Ne zamandan beri o parlak yıldızınla katilleri koruyorsun? | Open Subtitles | منذ متى تحمي القتلة بهذا الأسلوب الجريء؟ |
Ama dünyayı yok edebilecek tehlikeli bir sırrı koruyorsun. | Open Subtitles | . . لكنك تحمي سراً خطيراً قد يدمر العالم |
Seni bu hale sokan adamı koruyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تحمين نفس الرجل الذي وضعك على سرير المستشفى هذا |
Birbirinizi korumuşsunuz ama sen onu hâlâ koruyorsun. | Open Subtitles | لقد ساعد كلانا الآخر على البقاء أحياء في هذه الحياة لقد حميتما بعضكما البعض و أنت ما تزال حتى الآن تحميه |
Hayatım, nedense sürekli onu koruyorsun. | Open Subtitles | لكن ٬ عزيزي لا أعرف لماذا دائما تدافع عنه |
Seninle birlikte odada başka birisi daha vardı. Kimi koruyorsun? | Open Subtitles | أحد أخر كان بهذه الغرفة معكِ من تقومي بحمايته ؟ |
Önemsediklerini buzda ya da buz dışında koruyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تحمي الذين تهتم بشأنهم على الجليد و خارجهُ |
Neden Zoidberg'i koruyorsun, Profesör? | Open Subtitles | لماذا تحمي زويدبيرغ, أيها البروفيسور ؟ هل تدين له بشيء ؟ |
Kendini çok iyi koruyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لديك وسيلة جيدة تحمي بها نفسك, أليس كذلك؟ |
Ama bu kasabayı 300 yıldan uzun süredir koruyorsun. | Open Subtitles | لقد كنت تحمي هذه البلدة لما يزيد عن 300 سنة. |
Belki de iyi bir sebep için birini koruyorsun ama vatan hainliğiyle yüz yüzesin. | Open Subtitles | أنتَ تحمي شخصا ما ، ربما لسبب جيدا و لكنّك تواجه تهمة الخيانة |
Diğer tarafta da sen sana yalan söylemiş, seni kullanmış ve aptal yerine koymuş bir kızı korumak için önemini anlamadığın bir rulo filmin yerini koruyorsun. | Open Subtitles | أنت من ناحيةٍ أخرى تحمي مكان وجود ذلك الفيلم |
Bekâr mısın yoksa sadece kocanı işinin kötülüklerinden mi koruyorsun? | Open Subtitles | أأنتِ عزباء، أم أنكِ تحمين زوجكِ من آثار الوظيفة؟ |
En iyi arkadaşını öldüren adamı mı koruyorsun? | Open Subtitles | أنتِ تحمين الرجل الذى قتل أعز صديقة لكِ. |
Adam seni iki kere öldürmeyi denedi, ve sen onu koruyorsun. | Open Subtitles | حاول الرجل قتلك مرتين, وأنت لاتزال تحميه |
Sen dünyamızı koruyorsun. Sen ve diğerleri. | Open Subtitles | تدافع عن عالمنا ، أنت والأخرين |
Onu koruyorsun. Adam sana tecavüz etti ve sen onu koruyorsun! | Open Subtitles | الشاب إغتصبك لقد , تحمينه أنت بحمايته تقومين وأنت |
Şefkatinden falan arkamı topladığın yok senin. Kendini koruyorsun. | Open Subtitles | ما كنتِ تحميني تعاطفاً معي، بل كنتِ تعتنين بنفسكِ |
Her gün kapıyı koruyorsun bu yüzden tüm hareketleri, faaliyetleri biliyorsun ama senin için hazırladığım tuzağa düştün. | Open Subtitles | أنتَ تحرس الباب كلّ يوم لذا تعرف كلّ تحركاتنا و نشاطاتنا. لكنك سقطت في الفخ الّذي نصبته لكَ. |
Boynuna dokunarak, gerçekte kendini koruyorsun. | TED | فعندما تلمس رقبتك فأنت تقوم فعلياً بحماية نفسك |
Cinayetler boyunca doğrudan bilgi sahibi olduğu gerçeğine rağmen onu koruyorsun. | Open Subtitles | أنت تحميها رغم حقيقة أنها تملك معرفة مباشرة بالأمر، |
Şimdi buradayız. Hala beni koruyorsun. | Open Subtitles | والآن، ها نحن هنا ما زلت تقومين بحمايتي |
Birini mi koruyorsun Abel? | Open Subtitles | هل تغطي على أحدهم ؟ |
Sydney'yi mi koruyorsun, onun senden mi korunması gerek bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ماذا كنت تحمى سيدنى أو تحتاج هى لحمايه منك |
O şeyi sana saplayabilirdi. Neden onu koruyorsun? | Open Subtitles | لقد كان يريد ان يغرس السكين فيك لماذا تتستر عليه؟ |
Sen uyuşturucu ticaretine karşı savaşmıyorsun Onu koruyorsun. | Open Subtitles | أنت جزء من تجارة المخدرات أنت تقوم بحمايتها |