Çünkü kişilik bozukluğu varmış ve posta kutularını yalamadan duramıyormuş. | Open Subtitles | لأنه مصاب بالوسواس القسري و هو مهووس بلعق صناديق البريد |
Kuzenim dünyanın en romantik kuş yuvası şeklindeki posta kutularını yapıyor. | Open Subtitles | أبن عمي يصنع أروع صناديق البريد التي على شكل قفص العصافير |
- Tabii ki. Boya yapmadan önce, posta kutularını asite batırıyorlar. | Open Subtitles | هُم يُنظفون صناديق البريد بمياه حمضيّة قبل أن تبدأ عمليّة الطلاء. |
Bir mimar olarak ben, gelecekte bu ruhsuz kibrit kutularını tekrarlamamamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | لذا، كمعماري، لا أظن في المستقبل يجب أن نعيد علب الكبريت غير الإنسانية. |
Peki size süt kutularını bir daha asla açmamanızı garanti eden yepyeni bir ürün var desem? | Open Subtitles | ماذا إذا أخبرتك أنه يوجد منتج جديد يضمن أنك لن تضطر إلي فتح علب اللبن الكارتونية ثانية ؟ |
Posta kutularını izlemeye devam edeceğiz eğer birkaç gün içinde bir şey çıkmazsa boşa kürek çekmelerine devam edersin. | Open Subtitles | سنستمر بمراقبة تلك الصناديق وأذا لم يتبين لنا شيء بعد بضعة أيام بعد ذلك سنذهب الى مطاردتك الميئوس منها |
Baştan sona çöp kutularını karıştıran ve çöpleri silip süpüren. | Open Subtitles | يبحث بين حاويات النفاية ويتخلص من القمامة. |
Tüm ana kutularını yaktım. Artık ortadan kaybolma numarası yapamayacaksın. | Open Subtitles | لقد قُمت بحرق كل صناديق الأُم، لا مزيد من الإختفاء |
Çingene müziği demişken, o Ochi Tchornya kutularını satmakta büyük sorun yaşıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | بالحديث عن موسيقى الغجر لقد خضنا الكثير من المتاعب فى بيع صناديق الأوتشا تشورنيا أليس كذلك ؟ |
Bense tehlikeyi, köpekleri, zalim çocukları, bulunması zor posta kutularını seviyorum. | Open Subtitles | بالنّسبة لي فأنا أعشق التّحدي الكلاب، الأطفال الرّذلاء صناديق البريد الّتي يعسر إيجادها |
Senin kutularını arabaya su gelmesin diye kullandım. | Open Subtitles | اعتدت صناديق لتحويل المياه بعيدا عن بورشه. |
Gelen bütün bağış kutularını kontrol et işe yarayacak şeyleri içinden al, ve onları bu kutunun içine koy. | Open Subtitles | تفقدوا كل صناديق تبرعات الطعام اخرجوا الاشياء الجيدة و ضعوها في داخل هذا الصندوق |
Eğer biri sorarsa, seninle posta kutularını deviriyorduk, tamam mı? | Open Subtitles | إذا قام أحد بسؤالك أخبره بأننا كنا بالخارج نحطم صناديق البريد , حسناً؟ |
Kayışları, vites kutularını onla yıkayıp, sonra çukura dökerdim. | Open Subtitles | كانوا يستعملون تلك الأشياء فى غسيل الجلود و علب التروس ثم يلقونها هناك فى الخندق |
Posta kutularını temizlik yapmak için kullanırız. | Open Subtitles | نحن نستخدم علب البريد لصرف غسل سند، أليس كذلك؟ |
Hadi, evlat. Bu dosya kutularını laboratuara götürmeliyiz. | Open Subtitles | هيا يا فتى، يجب أن نعيد علب الوثائق هذه إلى المختبر. |
Silahlı soyguncular, para arabasından yüksek bahisli iki masanın kutularını alıp kaçmış. | Open Subtitles | لصوص مسلحة اختلسوا الصناديق المغلقة من طاولتي قمار على جانب الأقفاص الدوارة تماماً |
Öyle mi? Şu bebek bezi kutularını nasıl açıklarsın? | Open Subtitles | وكيف تفسرين وجود كل هذه الصناديق من حفائض الأطفال ؟ |
Tamam, peki eskiden antika ruj kutularını biriktirirdim. | Open Subtitles | حسناً في الماضي أجمع حاويات أحمر الشفاة عتيقة الطراز |
kutularını paketlemesine yardım edeceğim. Nakliyeye hazır olacak. | Open Subtitles | عليّ تغليف صناديقه لكي تكون جاهزة للشحن. |
Bu sprey kutularını jetpack olarak kullanıp, güvenli bir yere uçacağım. | Open Subtitles | سأستعمل عبوات الطلاء كمحرك نفاث للطيران نحو الأمان |
Odanın temiz olduğuna ve kutularını boşalttığına inanmakta güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | أنــه لــمن الصعب أن أصدق ــــــ بأن صناديقك فكت أحزمتها،وغرفتك نــظيفة |
Unicef'i devireceğim. O çok değerli, bozuk parayla dolu küçük kutularını da. | Open Subtitles | سأشوه سمعتهم هم وصناديق الدايمات الصغيرة خاصتهم |