Kuzeydoğu'lu ya da San Francisco'lu değilim. | TED | ولم أكن من الشمال الشرقي أو من سان فرانسيسكو. |
Örneğin, burada, elit bir Kuzeydoğu üniversitesinin öğrencilerinden oluşan gerçek bir ağ var. | TED | لذا، على سبيل المثال، ها هي شبكة حقيقية لطلاب جامعة لنخبة في جامعة الشمال الشرقي. |
Zira Kuzeydoğu menşeili rüzgarlar, Amazonlar'ın üzerinden geçerken su buharını da verimli bir şekilde toplarlar. | TED | بسبب الرياح التجارية الشمالية الشرقية اثناء مرورها فوق الامازون تلتقط بخار الماء بفعالية |
Ve bunlar Çin'den, Japonya'dan, Kore'den ve Kuzeydoğu Asya'nın başka bölgelerinden insanlar. | TED | وهؤلاء الناس من الصين واليابان كوريا، وأجزاء أخرى من شمال شرق آسيا. |
Sitenin Kuzeydoğu yolundaki adamlarını çekmen gerekecek. | Open Subtitles | أريدك أن تبعدي رجالكِ عن الممر الشمالي الشرقي من المجمع |
Binanın Kuzeydoğu çıkışını gözetleyen 5 ajan var. | Open Subtitles | هناك 5 عملاء يراقبون المخرج الشمالى الشرقى لهذا المبنى |
Kapısında altı tane Federal Ajan'la Kuzeydoğu'daki motel odasında. | Open Subtitles | حجرة فندق في الشمال الشرقي مع ستة ضباط فيدراليين على بابه |
Bunun son yarım saat içinde olduğunu farz edersek ve düşmanın doğuya doğru gittiğini düşünürsek Ventura İlçesi'nin Kuzeydoğu geçitinde bir yerlerde olması gerekiyor. | Open Subtitles | بافتراض أن هذا تم في النصف ساعة الماضية وأن الخاطف كان باتجاه الشرق، فهو في مكان ما في الطريق الشمال الشرقي من فينتورا كاونتي |
Sinyal, Kuzeydoğu köşesinin artı ya da eksi üç metre ötesinden geliyor. | Open Subtitles | على بعد ثلاث أمتار من الشمال الشرقي للمبنى |
Biz Jersey Varsity basketbol takımıyız. Kuzeydoğu bölge şampiyonu. | Open Subtitles | نحن فريق لكرة السلة نيوجيرسي أصحاب بطولة الشمال الشرقي |
Yarım düzine Kuzeydoğu hava kurtarma istasyonu bir haftadır hiç durmaksızın mücadele veriyor. | Open Subtitles | لقد مضى اسبوع على البحث مع جهود ستة رجال من فرق انقاذ المنطقة الشمالية الشرقية |
Gökyüzü temiz ve mavi, 1 5 Kuzeydoğu'ya doğru uç hemen. | Open Subtitles | الآن، سماء زرقاء صافية، الريح خارج المنطقة الشمالية الشرقية بمقدار15. |
Harvard Yard'ın Kuzeydoğu köşesi... | Open Subtitles | ساحة هارفارد، الزاوية الشمالية الشرقية منزل لويل، عبر من مسكنها |
Burada Kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. | TED | تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم |
Şu anda ilgilendiğim tek şey Kuzeydoğu Arkansas'ın en iyi radyo programını hazırlamak. | Open Subtitles | كل ما يثير اهتمامى الآن هو إذاعة أفضل برنامج فى شمال شرق آركانساس |
Kuzeydoğu yolunda kaçabileceği bir yol açmamı istiyor. | Open Subtitles | تريد أن أخلي لها مكاناً عند الممر الشمالي الشرقي |
Tamam, Kuzeydoğu duvarına keşif birimi gönderin. | Open Subtitles | حسناً، أعدوا وحدة عند الحائط الشمالي الشرقي |
Tamam, Kuzeydoğu duvarına keşif birimi gönderin. | Open Subtitles | حسناً , ضع وحدة استطلاع على الحائط الشمالى الشرقى |
Kuzeydoğu tarafındaki bir mezarda gömülü. | Open Subtitles | انها مدفونه في قطعة أرض في الزاوية الشمال شرقية |
Yakın zamanda Kuzeydoğu bölgesinden yapılan göçler incelenmeye başlanmıştır. | Open Subtitles | تحقيق بخصوص كل الهجرات الأخيرة الى الجزء الشمال شرقي يتم القيام بها الآن |
Havaalanının Kuzeydoğu tarafında bir bakım kapısı var. | Open Subtitles | هناك بوابة للصيانة في الجانب الشمالي الغربي من ممر الاقلاع. |
- İki derece daha fazla.Kuzey,Kuzeydoğu | Open Subtitles | خمسون درجه,انا اقول نقطتين اكثر شمالا الى الشمال الشرقى |
Kuzeydoğu. | Open Subtitles | الشمال الشرقيّ. |
Kuzeybatı, Doğu, Güney, Kuzeydoğu. | Open Subtitles | الشّمال الغربي، الشّرق، الجنوب، الشّمال الشّرقي |
Kuzeydoğu Amerika ladini, çoğu zaman doğunun Sekoyası olarak tanımlanır. | TED | توصف شجرة الشوكران الشرقي بأنها سكويا الشرق. |