Gitmeden önce, hayatınızı kurtardığı için ona teşekkür etseniz iyi olur. | Open Subtitles | قبل أن تُغادر يُسْتحسن أن تشكرها على إنقاذ حياتك |
Daha sonra ona hayatımı kurtardığı için teşekkür etmeye gittiğimde bana önemli değil dedi. | Open Subtitles | لاحقاً، عندما ذهبت لأشكره على إنقاذ حياتي، قال أنه كان أمر يسير |
Yanına gitmeli ve ona sarılıp kıçımızı kurtardığı için teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | أتعلمون , يجب أن نذهب إليها جميعا ونحضنها ونشكرها على إنقاذ مؤخراتنا كيف يمكنك الإحتفال بحقيقة |
Hayat kurtardığı için yüz tane madalyası var aldıkları içinse hiç yok. | Open Subtitles | لديّه 100 وسام لإنقاذه للحياه ولم يأخد أي شيء |
Kongre ona, kendisini düşünmeden sekiz kişiyi kurtardığı için Onur Madalyası verdi. | Open Subtitles | منحه مجلس الشيوخ وسام الشرف لإنقاذه حياة 8 أشخاص بدون أن يفكر في نفسه |
Hayatını kurtardığı için ona teşekkür edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تشكريه على إنقاذه لحياتك |
Yani iyi yalan söyler ama önemli olan şey Jim'i kurtardığı için bu fedakâr bir yalandır. | Open Subtitles | فقد كذب على نحو حسن، لكن الأمر الأهم أنها كانت كذبة غير أنانية، لأنها أنقذت جيم |
Yanına gitmeli ve ona sarılıp kıçımızı kurtardığı için teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | تعلمون، يجب ان نذهب كل يعطيها عناق ونشكرها على إنقاذ بأعقاب دينا. |
Tabii ki, Bay Ferguson'u daha önce kadının hayatını kurtardığı için kutlamak lazım. | Open Subtitles | بالطبع تم تهنئة السيد "فريجسون" على إنقاذ حياة امرأة من الموت |
Libertus. Hayatını kurtardığı için Nyx'e teşekkür ettin mi? | Open Subtitles | "ليبرتوس"، ألم تشكره بعد على إنقاذ حياتك؟ |
Hayatımı kurtardığı için ona teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | ...فقط لـ شكره على إنقاذ حياتي |
Ormanno'ya beni kurtardığı için minnettarım, dostluğunuz çok değerli. | Open Subtitles | أشكرك على إنقاذ (أورمانو) لحياتي وأنا أقدر صداقتنا |
Kızımın hayatını kurtardığı için adama neredeyse teşekkür edecektim sonra adam kapıyı açıp dışarı çıktı ve ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | لقد كنتُ على وشك شكر الرجل لإنقاذه حياة إبنتي ولكنه خرج من الباب وبدأ بإطلاق النار |
İki Afganlıyı mayından kurtardığı için madalya almış. | Open Subtitles | حيث تلقى تزكية لإنقاذه حياة مدنيان في منجم |
Benim kıçımı kurtardığı için Tanrı'ya şükretmeliyim. | TED | في الحقيقة لابد من أن أشكر الله لإنقاذه حياتي . |
Hayatımı kurtardığı için ona teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نشكرهم تعلم , لإنقاذه لي |
En önemlisi, beni kurtardığı için Joe'yi kutsa. | Open Subtitles | والأهم، أن تُبارك (جو) على إنقاذه لي. |
Bunları ona hayatını kurtardığı için mi yapıyorsun? | Open Subtitles | أتفعل هذا بها لأنها أنقذت حياتك ؟ |