"koruyan" - Traduction Turc en Arabe

    • تحمي
        
    • لحماية
        
    • يحرس
        
    • يحرسون
        
    • يحمى
        
    • يحميه
        
    • تحمينا
        
    • يحميك
        
    • يحمون
        
    • يحميها
        
    • يحرسها
        
    • تحرس
        
    • حراسة
        
    • يحمينا
        
    • يحميني
        
    Gördüğünüz gibi, teknolojimizi kullanarak geçidinizi koruyan bariyerin içinden yürüyüp geçmiştim. Open Subtitles كما رأيت أستعملت تقنيتنا لإختراق الحواجز التي تحمي البوابة على كوكبك
    Silah yüzünden çocuklarını kaybeden anneler yerine silahla çocuklarını koruyan anneler. Open Subtitles من أمهات فقدن أطفالهن بسبب الأسلحة إلى أمهات تحمي أطفالهن بالأسلحة
    Devletin, sağlık servislerindeki kesintilere karşı tüketiciyi koruyan yasaları var. Open Subtitles لَدى الولاية قوانين لحماية المستَهلِك مِن خَفضِ نفقات الخدمة الطبية
    Adem ile Havva'nın hikayesini, Hint ve Mısır geleneklerinin ışığında okursak, hayat ağacını koruyan yılanın Kundalini olduğunu görürüz. Open Subtitles إذا قرأنا قصة آدم وحواء في ضوء الفيدية والتقاليد المصرية نجد أن الثعبان الذي يحرس شجرة الحياة هو الكونداليني.
    Koridorda, Hitler'in locasını koruyan askerler olacak. Open Subtitles الوضع هنا مماثل تماماً سيكون هنالك جنود في الممر يحرسون مقصورة هتلر
    Kanayan Macaristan Krallığı Hıristiyan Avrupa'sını, kafirlere karşı koruyan son kale konumuna düşmüştü. Open Subtitles المملكة الهنغارية الدامية أصبحت هى الحصن الأخير الذى يحمى المسيحيين الأوروبيين من الكفرة
    Söyle ona. Onu çocukluğundan beri koruyan amcası, yine koruyacak... Open Subtitles و أخبره أن عمه , الذى كان يحميه عندما كان طفلا مازال يحميه
    Yönetiminize ve sınırlarımızı koruyan askerlerin geri çekilmesinden sonra bile size sadık kaldık. Open Subtitles . لقد كنا موالين لحكمك .حتى بعدما قمتِ بسحب القوات التي تحمي حدودنا
    Bizim, vücudumuzdaki en önemli organımızı: beynimizi koruyan güçlü kafatası kemiklerimiz vardır. TED لدينا عظام جماجم قوية تحمي أهم عضو في جسدنا : الدماغ.
    Apple, mobil ürünlerine, cihazlardaki veriyi, sahibi hariç herkesten koruyan güvenlik özellikleri getirmişti. TED ضمت شركة أبل خصائص أمنية لمنتجاتها المحمولة تحمي البيانات على أجهزتها من الجميع ماعدا مالك الجهاز
    Aygıtın kendisini koruyan bir güç alanı vardı. Open Subtitles لقد كان هناك حقل قوة لحماية الأداة لنفسها
    O; Konoha Köyü'nü koruyan güçlü bir bağdır. Open Subtitles العزيمة القوية لحماية قرية ورق الشجر بكل شجاعة
    Kardeşin gibi sonuna kadar ailesini koruyan bir adam ol. Open Subtitles كن الرجل الذي يحرس عائلته إلى الماضي، مثل أ يك.
    Topu koruyan adam ya üstten geçebilir ya da alttan. TED الشخص الذي يحرس الكرة يمكنه اما ان يذهب من فوق او من تحت.
    Altını koruyan atlı dört adam var. Onu Tascosa'ya götürecekler. Burası. Open Subtitles هنالك أربعة رجال يحرسون الذهب سيرافقونه حتى تاسكوزا
    Kırallığımızı koruyan tek şey o kristaldır. Open Subtitles الماسة هى الشيئ الوحيد الذى يحمى مملكتنا
    Kralın hayatının kendisine ait olmadığını söylemiştin ve kaçması gerektiğini hatta onu koruyan adam ölüyor olsa bile. Open Subtitles قلت حياة ملك ليست له وقلت بأنه يجب أن يهرب حتى إذا كان الشخص الذي يحميه على وشك ان يموت
    Sana gereken gercegi anlatiyorum. İkimizi de koruyan yegâne hikâye bu. Open Subtitles أنا أقدم لك الحقيقة التي تحتاجها القصة الوحيدة التي تحمينا جميعاً
    Sol tarafında da 15-20 metrelik bir mesafede yine seni koruyan bir nişancı var, tamam mı? Open Subtitles و لديك قناص يحميك من الجانب الأيسر و هو أقرب قليلا، ربما 15 أو 20 ياردة.
    Moranlar halkımızı ve hayvanlarımızı koruyan savaşçılar, bu problemler yüzünden sinirliler. TED الموران هم المحاربون الذين يحمون مجتمعنا وماشيتنا, وهم كذلك مستاؤون من هذه المشكلة.
    Sanki...bir aura gibiydi, onu koruyan bir şey gibi. Open Subtitles ،كان مثل.. كان مثل الهالة مثل شيء يحميها
    "Aniden, katedralin kapılarına vardığı anda, kutsal yapıyı koruyan aslanağzı... canlandı ve üzerine çullandı." Open Subtitles فجأة، عندما وصلت إلى أبواب الكاتدرائية حيث كان يحرسها الملاك المقدس عاد إلى الحياة وإنقض عليها
    Yumurtalarını koruyan bu annenin yerini kokusundan belirlemiş olmalılar, çünkü bütün bunlar karanlıkta olup bitiyor. Open Subtitles وهى لا بد أن تحدد مكان الأم التى تحرس بيـضها بالرائحه لأن كل هذا يحدث فى الظلام الدامس
    Yanında koruyan birisi olduğunu bilmek rahat olmamı kolaylaştırır. Open Subtitles سوف أكون مرتاحاً أكثر عندما أعرف أن لديه كلب حراسة
    Sorulması gereken bizi zalim ve alışılmadık cezalardan koruyan Anayasanın 8. maddesi Open Subtitles السؤال هوَ سواء كانَ التعديل الثامن لدستورنا، الذي يحمينا
    Şunu hissettim ki eğer daha ileri gidersem... orada bir şey var beni koruyan. Open Subtitles لقد إنتابني هذا الشعور بأنني لو ذهبت إلى أبعد من ذلك.. كان هناك شيء خارج يحميني.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus