"lafın" - Traduction Turc en Arabe

• تعبير
• جاز التعبير
• لأختصر
• مجاز
• مجازياً
• تشبيه
• بإختصار
• بالمختصر
• وباختصار
• كلام مجازي
• الأمر هي
• خلاصة

Lafın gelişi de demiş olsam ben yine de büyük gelişme görüyorum.
إذن، إعتبره مجرّد تعبير مجازي. لكنّي أرى تقدماً هُنـا.

- Çıplak değilsin herhalde. - Lafın gelişi. Gidelim.
لا تقل لى انك عار انه مجرد تعبير ، هل يمكننا الذهاب؟

Lafın gelişi.
لنرى إن قام أحدهم بربحٍ قاتل , إن جاز التعبير

Uzun Lafın kısası birisi, o gece bacağını uzatmak zorunda kaldı.
لذا لأختصر لكِ القصة لقد إضطر لتجبيس رجله في هذه الليلة

Lafın gelişi öyle söylenir diye biliyordum.
لا ، اعتقدت انه مجاز من التعبير

O adamı iki yanağının ortasından öpmek bana koymazdı, Lafın gelişi.
لا أمانع ان أقبل هذا الرجل بين مؤخرته, مجازياً

Lafın gelişi söyledi.
كان هذا مجرّد تشبيه.

Uzun Lafın kısası, hayır. Yalan atamam, ben de kaçınıyorum ondan.
بإختصار ليس كثيراً لا أجيد الكذب فبدأت أتجنبه

Uzun Lafın kısası, elinizi gösterdiniz. Şimdi bundan sonrasını düşünmeliyim.
بالمختصر المفيد، لقد بالغت في الابتزاز والآن، علي أن أفكر في نتيجة ذلك

Lafın gelişiydi o seni salak ! Sizi vurmaya niyetim yok.
انه تعبير عادي للجملة فلن أقوم بقتلكما أيها الغبيان

Umarım bunu Lafın gelişi söyledin, yoksa başımız büyük belada demektir.
أَتمنّى ذلك فقط تعبير لأن عكس ذلك نحن في مشكلةِ كبيرةِ جداً

O sadece Lafın gelişi, uyanık. Hiçbir yere götürmeyecekler.
إنه مجرد تعبير مجازي يا عبقرية لن يأخذونه لأي مكان

Ayrıca, gözüm daima üzerinde olacak. Lafın gelişi.
ولا أزال سأبقي عينيّ عليكِ، إذا جاز التعبير

Asker vakit bulduğunda uyur, Lafın gelişi.
الجنود تنام عندما يستطيعون إن جاز التعبير

Uzun Lafın kısası, zengin bir çift evlilik yıldönümleri için bir plan ayarlamış.
لأختصر قصه طويله زوج فرنسي أغنياء طلبوا تصميم خاص

Uzun Lafın kısası doğru olamayacak kadar iyi bir hikaye duyduğunda bu genelde doğru olmuyor.
لأختصر لك الأمر، حالما نسمع قصّة تبدو حقيقيّة

- Lütfen. Sadece Lafın gelişi söyledim.
-رجاءً ، كان مجاز من التعبير فحسب

Lafın gelişi öyle dedim.
كان كلاّماً مجازياً

Lafın gelişi. Hoşça kal.
انه مجرد تشبيه حسنا..

..ve anahtarını kaptırdı. Uzun Lafın kısası, yönetici kapıyı götürdü.
وأخذ مفاتيحها القصه بإختصار المشرف أخذ الباب

Uzun Lafın kısası, koordinatlar bayrağın yerinin kadının gözüne yansıtacak deliği gösteriyor.
حسناً ، القصة بالمختصر الاحداثيات تحدد ثقب يعكس مكان الراية على عين الإمرأة

Uzun Lafın kısası, teklif sunduk ve kabul ettiler.
وباختصار القصة الطويلة، وضعنا عرضًا وتم قبوله.

Yani belki de Lafın gelişi söylemiştir.
أقصد, قد يكون كلام مجازي, تعلم؟

Dinle, uzun Lafın kısası bir takım gerçekliklere dayanan bir teorileri vardı.
إسمعيني خلاصة الأمر هي أنهم كانت لديهم نظرية مبنية على العديد من الحقائق

Uzun Lafın kısası, sağlık hizmeti değişiyor olabilir, ancak bu değişim kesinlikle yeterli değil ve yeterince hızlı değil.
خلاصة القول، الرعاية الصحية قد تتغير ولكن ليس بما يكفي أو ليس بالسرعة الكافية.