكثير من جبال الأعماق البحرية، في جزر فينكس و هي بالذات تُعد جزءاً من المنطقة المحمية. |
| Alcatraz, çok az ayrıcalıkları olan en sıkı korunan cezaevi. | Open Subtitles | القطراز سجن ذا حراسة مشدّدة مَع قليل جداً من الإمتيازات. |
| Veya iki yılan tarafından korunan bir barbekü sosu şişesi. | Open Subtitles | أو زجاجة صلصة الشواء حراسة من قبل اثنين من الثعابين. |
| Silahlı askerler tarafından korunan bu kampların çoğu mahkumlar içeri girdiğinde hala inşa ediliyordu. | TED | تحت حراسة جنود الجيش كانت العديد من تلك المعسكرات لا تزال تحت الإنشاء عندما انتقل المعتقلون إليها |
| Papa tarafından korunan oğlunun hiçbir isteği reddedilmiyor. | Open Subtitles | لا شيء مستحيل على ابنك انا محمي من البابا |
| Gömü kayıtlarına gerçekten ihtiyacımız var Peder... ve burası, federallerce korunan tarihi bir yer olduğundan. | Open Subtitles | نحن نحتاج لسجلات المقبرة, يا أبتاه وبما أنه موقع تاريخي محمي فدراليا |
| Okul, kampüs kılığına girmiş çok sıkı korunan bir hapishaneydi. | TED | كانت الجامعة مشددة الحراسة كالسجن تظهر كانها حرم جامعة. |
| Sıkı korunan diplomatik bir mülke haftalarca hazırlık yapıp girmek bile riskli bir hareket. | Open Subtitles | اقتحما مبنى دبلوماسي بهذه الحراسة حتى بتخطيط أسبوع مشكوك فيه |
| Dağlarla çevrili ve elektrikli çitlerle korunan bir yerde Dünya'da hayatta kalan son insanlar, Wayward Pines denilen bir kasabada hayatta kalmak için ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | محاطين بالجبال، ومحميين بسياج كهربائي آخر بشر على وجه الأرض يبذلون أقصى جهدهم للنجاة (بمدينة تُدعى (وايوارد باينز |
| Ve 'sabır' silahlı nöbetçiler tarafından korunan dikenli telin içinden geçemez. | Open Subtitles | الصبر لن يعبر سياج محروس و مدجج بالأسلحة |
| Burası korunan bir işletme. Hayalarını domates sosu içinde bulursun. | Open Subtitles | هذة عملية محمية,سينتهي بك الأمر مع خصيتيك في صلصة الاسباغيتي |
| Yani, başka bir deyişle, korunan gezegenler artık korunaklı değil. | Open Subtitles | أى بمعنى آخر ، فالكواكب المحميّة لم تعد محميّة |
| Bunun telif hakkıyla korunan materyallerle ne ilgisi var? | Open Subtitles | مالذي يعنيه هذا مع المواد محفوظة الحقوق؟ |
| Çok iyi korunan bir hangar'da yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش في حظيرةٍ من نوعٍ ما، مع جيشٍ يحميه |
| Sıkı korunan bir binadan 9 kişiyi kaçırmak için ne kadar şeytani bir yol! | Open Subtitles | ما هي طريقة ذكية بوحشية على اختطاف تسعة رجال من مبنى يخضع لحراسة مشددة. |
| Hakkı var. Silahlar azami güvenlikle korunan bir teşhir alanında durur. | Open Subtitles | إنّها محقة، إنّها موجودة فى قسم الأسلحة بحراسة مشدّدة |