- Çocuk sahibi olmamamın lütuf olduğunu söyledi inanabiliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم انه قال حرفياً انها نعمة اني لااستطيع انجاب أطفال؟ |
Apophis'i bir sorun olarak da görmüyorum. Aslında Apophis, bizim için gizli bir lütuf | TED | لا أظن أن أبوفيس يمثل مشكلة. في واقع الأمر، فإن أبوفيس هو نعمة خفية فى نتائجها، |
Eğer lütuf o kadar nazik olsaydı, biraz nezaket gösterebilirdi. | Open Subtitles | تظن لو أن النعمة رحيمة فقد تظهر نوعاَ من الهبة |
lütuf'u buldunuz ve morfik alan üzerinde çalıştınız. | Open Subtitles | إذاَ وجدتم النعمة وعملتم على هذا الحقل المحظور |
Bir sel onları yeryüzünden silip götürse bu ülke için bir lütuf olurdu. | Open Subtitles | هو سيكون بركة لهذه البلاد إذا الفيضان يمسحهم من على وجه الأرض |
Bana göre, kör olmak, çok derin bir lütuf, çünkü körlük bana görüş verdi. | TED | بالنسبة لي ، أن أصبح أعمى كانت نعمه عميقة. لأن العمى أعطاني البصيرة. |
Ve vakti gelince, size gösterilen lütuf için minnettar kalacaksınız. | Open Subtitles | ومن الآن، يجدر بكم الامتنان لما أنتم به من رحمة |
Fakat gerçekten de ölüm, bir lütuf olabilir. | Open Subtitles | لكن في بعض الأحيان الموت يمكن أن يكون نعمة |
Bunu yapabilmek bir lütuf. | Open Subtitles | انها نعمة أن تكون قادرة على القيام بذلك. |
Apartman girişinde durduğum... ve kasetlerini çöplüğe attığım sırada... birden bunun bir lütuf olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | كنت واقفة فى المدخل.. أرمى شرائطك فى موقد احراق القمامة.. عندما أدركت فجأة أن ما حدث كان نعمة |
Yanına git ve her günün bir lütuf olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسناً، ادخل إليها و اخبرها أن كل يوم نعمة |
Ancak evrimi canlandırdıkları için aslında gizli bir lütuf sayılabilirler. | Open Subtitles | لكن بسبب أنها تحفّز التطوّر فقد تكون نعمة خفية. |
Ana ve bende ki şey, hem bir lütuf hem de bir lanetti. | Open Subtitles | و أنا متأكدة أننا امتلكنا نعمة ولعنة في نفس الوقت |
lütuf kanı özümsedi, yeni bir kalıpmış gibi kopyaladı. | Open Subtitles | إذاَ النعمة تستقطب الدماء تنسخها كقالب جديد |
lütuf'u sıfırlayabilirsin, kanın bütün dünyayı tekrar ölümlü yapabilir, ama sadece iki taraftaki şehirlerden aynı anda uygulanarak. | Open Subtitles | قد تعيد إعدادات النعمة قد يجعل دمك العالم كله ميتاَ ثانيةَ لكن فقط بتقديمه لكلا المدينتين في آن واحد |
Bizlere bahşettiğin bu lütuf için teşekkür ederim, Tanrım. | Open Subtitles | شكرا لك يا رب لهذا النعمة التى وضعتها أمامنا |
Diğerlerinden gelen ufak yardımlar da senin için bir lütuf olabilir. | Open Subtitles | مساعدة صغيرة من الآخرين قد تكون بركة عظيمة |
Birbirinizi bu şekilde sevmeniz çok büyük bir lütuf. | Open Subtitles | يا لها من بركة بأن تكونوا بجوار بعضكم في مثل هذا الوضع |
Tanrı'nın ne istediğini bilmek bir lütuf mu sence? | Open Subtitles | هل تعتقد انها نعمه أن تعلم ماذا يريد الرب |
Annem hep birincisi lütuf, ikincisi lanet derdi. | Open Subtitles | كانت تقول لي أمي دائماً طفل واحد رحمة, طفلين لعنة |
Bir lütuf bu. lütuf demişken, yeni bir bebek yoldaymış diye duydum. | Open Subtitles | هذه مباركة, و بمناسبة التحدث عن المباركات سمعت أنه سيكون هناك طفلاً |
Bir eşin ve çocukların Peacefield'ta kalabilmesini büyük bir lütuf olarak görüyorum. | Open Subtitles | اعتبره إحسان عظيم اعطيتوني زوجة وأطفال والمكانة |
Seni tuzağa düşmekten alıkoymaları bir lütuf değil mi? | Open Subtitles | رغم ذلك إنها لنعمة أبعادك عن تلك المؤامرة الذكية ؟ |
Tanrım, bu yemek ve elinden aldığımız birçok lütuf için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | نشكرك يا إلهي على هذا الطعام و على النعم الكثيره اللتي أنعمت علينا بها |
Eşiniz için bir lütuf olurdu... ..çocuk içinde tabi. | Open Subtitles | سيكون ذلك بركه لها و للطفل |
Sizi canlı görmek büyük bir lütuf, Majesteleri. | Open Subtitles | إنها هبة عظيمة أن أراك على قيد الحياة، مولاتي. |
İçimden bir ses öyle diyor ve haklıysam bu senin için bir lütuf. | Open Subtitles | إنّه حدس لديّ وإذا كنتُ محقاً فهي نعمةٌ بالنسبة لكِ |